one.

84 13 93
                                    

"why i love you, jay z."

adrien's pov

════ ⋆★⋆ ════

Sınıfın tavanında süzülen silgi, sarışın gencin dikkatini dağıtıyordu.


        Akşam dersleri, sağlık alanında büyünün kullanımını anlatmak için ayrılmıştı. Elbette, sınıftaki büyücülerin çoğu doktorların soyundan gelmiyordu. Bu nedenle kopan bir kolu yerine takmak ya da kronik hastalıkları iyileştirmek gibi üst düzey teknikleri öğrenmeleri mümkün değildi.


        Ancak en kötü düzeydeki büyücüler bile, basit bir yarayı iyileştirebilir ya da stres altındaki kişileri sakinleştirebilirdi. Bu teknikleri öğrenmek kolaydı ve düşünülenden çok daha fazla yarar sağlıyordu.


Tabii, tavanda bir silgi uçurmakla meşgul olan kişinin aynı fikirde olmadığı söylenebilirdi.


        "Marinette! Hemen o silgiyi yerine indir ve derse odaklan!" Beyaz tahtanın önündeki profesör kaşlarını çatmış, en arka sırada oturan genç kıza bakıyordu. Aniden dersi anlatmayı bırakıp bağırdığı için, sınıftaki herkesin bakışları lacivert saçlı kıza dönmüştü.


       Bu utanç verici durumu umursamıyormuş gibi görünen Marinette, elinde tuttuğu kalemi birkaç kez döndürdü. "Beni yoklamadan muaf bırakırsanız, belki derslerinizi sabote etmekten vazgeçerim."


"Tanrım, bu nasıl bir şımarıklık böyle? Disiplin kuruluna mı gitmek istiyorsun?"


"İstediğinizi yapabilirsiniz. Müdürün odasında azar yemek, sizin hiçbir işe yaramayan dersinizi dinlemekten daha iyidir."


        "Benim dersim gayet de işe yarıyor küçük hanım! Öğrenemeyen sizsiniz!" dedikten sonra, profesör sinirle masanın üzerindeki telefona uzandı. Zaten oldukça yaşlı biriydi, akademide eğitmen olarak son yıllarını geçiriyor olmalıydı. En ufak bir problem bile modunu düşürmek için yeterliydi.


        Bir süre sessizliğini korudu ve aramasının kabul edilmesini bekledi. Ancak, ne yazık ki şans profesörden yana değildi. Müdürün ofisi sabah 8 ile akşam 5 arasında çalışıyordu. Yapılan aramaların cevaplanıp cevaplanmayacağı, çalışanların ek mesaiye kalıp kalmamasına bağlıydı.


        Sinirle ahizeyi yerine koyan adam, bu sefer bakışlarını Adrien'a çevirdi. "Lütfen Bayan Cheng'e gece nöbetçisinin yanına kadar eşlik edin." dedi zar zor stabil tuttuğu sesiyle.


        Sarışın genç bir süre bıkkın bakışlarını profesörün gözlerinden ayırmadı. Saat akşam 9'du, ders biter bitmez gidip uyumayı planlıyordu. Kesinlikle yaramazlığıyla ünlü bir öğrenciye bebek bakıcılığı yapma havasında değildi.


        Ancak, kendisi disiplin kurulunun öğrenci başkanı olduğu için, bu isteğe karşı çıkamazdı. Dolayısıyla sesli bir şekilde nefesini dışarı verdi ve ağır hareketlerle ayağa kalktı. Ardından kendisini izlemekte olan lacivert saçlı kıza döndü. "Hadi gidelim."

should've prayed for me [adrienette]Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ