~24~ Kırık Cam Parçaları

33 6 7
                                    

SELAMLAARRR NASİLSİNİZ CANLARİİMM?
YB GELDİİİYİYİYİ İNS BEĞENİRSİNİİZZZ <333

  Jisung için yine çok sıkıcı bir gündü bugün Minhoyla beraber okul çıkışı eve doğru gidiyorlardı ama Jisungun içinde bir tedirginlik duygusu vardı. Her an birşey olacakmış gibi hissediyordu. Bunu Minhoya söyleme kararı aldı, ama vazgeçti. Kendi boş düşünceleriyle onunda kafasını kurcalamak istemiyordu. Minhoların evi ara sokakta olduğu için o karanlık ve yokuşlu sokaktan geçmek zorundalardı. Yol karanlıktı. Ne bir sokak lambası nede insan vardı. Jisung her bu sokağa girdiğinde tedirgin hisseder ve Minhonun koluna girerdi. Ama bu seferki tedirginlik, sanki takip ediliyormuş gibi bir türdendi.

  İkili yolda yürürken Jisung sürekli arkasına bakıyordu. Korkmuştu. Minho bunu fark edince endişelendi;

"Jisungum bugün biraz sessizdin bir şey mi old-"

Minho cümlesini bitirmeden arkadan bir çatırtı sesi geldi. Takip ediliyor gibi hissediyorlardı.

Minho: KİM VAR ORDA!

Sokak çok sessiz olduğu için Minhonun bağırışı daha sesli ve yankılı çıkmıştı. Jisung;

"Minho lütfen bağırma korkuyorum."

Minho Jisungun omzuna kolunu atıp sıkıca tuttu ve;

"Biraz daha hızlı adımlarla yürüyelim Jisungum" diyerek fısıldadı.

  Jisung kafa sallayarak adımlarını hızlandırdılar. Ama onlar adımlarını hızlandırsalarda fayda etmemişti. Sokak yokuştu ve kalın gövdeli ağaçlar vardı.
  Ardından 2. Bir çıtırdama sesi duydular.
Jisung Minhonun gözlerine korkuyla bakıyor, Minho ise Jisungu dahada sıkı tutuyordu.
Akıllarına telefon etmek gelmişti ama gerçekten arkalarında gerçekten birisi varsa telefonlarını almak için kötü şeyler yapabilirdi. Sonuçta arkada kimin olduğu belli değildi. Belki sarhoş, belki takıntılı biri, belki Jisungun babası...

3. Çatırtı sesiyle beraber biri koşmaya başladı. Sanırım onlara yaklaşmak için daha yakınlarına koşmuştu birisi.
Minho sinirlendi ve Jisunga artık dayanmadığını söyledi. Arkasındaki kişinin kim olduşunu görmek istiyordu. Jisung;

"Silahı yada bıçağı olabilir."

"Umrumda değil. Kimse bizi böyle takip edemez"
Dedi ve Jisungu arkasında bırakmak istemesede arkaya doğru yöneldi. Minho yaklaşıyordu. Çatırtının olduğu, adım seslerinin duyulduğu yere doğru korkusuzca ilerliyordu. Tek korkusu Jisunga birşey olmasıydı. Ayak seslerinin olduğu yerden bir adam çıkıverdi ve Minhoyu ittirerek Jisunga doğru koşmaya başladı. O pislik adam koşarkende;

"JİSUNGGG ARTIK ELİMDESİN. KAÇACAK YERİN KALMADI.........OĞLUM."

Jisung korkudan bağırmaya başladı ve kaçıyordu. Hayatı için kaçıyordu. Çünkü arkasında göz altları morarmış elinde kırık alkol şişesi olan babası vardı. Bağrıyordu. Bağırıyordu çünkü Jisungun korktuğunu biliyordu. Jisung yorulmaya başladı, kaç sokak koştuğunu bile bilmiyordu. Minhonun evinin nerde olduğunu bilmiyordu. Kaybolmuştu. Minhoya ne oldu diye düşünüyordu bir yandan. Adam Minhoyu ittirdikten sonra hiç görmemişti sevgilisini. Yorulmasına rağmen koşmak zorundaydı.

  En sonunda çıkmaz bir sokağa geldi sağı solu sessiz terk edilmiş evlerle doluydu. Bir evin kapısı, öbür evin duvarı, bir sonraki evin de camları yoktu. Adam Jisunga yaklaştı ve yaklaştı. Her adımında dahada çirkin gülüyordu. Her adımında Jisung daha da korkuyordu. Adam elini kaldırdı ve Jisungun kafasına doğru vurmaya yeltenirken, bir el o adamın kolunu tuttu. O pisliğin elindeki şişeyi alıp adamın kafasına vurdu.
O kişi biricik sevgilisi Minhoydu. Ama yüzünde sıyrıklar olan elleri kanamış ve dizleri kıpkırmızı olan bir Minho. Adam onu ittikten sonra cam kırıklarının be paslı çivili tahta parçalarının üstüne düşmüştü ve heryeri kan içinde kalmıştı.
Ama ona rağmen Jisungu koruyordu. Koruyacaktı da. Çünkü Jisung onun herşeyiydi. Bir sevgiliden fazlasıydı. Jisung sulu gözleri ve kızarmış burnuyla nefes nefese kalmış bir biçimde Minhoya sarıldı. Sımsıkı sarıldı. Hiçkimse onu ondan ayıramayacakmışçasına sarıldı. Daha sonradan içini yineden bir korku sardı. Çünkü Minho kanlar içindeydi. Jisung birsürü soru soruyordu Minhoya.

Nabıyon Lan!Where stories live. Discover now