USJ OLAYI

26 13 21
                                    

Bu bölümü yazmaya, kantin kavgası bölümünü yayımladığım gün başladım. İyi okumalar<3

   Bir sonraki dersimiz Afet ve Kurtarma Eğitimi'ydi. Bunun için otobüsle, farklı bir eğitim sahasına gidecekmişiz. Ama bundan önce, Midoriya başkanlığı Tenya'ya bıraktığını açıkladı. Bence doğru bir karar verdi. Otobüste Tarou ve Konozai sağımda, Kagari solumda oturuyordu.

    Kısa süre içinde eğitim alanına vardık. Burası Unforeseen Simulation Joint, yani kısaca USJ olarak biliniyormuş. Uzay Kahramanı: On Üç Sensei, Aizawa Sensei ve All Might bu dersi birlikte işleteceklermiş fakat bugün All Might bir nedenden dolayı burada olamayacakmış.

  Burada yangın, sel, toprak kayması, fırtına gibi durumlarda ne yapmamız gere- az ilerdeki garip mor uçan çizgi de ne? Herkesin dikkati oraya yöneldi. Aizawa Sensei yavaşça mor şeye yaklaşırken mor şeyin içinden bir el- hayır, bir sürü insan çıkıyor! Bu kesinlikle normal değil.

     On Üç Sensei'yle birlikte çıkışa koşmaya başlıyoruz, eniştem insanların arasına daldı. Sanırım... Villainler..? Umarım eniştemin başına bir şey gelmez. Yer ayağımın altınd- Aşağıdaki mor şeyi-portalı görmemle yeni oluşmuş bu portalın içinden geçmem aynı anda oldu.

    Birden kendimi kayalık ve yüksek sayılabilecek bir dağa sırtımı vermiş hâlde buldum. Tavana bakılırsa hâlâ USJ'deyi- ÇOK AZ KALMIŞTIII! Çevik yapılı uzun saçlı bir kız üzerime doğru hamle yapmıştı. Niyetinin iyi olmadığı çok açık. Dünkü balçık kaybımı hâlâ toparlayamadım, *bkz. Bölüm 4'te Todo'nun tüm odayı aleve verdiği sahne* bu yüzden zor olacak, Todoroki sağolsun.

     Kız oldukça hızlı ve çevik fakat bir silahı yok, onun yerine bıçak gibi sivrileşmiş tırnaklarıyla saldırıyor.
*Vampir gibi bişiy işte*
   Kendimden uzak tutmak için birkaç el oluşturdum ama onu savursam da hiç sersemletemiyorum çünkü duvarlarda, hatta tavanda ayakta durabiliyor. Ellerle de yakalayamıyorum. Çevikliğimi de balçığımla beraber kaybetmiş olmasaydım belki bir şansım olabilirdi. Havaya fırladığında hiçbir şey yapamıyorum, iki metreden uzun el bile oluşturamıyorum balçığım yetmiyor, YAKTIN BENİ TODOROKİ! Bu kızı atlatabilirsem gözlere ihtiyacım olacak, o yüzden gözlere harcadığım balçıktan pişman değilim.

   Kız giderek hızlanıyor, onu yakalamayı bırak zar zor savuşturuyorum. Ben bu hâldeysem diğerlerini düşünemiyorum bile! Kız giderek yaklaşıyor, özgünlüğünün ona bu atikliği verdiğini varsayıyorum, ayrıca kızın tırnakları bana değerse ne olacağı hakkında tek bir fikrim yok!

     Fiziksel dövüş için de yeterli değilim, -sonra anlatırım- ah çok yakındı! KAÇ YILDIR uzmanlaştığım özgünlüğümü kullanırken ellerim titriyor, Teşekkürler Todoroki!

     İki tane oldular! Bir taneyle zor başa çıkıyordum ikinciyi gördüm ya, dizlerim titremeye başladı. Birbirlerine zıt yönden saldırıyorlar, çok riskli ama yapmazsam öldürür bunlar beni!

    Kızlarla savaşırken kemiklerimi balçık üretmeye zorladım. Normalde ben balçığı yönetirken kemiklerimdeki üretim durur.

    İkinci kız da ivme kazanıyor, bana arkadan saldırmaya çalıştığında birkaç saniye için boyum kadar bir kalkan duvar oluşturdum. Duvarı çok tutamadım, şekli ele dönüşürken kızın üstüne duvarı devirdim. Elle ikinci kızı sıkıca kavr- birinci kızın sağımdan gelen saldırısına tepki veremeden kendimi yerde buldum.  Tırnaklarını boynuma geçirdiğinde bir iki saniye geçmeden suratına balçıktan bir yumruğu yedi. Yanıma yuvarlanırken bana saplı olan tırnaklarıyla boynumu enine doğru yarmayı da ihmal etmedi.  İlk kızı da yakaladım.

   Yumruğum güçlü sayılırdı, kızı bayıltmıştı. İkinci kız çırpınıyordu, kanamam var, uğraşmak istemediğimden kızın kafasını yere çarptım, o da bayıldı. Bir şey yapmazsam ben de kan kaybından bayılacağım. Yanımda küçük bir ilk yardım kiti de var, ama balçıkla daha hızlı iyileşebilirim. Balçığı sıvılaştıracağım. Ne kadar tutabilirsem orada artık...

     (Dıdıdıdımmm)
   Balçığı sıvılaştırmak demek, aslında balçığı sıvı olarak yüzeye ulaştırmak demektir. Daha önce sanırım biraz bahsetmişimdir, kızın kemiklerinde üretilen balçık vücut sıcaklığında sıvı hâlde. Balçığın üretimi sürekli olduğu için her günün sonunda balçığı toprağın magmaya yakın denebilecek kadar derinlerine indiriyoruz ve orada sıvı olarak saklıyoruz. Balçık, sıvıyken istediğimiz her şeyin içinden geçebildiği gibi katıyken hiçbir şey geçirmez.
     (Dıdıdıdımmm)

    Ölmemek için balçığımla, boynumdaki koca yarayı kapattım. Böyle tutmak çok zor ama eğer katılaştırırsam ele dönüşecek, bu da beni zorlar çünkü bir şeyler yapmak istiyorum. Şimdi, bir bakalım. Sanırım dağ bölgesinin merkezden görülemeyen tarafındayım.

   Y-yere yığıldım? Bacaklarımı hissetmiyorum! Bekle, hayır! Boynumdan aşağısını hissetmiyorum! Benim özgünlüğümün böyle bir yan etkisi yok, o kızın tırnakları yüzünden olmuş olmalı. Boynumdaki sızı keskin bir acıya dönüşürken ses çıkarmamak için dişlerimi sıktım. Tamam, Akane, sakin ol, sakin ol... Diğerlerini bulmalısın... Yanlarına gitmelisin...

  Hayır, hayır! Şimdi gidersem sadece onlara daha fazla yük olacağım. Ama boynumdaki kanamanın şiddeti artıyor, emin olamıyorum. Ama orada da muhtemelen dövüşler vardır, gidersem kesin ölürüm. Of...

    Ve sanırım tutamayacağım daha fazla. Sıvılaştırdığım balçığı geri çektim. Şırıl şırıl kan akıyor, kız nasıl deldiyse. Mecburen kitten bir parça sargı bezi kullanacağım. İki el oluşturup çantamdaki kiti çıkardım, boynumdaki yarayı uygun şekilde sardım.

    Şimdi, herkesin yerini teyit etmeliyim. Sadece üç göz hakkım var ama USJ'nin nasıl göründüğünü tam hatırlayamıyorum. Gözlerden birini Kagari'nin, birini Tenya'nın, diğerini de eniştemin göğsünde oluşturdum. Etrafa bakıp daha iyi yerlerde göz oluşturacağım. Gözlerimi kapattım.

    Tenya koşuyordu. USJ'nin dışına çıkmayı başarmış. Kagari, benim dövüştüğüm kızlardan biriyle dövüşüyordu. Nasıl olur?

   Gözlerimi açıp ellerimle yakaladığım kızlara baktım. Hâlâ baygınlar. Bu kızlardan toplamda kaç tane var?!

   Gözlerimi geri kapattım. Eniştemin göğsündeki gözden aldığım görüntüye baktım, tamamen karanlık. Ufak bir ışık görebilmek için göz yuvalarını çevirdim, hâlâ ışık yok. Yerde yüzüstü yatıyor olabilir...

    Göğsünde oluşturduğum gözü yok edip sırtında oluşturdum. Kocaman, canavarımsı bir vücut gördüm. Mutasyon gibi de duruyor. Gözü fark etti. Son anda gözü yok ettim. O yumruk gözüme inseydi neler olacağını az çok tahmin edebiliyorum. Bir dakika, o zaman şimdi bu yumruk enişteme mi indi?! Kahretsin... Özür dilerim...

    Üst gövdemdeki uyuşma neredeyse geçti sayılır ama hâlâ bacaklarımı hareket ettiremiyorum. Biraz daha burada kalmalıyım. Başım da kan kaybından dönmeye başladı. Kanama biraz yavaşlamış gibi ama boynumdaki sargıdan sızan kan yere doğru süzülmeye devam ediyor.

    Oluşturduğum üç gözü de yok ettim, tavanda üçünü de oluşturdum. Bir bakalım... Tarou, eniştemi bayıltan canavarla boğuşuyor. Eniştem korkunç görünüyor ama o da birkaç kötüyle savaşıyor. Katsuki ve Kirishima'yı bir apartmandan çıkarken görüyorum. 13 Sensei ve Uraraka, Sato, Sero, Shoji ve Mina portalcı villainle dövüşüyor. Midoriya, Tsuyu ve Mineta, bir botun üzerinde . Sel bölgesindeki yüzen kötülerden kurtulmaya çalışıyorlar. Denki, Jirou ve Yaoyorozu, benim arkasında bulunduğum dağın tepesindeler. Koda ve Tokoyami fena değil, Ojiro da tek başına her şeyi hallediyor. Todoroki pisliği her zamanki gibi iyi durumda, düşmanları tek tek temizliyor. Ondan biraz uzakta Konozai ve Kagari var, Konozai yaralı...

    Oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etneyin<3 Her yorum bana ilham veriyor daaa😋

BNHA+4Where stories live. Discover now