0.3 Yine Yeniden Sen

140 3 0
                                    

2024

İşte yeniden dönmüştüm yuvama. Dört senelik gurbetten halama sürpriz yapmak için habersiz bir şekilde geri gelmiştim.

Nazlı halam gibi  öğretmenlik mezunuydum. Ama o Almanca seçerken ben İngilizce seçmiştim.

Dört senelik doğu görevim nihayet bitmiş, bugün temelli Bursa'ya geri dönmek nasip olmuştu.

Halam bilmiyordu tabi ki. Sırf ona sürpriz olsun diye karşısındaki daireyi kiralamış ve geleceğim günü bilerek saklamıştım. Bunu yapana kadar akla karayı seçmiştim. Çünkü mahallede herkes bizi tanıdığı için bu işin gizli kalması neredeyse imkansızdı.

Özellikle ev sahibi Mehmet amcaya bunu gizli tutsun diye çok dil dökmüştüm. Çünkü ısrarla  ''kızım biri sorsa evi kim kiraladı diye' ne derim ben?'' diye sorup duruyor, beni sinir etmeyi başarıyordu.

Hayır yani kim sana niye evini kime kiraladın diye sorsun kendine gel be Mehmet amcacığım. Kendini bu kadar önemli görmen bir tuhaf. Tövbe tövbe...

Çareyi eşi Pervin teyzeyle konuşmakta bulmuştum. Nihayet  Pervin teyzeyle iş birliğimiz sonucunda sürpriz yapacağıma ikna olmuş olacak ki susmuştu.

Buradaydım işte. Şükür...Mahalleye adım atar atmaz geçmişe gitmişti zihnim..

Ben ve halam arasında sadece dokuz yaş vardı.  Belki tam dokuz bile değildir. Ben sekiz yaşındayken halam üniversite okumaya başladı. O zamanlar İstanbul üniversitesinde hemşirelik bölümünde okuyordu. Ancak bölümünü sevmezdi çünkü dile yatkınlığı vardı ve çok da severdi farklı dilleri.

Zaten okuluna fazla dayanamayıp geri gelmiş ve ikinci dönemde bırakıp dil okumak istediğini söylemişti. Tabi bu olay sonrası ailede büyük bir kavga çıktığını hatırlıyorum.

Çünkü dedem başta hemşirelik olmak üzere,  diğer  sağlık bölümlerine hastaydı resmen. Neredeyse bütün çocukları ve torunlarına hemşireliği över, o bölüme yollamaya çalışırdı.
Tabi Nazlı halam istediğini yapmayınca da köpürmüştü. Şimdi hatırlıyorum da o zaman evde sinir gazı gibi dolanıp önüne gelene çatıyordu. Büyük kavga etmişlerdi.

Ancak halam dediğim dedik biriydi. Her zaman olduğu gibi inadını kimse yenememiş ve istediğini yapmıştı.
O kavgadan sonra neredeyse küsmüş, kimseyle konuşmadan, İstanbul'da yaşayan büyük halamın yanına gitmişti sınava çalışmak için.

Ardından gerçekten ilk sınavında, istediği Almanca öğretmenliği bölümünü kazanıp okumaya başlamıştı. Bir de ikinci senesinde Erasmus'a başvurusu kabul olunca hiç düşünmeden yurt dışında okumaya devam etmişti.

Orada bir yıl kaldıktan sonra tekrar okuluna geri dönüp okulunu bitirmiş.

O yıllarda eve hiç gelmemişti.
İşte o zamanlar benim için en zor yıllardı diyebilirim. Çünkü onun gidişiyle ben iyice yalnız kalmış, hatırlamak bile istemediğim anlar yaşamıştım.

Yurt dışında olduğu süre boyunca ailedekilerle kavgalı olduğu için, sadece 'iyiyim' diye arada yengeme yazıyor, bazen beni soruyormuş, başka da hiç kimseyle konuşmuyordu; benimle bile...
Döndüğü zaman dahi...

Bunun için ona çok kırılmıştım. Tamir edilemez yepyeni yaralar açılmıştı kalbimde. Bu hayatta en değerlim oydu çünkü ve o da hiç düşünmeden bırakıp gitmişti beni.
İşte bu gerçek kalbimi tarifi imkansız bir şekilde kırıyor, beni üzüyor, hatta çoğu zaman ağlatıyordu. Ben ise ona çok kırgın ve çok kızgındım: Kimsesiz birini bir kere daha kimsesiz bıraktığı için...

O okurken ben de o yılları yetimhane köşelerinde, malesef hiç hoş olmayacak olaylar yaşayarak geçirmiştim ve bu yüzden kalbimde o da dahil herkesi suçlamış, hatta nefret etmiştim.

SAHRA: (Gizli Sevdam)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin