•12• Yanılgılar

388 45 18
                                    

1977, aralık

Carmenta önündeki okkadan kalemini çekti ve ertesi haftaki ders planını yazmaya devam etti. Dumbledore, Carmenta'nın anlattığı dersten memnun kalmıştı bu yüzden birinci sınıflara tek başına ders anlatmasına izin vereli birkaç hafta oluyordu. Carmenta halinden memnundu, her şey olması gerektiği gibiydi. Bakanlık sürekli olarak ölümyiyenlere hamle yapıyordu ve şimdilik her şey onların lehineydi. Carmenta Voldemortun bu bir aylık sessizliğini garip buluyordu ve yakın zamanda bir şeyler olamayacağını biliyordu. Hatta tam bu gece bir şeyler olacağına emindi.

Okula geleli, evden kaçalım tam bir ay olmuştu, zaman o kadar hızlı geçiyordu ki Carmenta bazen algılarını yitirdiğini hissediyordu... Tabii bu sadece zamanın hızı değildi, gördüğü rüyalar git gide artıyordu. Her gün rüyasında aynı sureti görüyordu.
James Potter'ı.

Derin bir iç çekti ve kağıdın üzerindeki ıslak mürekkebin kurumasını izledi. Belki başka bir hayatta, başka bir evrende onunla mutlu bir hayatı olabilirdi ama bu hayatta olmayacaktı.

"Ne düşüyorsun?" Dumbledore bu sıralar en çok konuştuğu, neredeyse arkadaş olduğu kızın omzuna elini koydu. Carmenta başını kaldırdı ve hafifçe tebessüm etti, Dumbledore onun bu hayatta en değer verdiği kişilerden biri oluvermişti bu kısa sayılabilecek sürede. Her zaman arkasında duruyor ve ona tecrübesiyle yol gösteriyordu.

"Rüyalarımı. Artık bitmelerini istiyorum, her gün yorgun uyanmaktan bıktım..." Carmenta dik tuttuğu omuzlarını verdiği solukla eşdeğer olarak düşürdü.

"Su yolunu bulur. Öfke gediğine oturur ve aşk kızım, aşk her daim doğru insanı bulur." Dumbledore ellerini kızın omzundan çekti ve kendi ofisteki cama ilerledi. Bahçede antrenman vardı ve tüm Gryffindor oradaydı.

"Aşık değilim." Carmenta masadan kalktı ve yaşlı adamın baktığı pencereye yanaşıp havada süzülen öğrencilere baktı. "O iyi biri. Yaptığım şeyleri geri almak istesem bile çok geç, benden nefret ediyor. Artık imkansız." Carmenta bu sözleri daha çok kendine söylüyor gibiydi. Dumbledore'a zaten yaşadığı ne varsa anlatıyordu, sözlerini ilk söyleyişi değildi ve Dumbledore'un da bu sözleri ilk duyuşu değildi.

"Senden nefret etmiyor Carmenta." Dumbledore sinsice sırıttı ve göz ucuyla kaşları çatık halde manzarayı izleyen kıza baktı. Gerçi manzarayı mı izliyordu yoksa Çapulcuları mı orası muammaydı...

"Ona aşk iksiri verdiğimi sanıyor, benden tiksindiğini söyledi. Bunlar yaşanmışken benden nefret etmiyor, öyle mi?" Carmenta alayla güldü ve başını kaldırıp Dumbledore'a döndü.

"Etmiyor. Sadece senin isteğini yerine getiriyor." Dumbledore omuz silkti ve camdan arkasını dönüp uzaklaştı. Az önce Carmenta'nın yazdığı birinci sınıfların ders programını eline alıp incelemeye başladı. O sırada Carmenta çatık kaşlarıyla adamın arkasından yaklaştı.

"Ne demek bu?"

Dumbledore gözlüğünün üstünden kıza baktı. "Senden uzaklaşmasını istedin. O da uzaklaştı. Derste sana kendini kanıtlamaya çalıştığını söylemiştin, sana neyi kanıtlamak istedi? Cevabı basit ve bu cevabı sen de biliyorsun. Zekasını hafife almaman gerektiğini kanıtlamak istedi. Bay Potter'ın bir şeyleri bildiği açık." Dumbledore programı inceledikten sonra masaya tekrar koydu ve altına imzasını attı.

"Yani - demek istediğiniz - James zaten her şeyi biliyor mu? Benim bilerek oyuna ayak uydurduğumu... Onu korumak istediğimi..?" Dumbledore tekrardan odağını kıza verdi.

"Benden her şeyin cevabını alamazsın." Neşeyle göz kırptı ve ellerini ovuşturdu. "Her şeyi biliyor mu bilmiyorum ama bir şeyleri bildiğine eminim. Her neyse ben çok açım. Gidip kendime balkabaklı kek alacağım... Hmm leziz!" Dumbledore son sözlerini odanın çıkışından bağırarak söylemişti. Carmenta odada yalnız kaldığında sertçe yutkundu ve gözlerini zemine çevirdi.

Orenda - James Potter Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin