| 1. Bölüm |

12 3 3
                                    


Sizleri seviyorum. Oy ve kurgum hakkında yorumlarınızı bekliyor olacağım.

Bölümü beğenmişsinizdir umarım.

🖤
_________________________

Bugün günlerden pazartesi. Avcı Thamson'u öldüreli bir hafta oldu, abimi esir almalarından ise 10 gün geçti

Abimin yerini öğrendiğimden beri -yani 3 günden beri- abimi nasıl kurtaracağıma dair planlar yapıyordum ama oradan hiç bir planımdan yara almadan çıkması olanaksızdı. Daha iyi bir plan yapmalıydım, daha kusursuz ve daha işe yarar bir plan.

Ama yapamıyordum çünkü abim olmadığı için onun yerine geçici Alfa olmuştum ve bir Alfanın çok fazla ve önemli görevleri vardı. En önemlisi ise sürünün güvenliğinden emin olmaktı.

Oyüzden kafam şu aralar çok doluydu ama abimi oradan çıkarmalıydım. Ayriyeten bir sorun daha vardı. Kuzey Sürüsünün Alfası da kaybolmuştu. Ben kaybolma nedeninin baş avcının adamlarına veya kendisine esir düşmüş olmasından kaynaklandığını düşünüyordum.

Aynı yerde tutuluyorlarsa onu da oradan çıkarmalıydık.

Zor olacaktı ama başaracaktık.

🐺______________________🖤

"Alfam! , Alfam!" Odaya koşarak ve endişeli bir şekilde giren betamıza baktım.

Ne olmuştu da bu kadar endişeliydi?

"Ne oldu? Bu endişenin sebebini öğrenebilir miyim?" Diyerek ayağa kalktım.

"Ormanın içinde sürümüzden bir gencin cesedini bulduk. Acilen gelmelisiniz Alfam." Diyerek beni cevapladı. Hemen ondan önce odadan çıkarak betamla birlikte ormana doğru aceleci adımlarla  yürüdük.

Ormanın derinliklerine doğru yoğun bir kan kokusu alıyordum ve kanın yanında bir kaç kurt kokusu da almıştım.

Kan kokusu giderek artıyordu ve en sonunda en yoğun olduğu yani cesedin yanına geldik. Betamın cesedini incelediğimde boynundaki o küçük şırıngayı gördüm ve onu eğilerek boynundan çıkardım. Şırınganın içindeki o sıvıyı inceledim ama pek bir sonuca varamadığım için ardından şırınganın içindeki o sıvıyı kokladım.

Genzimi yakan kokuyla sıvıyı kendimden uzaklaştırdım ve yanımdaki betaya döndüm, ve "Elyuis çiçeği vermişler." Dedim.

Elyuis çiçeği bizim için çok tehlikeliydi. Kısa bir sürede etkisini hemen gösterirdi. Panzehiri ise Selsuis  çiçeğiydi. İkisi büyü ile korunuyordu. Ve nasıl bulduklarını anlamış değildim. "Alfam nasıl bulmuş olabilirler bu çiçeği?" Diye sorunca betam, ona döndüm ve "Bilmiyorum betam ama öğreneceğim." Dedim.

Büyücüler pek insan yanlısı değillerdi, ama niçin onlara yardım ettiklerini anlamamıştım. Bizim yanımızda olan bir kaç büyücü vardı. Ama kara büyücümüz yoktu. Çünkü biz kurtlarla pek anlaşamıyorlardı. Ama bizi öldürecek kadar bizden nefret ettiklerini de bilmiyordum.

Düşünmeyi sonraya bıraktım ve yanımdaki betama döndüm.         

"Bir saat sonra sürüyü meydana topla onlarla bir konuşma yapacağım." Diyerek önüme döndüm ve ölen betama daha dikkatli baktım. "Tamam Alfam." Betam bunu diyerek yanımdan ayrıldı.
Betamı Elyuis çiçeğiyle öldürmüşlerdi, ve öldürmelerinin üzerinden 1-2 saat kadar anca geçmiş gibiydi çünkü bedeni hala sıcaktı. Bakışlarım cesedin yanını bulduğunda küçük buruşturulmuş beyaz bir kağıt gördüm.

Eğilerek onu aldım ve tekrar ayağa kalktım. Kağıdı açtım ve ardından ise içine yazılmış kelimeleri gördüm ve onları büyük bir merakla okumaya başladım.

"Merhaba 'Kontrolsüz Kurt'. Umarım hediyemi beğenmişsindir. Kendim yaptım güzel olduğunu düşünüyorum. En önemli konuya geçecek olursak Küçük Alfa, abin için zaman daralıyor. Unutmanı istemediğim bir şey daha var Kontrolsüz, seni büyük bir heyecanla bekliyor olacağım.

-Baş Avcı"

"Orospu çocuğu!" Sinirle ağzımdan çıkan kelimelerle elimdeki kağıdı buruşturdum ve kurdumun beni ele geçirmesine engel olamadım.

Kurdum sinirliydi çünkü en değerlisini almışlardı ondan. Kurdum rüzgar eşliğinde sallanan siyah kürkünü hissederken büyük bir sinirle ulumaya başladı.


🐺___________________🖤

Bir saat geçmiş ve sürümle konuşma yapacağım meydana gelmiştim. Sürüm beni, merak ve tedirginlik içinde konuşmamı bekliyordu. Bir sorun olduğunu anlamışlardı çünkü sinirle uluyan  bir Alfanın neye bu kadar sinirlendiğini merak ediyorlardı. Onları dahada merakta bırakmayıp konuşmaya başladım. "Sizinle bir konu hakkında konuşacağım." Diyerek söze girdim ve konuşmama devam ettim. "Ormana giriş çıkış yasaklandı. Kimseyi ormanın içinde görmeyeceğim ve duymayacağım."

İtiraz sesleri yükselirken onları sert bir sesle susturdum. "Ben sizin gerçek Alfanız olmayabilirim ama şuan sizin Alfanızım. Oyüzden dediklerime harfiyen uymak zorundasınız ama dersiniz ki hayır ben sizi dinlemeyeceğim ozaman sonunuz ölen arkadaşınızın sonu gibi olur. Ama şunu unutmayın ki ben sizi korumaya ve Alfalık görevimi yerine getirmeye çalışıyorum. En önemlisi ise Alfanızı bulmaya uğraşıyorum."

Herkes bu kelimelerden sonra susmuş ve ölen arkadaşlarına üzülmeye başlamıştı. Konuştuğum yerden kendi evime doğru yürümeye başladığımda sürüde benimle birlikte meydandan ayrılmaya başlamıştı.

Sürüme verdiğim yasak benim için geçerli değildi. Sadece onlara geçerliydi. Onların güvenliklerinden sorumluydum ve bir kaç gün ormanda nöbet tutacaktım. En azından abimi bulana kadar.

Devam edecek..

-Stella :)

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jun 17 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Kontrolsüz ALFA || Siyah Kurt ||Where stories live. Discover now