Ormandaki Avcı 1: Vampir'in Aşkı (Düzenleniyor)

5.1-Bana Ait-

Ormandaki Avcı'nın elli birinci bölümüne hoşgeldiniz umarım beğenirsiniz bol bol yorumlarınızı bekliyorum şimdiden iyi okumalar dilerim 💫

Rüzgarın sıcaklığının tenime değmesine izin verdim. Saçlarım rüzgarda savrulurken gülümseyerek elimi kaldırıp yüzüğe baktım. İşaret parmağımdaki yeşil elmaslı yüzük göz kırparken hala kurdele takılı olan yüzük parmağımdaki yüzük dikkatimi çekti. Çok güzeldi. Yeşil çimene basarak yürürken başımı kaldırıp sarayın büyük camlarına baktım. Güneş yeni doğduğu için gökyüzü turuncuydu.

"Veronica?" duyduğum ses ile arkamı döndüm. Bu Andrew 'di.

Gülümsedim. "Sizi görmek çok güzel." Yanıma gelip karşımda durdu.
"Sabah yürüyüşü?" diye sordu tek kaşını kaldırıp. Başımı salladım. "Siz?"
"Bende sabah yürüyüşü. Ayrıca siz demene gerek yok Veronica. Salver'ı kendi oğlum gibi görüyorum." Sakallarını karıştırdı. "Sende benim kızım sayılırsın."
"Salver seni gerçekten çok seviyor. Onunla nasıl tanıştınız?" Bakışları kısa bir anlığına çimenlere kaydı.

"Albert benim yakın arkadaşımdı. Bende ülkenin en bilindik denizcilerindendim." Ellerini cebine sokup yürümeye başlayınca bende onunla birlikte yürüdüm. "Bir gece sarayda askerlerle bahçede konuşurken duvarın arkasından beni izleyen siyah saçlı çocuğu farkettim. Çocuğun yanına gittiğimde ise bana merakla bakmıştı. Üzerimde üniformam vardı. Üniformamı görünce heyecanlanıp bir sürü soru sormuştu bana." Gülümseyerek saraya baktı.

"Ertesi sabah beni abisi Matthew ile tanıştırdı. O iki çocuğu da kendi çocuğum gibi sevmiştim. Yıllarca onlar için buraya geldim." Merakla Andrew'e baktım. "Matthew, Gloria adındaki kıza aşık olunca herşey karıştı. Matthew buradan kaçınca bütün yük Salver'ın üzerine kaldı. Ve o da kaçtı."

"Peki Salver önceden nasıldı?" diye sordum. Soruma cevap vermek için bana döndü. "Çocukken fazla meraklıydı. Ergenlik yıllarında ise yaşadıkları yüzünden çok acımasız birine dönüştü." Kaşlarımı çattım. "Neden?"

"Violet..." diyerek yutkundu. "Annesi. Salver'ın kusursuz bir vampir olması için ona yapmadığı şey kalmadı. Salver'ın tırnaklarının parçalandığını hatırlıyorum." Doğru ya. Bunu daha önce Salver anlatmıştı.

"Neden Salver'ın iyi bir vampir olmasını istediler?"

"Albert yaşlanınca Matthew yada Salver ülkenin başına geçecekti. Matthew'in zekası iyidir. Sadece stratejisi ile karşısındakini şah mat edebilir. Ancak Salver'a göre daha vicdanlıdır. Salver'ın ise gözü karadır."

"Acımasız mıydı Salver?" Başını salladı. "Salver'ın zekası ve öfkesi bütün dünyayı ikiye bölebilir. Matthew'i kolay kolay öfkeli görmezsin. Ama Salver'ın öfkeli halini mutlaka görmüşsündür." Yutkundum. Öfkeli hali gerçekten de korkunçtu.

"İşte Albert da ülkenin başına zeki ve bir o kadar da gözü kara birinin geçmesini istiyor. Bu yüzden tek seçenek de Salver. Ve Vampir ülkesinin kralı diğer vampirlerden daha iyi olmalı." Saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım. Salver'ın kral olacak düşüncesi bile benim heyecanlanmama sebep olmuştu. Çok iyi bir kral olacağına inanıyordum.

"Bir vampire gurur veren şey elflere düşman olmaktır. Onların kanına düşkün olmaktır. Bu yüzden Violet ona bu kadar acı çektirdi."

Yüzüne buruk bir gülümseme yayıldı. "Ve Salver küçükken elf kanından nefret ediyordu. Bu yüzden o elf kanına alıştırılmak zorunda kaldı. Günlerce açken önünde ölü elf bedenleriyle yatıp kalktı. Küçük bir çocuk olmasına rağmen ölü bedenlerle yaşamak zorunda kaldı."