1.BÖLÜM

3.1K 109 16
                                    

Yine bana bir yerlerden ilham geldi. Bende kitap yazdım.

Gerçek Ailem yazmam diyen bana gelen ilham perileri şoku.

Severek okuduğunuz bir hikaye olması dileğiyle.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Keyifli okumalar.

Bismillahirrahmanirrahim.

•••••••••••

Güne gözlerimi yorgunlukla açtım. Dün akşam ağlayarak uyuduğum için başım ağrıyordu. Gerçekten iğrenç bir durumdu. Yataktan doğrulduğumda gördüğüm kaftan ile yüzümü buruşturdum. Dün akşam ağlamamın sebebi de tam olarak buydu.

Yıllarca Polat ve Zengi aşiretleri arasında kan davası varmış. Bu kan davası benim kendimden on yaş büyük biriyle zorla evlendirilmem ile bitecekmiş. Öyle dediler bir söz hakkı bile bırakmadılar. Bana sadece boyun eğmek düştü. Bende dün akşama kadar boyun eğmemiştim ama annemin 'eğer evlenmezsen abin ölecek.' demesi ile baş kaldırmam bitmiş ve ben kaderime razı gelmiştim.

Bugün kınam vardı. Yarın ise cenazem. Ailem yüzsüz gibi bana kına yapacaklardı. Tek kızları varmış da telli duvaklı evlendirmezlerse içleri rahat etmezmiş.

Yataktan kalktım ve cam kenarına gittim. Gökyüzüne baktım bugün güneş yoktu. O bile yasım olduğunu anlamış ve bu kara günü aydınlatmak istememişti. Yada ben delirmiş, hava olaylarından kendime pay çıkarıyordum.

Ben daha evleneceğimi Aksel'e bile söylememiştim. Aksel kim miydi? Aksel benim üç yıllık sevgilimdi ve ben onunla dün buluşmama rağmen evleneceğimi söylememiştim. Duyarsa olaylar daha fazla karışırdı ve Aksel'in canı yanardı.

Lavaboya girdim, elimi yüzümü yıkayıp çıktım. Yorucu ve boğucu bir gün beni bekliyordu. Üzerime ince siyah bir tişört ve siyah bol bir eşofman giyindim. Aşağı indim kahvaltı yapan hayatımda gördüğüm en boş insan olan abime baktım. Her öğün bir haftalık yemek yerdi ve bir kilo bile almazdı.

Geldiğimi ilk fark eden dedem olmuştu. Yüzünde piç gülümsemesi vardı. "Günaydın kızım. " dedi, yüzündeki gülümsemeyi silmeden. Cevap vermeden abimin yanına oturdum. "Deden günaydın dedi kızım. Cevap versene. " dedi, annem. "Günaydın dede" dedim, olay çıkmaması için. Bugün zaten kötü bir gündü. Daha fazla kötü olsun istemiyordum.

"Hazırlıkların hepsi bitti mi gelin?" dedi, dedem. Annem elindeki çayı aceleyle bıraktı ve "Bitti baba bir tek kızın saçı kaldı. " dedi. Dedem ağır ağır başını salladı. "Kim yapacaksa saçını eve çağırın bu şimdi kaçmaya kalkar hiç uğraşmayak. " dedi. Annem "Sen nasıl istersen baba" dedi. Zaten hep o ne isterse o oluyordu.

Babaanneme baktım son bir umut belki bir şey yapardı diye ama onun tek yaptığı kafasını yere eğip yemeğine devam etmekti. Bütün kapılar yüzüme kapanmıştı. Bende yemeğime devam ettim. Kahvaltı bitince ortalığı son kez toplayıp, bulaşıkları yıkamıştım. Daha sonra saçımı yapmak için gelen kuaförün yanına gittim. "Hoşgeldiniz." dedim gülümsemeye çalışarak.

"Hoşbulduk gelin nerede? Siz gelinin neyi oluyorsunuz?" dedi. Ağlamak istiyorum. "Gelin benim." dedim. Kadın önce ciddi miyim diye yüzüme baktı ciddi olduğumu görünce bana acıyarak baktı ve yüzünü yere eğdi. Acınmaya değil yardıma ihtiyacım vardı.

"Başlayalım mı?" dedim. Kadın beni onayladı ve saçımı yapmaya başladı. Saçımı ve makyajımı tamamlamışlardı. Kınaya bir saat kalmıştı, şimdiden misafirler gelmeye başlamıştı. Ama ben henüz kaftanımı giyinmemiştim. Gerçi bana kalsa hiç giyinmezdim. Odama girdim, kapıyı kapattım ve hızlıca kilitledim. Askıya asılmış olan kaftanı elime aldım ve ağlaya ağlaya giyindim. Sırtımı duvara yasladım ve yavaşça yere oturdum.

Güneşsiz GökyüzüWhere stories live. Discover now