14☼(+18)

875 25 19
                                    

Gölgesiz- Bir Yeraltı Kralı; Bölüm: 14

Bir akşam yemeği,

Çalan müzik kulaklarımı doldururken filtre kahvemi yudumladım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Çalan müzik kulaklarımı doldururken filtre kahvemi yudumladım. En son piyanoda gördüğüm o korkutucu ses tonu, son konuşmamız olduğunu bilmediğim bir tondu.

Hamile olup olmadığımı o gün öğrenmişti fakat ben hala bilmiyordum. Açıkçası rahmimde bir canlı hissetmek ilk aylarda benim biraz zor olmalıydı.

"Bugün daha iyisin." Gözlerimi ağaçlarla dolu camdan alırken başımı salladım ve içten bir nefes aldım. Odamda, evimde kahve içip ağaçları izliyordum. Sanki gerçek bir rüya gibiydi.

"Mutlu oldum Lina." Kızıl yatağıma oturduğunda sıcak bir yudum aldım." Biliyorum Kızıl." Kızıl gülümserken ayağa kalktı ve bana yaklaştı. "Bu sıvacı kuşlar mı? Açıkçası yılardır güneşten uzağım pek kuşlarla aram yok."

Kaşlarımı kaldırırken dudaklarımı yaladım. "Ama doğru bildin. Sabahları altı yedi civarı çok güzel ötüyorlar. O güneşin ve meltem rüzgarının altında.."

Ellerini sandalyeye koyarken dikkatlice ağaca baktı. "Uykudan uyandığımda bu sesleri duymak güzel olurdu." İçindeki hayal sanki bir kız çocuğun hayaliydi. "Burada kaç gün kalacağın belli mi?"

Başını olumsuz anlamda salarken geriye doğru döndü. "İki gündür buradayız. Normalde bu kadar izin verilmiyor. Çok büyük rütbedeki insanlar güneşi uzun görebilir... Ama sen hamile olduğun için bana kısa bir sürede olsa yanında olduğum için izin verdiler."

Sandalyenin iki tarafını tutup ayağa kalktığımda kaşlarımı heyecanla kaldırdım. "Hamileyim yani? Gerçek bir hamile..." Merakla yanına yaklaştığımda daha da gülümsedi.

"Kral sana söylemedi mi?" Başımı olumsuz anlamda sallarken kahve bardağını masaya bıraktım. "Onun gözünde söyleyecek kadar değerli değilim."

"Unutmuş olmalı." Kapıya yaklaştığında bana baktı. "Unuttuğunu sanmıyorum kızıl." Yutkunarak odadan çıktım ve salona geçtim. Televizyonu açıp üstüme pike örtüm.

"Kaç gündür yemek yemiyorsun? Miden mi bulanıyor?" Kızıl arkamda merakla konuşurken başımı olumsuz anlamda salladım. "Midem bulanıyor ama hap kullanıyorum. Canımda yemek çekmiyor hem."

Başımı ona çevirdiğimde televizyondan gözlerini alıp bana baktı. "Sen acıkmış olmalısın. İstersen ye."

"Ben karnımı doyurabilirim, önemli olan sensin." Gülümserken bana döndü ve koltuğa geçti. "Teşekkür ederim kızıl.." Küçük bir fısıltı edasıyla söylemiştim bunu. Duyduğunu pek sanmıyordum.

Saat beşe geldiğinde gözlerimi konuşan Burhana baktım. Evin sıcaklığıyla uyuya kalmıştım. Fakat kızıl sanki gün boyu dinç kalmış gibi evi toplamıştı. "Bu akşam sanırsam senin için bir sürpriz var." Nasıl bir sürprizdi ki bu?

GÖLGESİZ (+18) ❆Where stories live. Discover now