10.BÖLÜM|TUZAK

847 91 125
                                    


Merhaba. Kitabımı okuduğunuz için teşekkür ederim. Umarım bölümü seversiniz. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Bu arada tekrar söylemek istiyorum. Kitap biraz saçama olabilir. Karakterlerin hareketleri hoşunuza gitmeyebilir. Bu benim ilk kitabım. Yani ilk defa uzun bir kitap yazıyorum. Öylesine yazan bir kişiyim. Şu anlık yazarlık gibi bir planım yok. Eğlencesine yazıyorum. Şu anlık fazla tecrübeli değilim. O yüzden bir sürü hatam olacak haberiniz olsun.

İyi okumalar dilerim...


Biz kaderlerimiz bedelini ödeyecek olan kuklalardık. 

İşin en garip kısmı buydu. İnsan oğlunun yapmadığı bir şey yoktu. İnsan oğlu güzel şeylere merhametsizdi. Bir çiçeği severdi, kokusunu burnuna çekmek için onu koparıp öldürürdü. 

Friedrich Nietzsche'nin bu sözü beni her zaman etkilemişti : Kişioğlu da ağaca benzer, ne denli yükseğe ve ışığa çıkmak isterse, o denli kök salar yere, aşağılara, karanlığa, deliliğe, kötülüğe... 

İnsanoğlu aynen böyleydi işte. Her şey kadere bağlıydı. Peki kaderin iplerini kendi ellerime almamızın imkanı var mıydı?  Vardı... İyi olmak ve kötü olmak bizim elimizdeydi. Gitmek gitmemek bizim elimizdeydi. 

Ama duygular bizim elimizde değildi...

Sanırım insan oğlunun kontrol edemediği tek  şey buydu. Duygular...

İnsan oğlu hiç bir  zaman duyguları kendi kontrolüne alamamıştı.

Aşk.

Öfke.

Gurur.

Kibir.

İnsanoğlu bunların hiçbirini kontrol altına alamamıştı...

Heyecan içinde Diego'ya bakıyordum. Nefeslerimiz birbirine karışıyor, kalbim göğüs kafesimi dövüyordu. Gözeri yüzümün her zerresinde dolaşıyordu. 

Aniden kafamda bir şimşek çaktı.  Sarhoşken yaptıklarım aklıma gelince utançtan yerin dibine girebilirdim. Diego'ya baktığımda, hatırladığımı anlamış olacak ki dudağı çılgın bir yavaşlıkla yukarı doğru kıvrıldı. Benden bir açıklama bekliyordu. Haklıydı da. 

Hemen konuşmaya başladım "seni öptüğüm için özür dilerim. Ben ilk defa içtim o yüzden oldu isteyerek değildi" dedim. Söylediklerimle kaşları çatıldı. Gözleri gözlerime değiyor ardından dudaklarımla buluşuyordu. 

Bedenini bedenime daha fazla yaslayınca gözlerimi sıkı bir şekilde kapattım. Nefes alışverişleri kulağımı gıdıklamaya başladığında gözlerimi açtım. "feleğimi şaşırtıyorsun Türk kızı" dedi. Gözlerim irileşirken o hiç bir şey olmamış gibi beni olduğum yede bırakıp aramıza en az üç adım koymuştu.

Eli cebine gitti. Cebinden çıkardığı şeyin anahtar olması beni şaşırtmıştı. Gitmeme izin mi veriyordu?

Kapıya doğru ilerleyip anahtarı deliğe soktu. Ardından kapının kulpunu aşağıya indirip kapıyı açtı. Ben ise hala onu şaşkın gözlerle izliyordum. Bu yaptığına sevinmeli mi yoksa üzülmeli miydim bilemedim.

Kapının önünden çekilip gitmem için bana yol verdi. Bir süre öylece durdum. Daha sonra yavaş adımlarla kapıya doğru ilerleyip odadan çıktım. Odamın önüne geldiğimde odaya girip ardımdan kapıyı kapattım. Bedenim ve ruhum yorgun hissediyordu. 

Kendimi yatağa atıp gözlerimin kapanmasıyla kendimi uykuya bıraktım...


Diego dan...

KUMARBAZ KALP ♠️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin