20.Bölüm: İyi ki Doğdun Masal

50 5 3
                                    

"İYİ Kİ DOĞDUN MASAL"

🌸🦋

Bölüm Şarkısı: Billie Eilish - L'AMOUR DE MA VIE

*

Masal'a berbat bir doğum günü yaşatmak... Kendi karakterlerimi bu kadar süründürmemeliyim.

Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur. Oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmezseniz sevinirim. Son bölümlere gelen oy ve yorumlar az olduğundan yeni bölüm için sınır koyma kararı aldım.

Yeni bölüm sınır: 10 oy, 10 yorum. (Bence bunu hak ediyorum)

İyi okumalar!

*

Zaman... Hem acımasız hem de olabildiğince insanı hayatta tutan bir kavram. Zaman benim için ise acımasız olmaktan öte değil. Küçük bir kız olduğum zamanları çok özlüyorum. Eski zamanlara dönebilme şansım olsaydı hiç düşünmeden tüm hayatımı geride bırakıp o günlere geri dönebilirdim. Şimdi ne ileriye gidebiliyorum ne de arkamı dönüp geçmişime gidebiliyorum. Her şey çok ani, çok zamansız ve tat vermiyor.

Bu zamanlarda insan ne yapar? Kendine yeni bir hobi mi edinir yoksa yeni birileriyle mi tanışır? Etrafındaki insanları tanıyamayan biri nasıl yeni birilerini tanıyabilir? Aklından sürekli ölmeyi geçiren biri nasıl dünyevi hayatta bir hobi bulabilir?

Bilinmezin içindeyim. O kadar bilinmezdeyim ki bazen kim olduğumu bile unutuyorum.

Kafamın içerisinde her an patlamaya hazır bir balon var gibi ama patlamaktansa kafamın içinde sürekli şişiyor, şişiyor da şişiyor. O balonu tek bir iğne darbesiyle patlatmayı istiyorum ama sanki patlarsa ben de patlarmışım gibi bir his içimi kaplıyor.

Acaba diye düşünüyorum sonra acaba kafamı sıfırlamam mümkün mü? Rehabilitasyon merkezleri insanların beyinlerini sıfırlayamıyor mu? Sanırım hayır. Eğer bunu başarabilselerdi insanlar delirmezdi.

Yine de benimki bir umut işte. Her şeyi geride bırakabilme, hayata yeniden tutunabilme umudu... Çünkü ben ne kadar hayattan vazgeçsem de o benden vazgeçmemekte ısrarcı. En azından bu süreçte ona ısınmam gerekir çünkü bilirsiniz, ölmeyi arzulayan her insan ölmez, tıpkı yaşamayı arzulayan her insanın yaşamadığı gibi.

Düşüncelerimin arasında amansızca boğulurken omuzlarıma bırakılan battaniye ile birlikte tebessüm gösterdim. Bir anda tüm kara bulutlar dağılmış gibiydi. Ekin, tekerlekli sandalyesi ile birlikte yanımda durmuş, benim baktığım yere yani yıldızlara doğru bakmaya başlamıştı.

"Bu gece yıldızlar güzel görünüyorlar," dediğinde başımı yavaşça salladım.

"Battaniye için teşekkür ederim."

"Üşüyen birini görür görmez anlarım," dedikten sonra göz kırptı.

Kapının önünde tökezledikten sonra uzun süredir gelmediğini söylediği evine beraber girdik. Evin içindeki eşyaların üstleri beyaz çarşaflarla kapatılmıştı. Sanki o çarşaflar sadece eşyaların değil, anıların da üzerini kapatmış gibiydi. Ekin'i tek tek çarşafları kaldırırken izledim. Bu eve neden beni getirdiğini anlamış değildim, ona da iyi gelmemiş gibi görünüyordu. Yine de gitmeyi teklif etmedim.

Kelebeğin RüyasıOnde histórias criam vida. Descubra agora