#16#

557 37 5
                                    

"Tam bitti derken acılar, her şey daha yeni başlar.."

GÜNEŞTEN;

Gözlerimi açmaya zorlanıyordum. Sanki bir baskı varmış gibiydi..

Ya da bu bir işaretti belki de bir daha açmamam gerekiyordu.

Birazcık zorlandıktan sonra gözlerim beyaz tavanla buluştu. Işığın etkisiyle gözlerim kamaşıyordu.

Yavaşça odada göz gezdirdim. Tuğra yanımda sargıda olmayan elimin üstüne başını koymuş uyuyordu. Hızlıca elimi çektim. Biraz afallayarak gözlerini kırpıştırdı.

"Uyandın demek küçük hanım."

Hayır daha uyuyorum demek istedim ama sesim çıkmıyor sadece dudaklarım oynuyordu.

"Konuşamıyor musun?"

Başımı diğer tarafa çevirdim. Yüzünü görmek istemiyordum.

"Güneş ben çok özür dilerim lütfen affet beni kendimde değildim biliyorum canını çok yaktım ama affettireceğim kendimi."

Sırtımı da tam olarak döndürdüğümde gözlerimi kapattım.

"Güneş lütfen bak o güzelliğini o sesini esirgeme benden."

Ebesini siktiğim gelmiş bir de özür diliyor.

"Güneş biz evlendik kocana karşı bunu yapma hakkın yok."

Ne, ne, ne?

Bir dakika ya ben evet demedim ki.

Yüzümü ona döndüm nasıl der gibi baktım.

"Kimliğin bendeydi zor olmadı. Ayrıca seni Umut'a bırakacak göz yok bende."

Sahi ya Umut'a ne olmuştu. Benden beter halde olduğu kesindi. Bu deli bana yaptıklarının bin katını yaşatmıştır ona.

Peki ya ben? Yine çaresiz kalan ben ne yapacağım.

Bu düşüncelerle sol gözümden bir yaş deldi geçti tenimi..

Ağlamak güçsüzlüktü, ağlamak kimsesizlikti, ağlamak zayıflıktı..

Ağlamak istemiyordum ama olmuyordu bu kadar acı beni mahvediyordu.

Gözyaşımı silmek için uzandığında hemen arkamı döndüm. Yüzünü bile görmek istemediğim insan bana dokunmak istiyordu.

"Nazlı karım benim alacağım gönlünü."

Sonra odaya 25 li yaşlarda bir doktor girdi, Yakışıklıydı. Biraz süzdükten sonra önüme bir beden geçti.

"Sen napıyorsun burada kadın doktor istemiştim."

"Güneş hanıma müdahale etmeseydim elini bir daha kullanamayacaktı. Şimdi bırakın son kontrolleri yapayım, evliyim ben."

Tüh benim talih gitti yaa..

"Peki."

Doktor yavaşça yanıma geldi.

"Bir ağrın var mı?"

Kolumu gösterdim. Sızladığını anlatmak istiyordum.

"Neden konuşmuyorsun?"

Bilmiyorum der gibi dudak büzdüm.

"Büyük bir ihtimal çocukluktan kalma bir tramva. Önceden böyle bir şey yaşandı mı?"

Hayır der gibi başımı salladım.

"Güneş hanım fazla sinir stres ve korku anlarında gelişebilen şeylerden biri konuşamamaktır. Üzgünüm konuşup konuşamamanız size bağlı."

"Ne diyorsun doktor karım konuşacak."

"Ben konuşamaz demiyorum kendine bağlı eğer sorunlarını aşarsa ve kendini iyi hissederse konuşabilir ama bir yandan durumu daha da kötüye gidebilir."

"Çık odadan doktor."diye bağırdı.

Doktor odadan çıktıktan sonra yanıma gelip yatağa oturdu.

"Konuşacaksın! Kendi ağzınla senin olmak istiyorum diyeceksin."

Cümlelerini tükürür gibi yüzüme savururken hızlıca sargıda olmayan kolumu kavradı.

"Duydun mu?" Tekrar bağırmıştı sesi rahatsız etmeye başlamıştı.

Cevap gelmeyince bu sefer elini uzatıp sargıda olan kolumu sıktı.

"Duydun mu dedim."

Canım acıdığı için gözyaşı dökerken kafamı olumlu anlamda salladım.

"İyi akıllanmışsın. Hadi karıcım daha evde işlerimiz var" diyip pis pis sırıttı. Bu imasına karşılık hıçkırıklarımı dışıma vurdum.

"Ah!! karıcım bu halin bile seni arzulamamı sağlıyor."

Allah belanı versin demek istedim ama sesim yoktu.

Tek silahım da beni terketmişsti. Artık çığlıklarım duyulmayacak kendimi savunamayacaktım..

Bundan sonra yapabileceğim tek şey ise
Sessiz çığlıklar atmak olacaktı....

Bölüm sonuuuu

Umarım begenmişsinizdir

Sizleri çok çok seviyorum

Diğer bölümde görüsürüzzz

GÜNEŞ'İN BATIŞIWhere stories live. Discover now