🕸 İSTİKRARSIZ AŞKLAR 🕸

646 40 9
                                    


BÖLÜM 12: İSTİKRARSIZ AŞKLAR

"Nefret etmek için değil, sevmek için yaratıldım."

🕸

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

🕸

Bir bulut iki bulut, sonsuz belki de hepsi tek birine ait, hava soğuk. Güneş tepemizde ama rengi sıcak bile değil. Bedenim de sıcak değil, soğuk her bir santimime dem vuruyor, aklım karışık. Rüzgar estikçe beynim dönüyor sanki, alışamadığım bir hıza kapılmışım, içim buruk.

Ejderha git gide alçalırken renkleri çoktan kaybolmuş bir diyara giriş yapıyorduk. Bulutların üstündeki, konforsuz olsa da en azından dünya ile bağlantımı kısa süre de olsa kesmeme yardımcı olan, yolculuk bitmişti.

Hızla aşağı süzülen bu dev yaratığın üzerinden her an yere çakılabilirdim, türlü türlü taktiklerim vardı artık ölmemek için.

Ayağımı iki sert dikeninin arasından uzatıp sıkıştırıyordum böylece kaymak zorlaşıyordu. Bacaklarımı da iyice ayırmış sırtı ile bir bütün olmuştum. Yere doksan dereceye yakın bir açıyla çakılacakmış gibi kendini bıraktığında gözlerimi sıkıca kapattım. Korkudan bağıramıyordum bile. Ya da bağırsam da fayda etmesi mümkün değildi.

Bu çekim kuvveti bilincimi kaybetmeme neden olacak kadar güçlüydü, zor dayanıyordum. Eğer bir kemerim olsaydı beni ona bağlayan ve ucunda ölüm olmasaydı kendimi karanlığa teslim edişim bu kadar uzun, beynimin çabası bu kadar ağır olmazdı.

Bir anda hızımız kesildi, dev kanatlarının rüzgarı tokatlama sesi kulaklarımı doldurdu, gözlerimi yavaşça araladım. Dağın tepe noktasına yakın bir yükseklikte yer edinmiş düzlükte yere bastı. Beni unutmuş bile olabilirdi, öyle pervasızca davranıyordu. Kanatlarındaki pençeleri de yeri bulduğunda yorulmuş kanatlarını bir kez yelpaze misali gerdi.

Sonra boynunu yana doğru çevirdi, beni bu pozisyonda göremezdi. Yüz seksen derece kafasını döndürecek kadar da değildi kıvraklığı.

Nasıl bindirdiyse o şekilde kanadını bir kaydırak misali eğdiğinde eteklerimi toplayıp yavaşça inmeye başladım. Ayakkabımın topuğunu ve tırnaklarımı derisine takarak düzgün bir inişe sahiptim fakat umarım canı yanmamıştı. Pençesine basıp oradan da küçük bir sıçramayla saatler sonunda yere inebildiğime şükrettim. Utanmasam toprağı öpecektim.

Kulaklarım hala uğulduyordu ama bu, dağın rüzgarından mı yoksa sayesinde feci şekilde hasta olacağım yolculuk yüzünden mi kestiremedim. Tam olarak tüm hislerimi kaybetmiştim soğuktan. Ejderha hiç hizama inmeye gerek duymadan süzüyordu beni, soğuktan tir tir titreyen bedenimi sakinleştiremedim. Arkamızda koca bir mağara vardı. Pençesini kaldırıp dev kanadını üzerimden geçirdikten sonra oraya doğru yürümeye başladı. Her hareketinde ezilmekten korktuğuma istemsizce nefesimi tutuyordum.

Şafakta Vampir Çıkmazı (+18)Where stories live. Discover now