20.BÖLÜM

103 6 2
                                    


Blok3 - Naptığın'ı Bilmesemde

"Birşey olursa haber ver." Dedi Mira. Kafamı sallayarak arbadan indim. Üstüm kurumamıştı. Gökmen arabada klimayı açmıştı ama pek fayda etmedi.

Hızla odama çıktım. Çantamı ve montumu bir kenara atarak üstüme kalın eşofman takımı giydim. Yatağa girerek yorganımı üstüme çektim. Çok üşüyordum. Olduğundan daha fazla üşüyordum.

Gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Neden ağlıyordum? Onun için mi? Değer miydi ki?

Onu sevmeyi hiç bırakmamıştım. O ise... Kalbimi onarıyor ama tekrar kırmak için onarıyor.

Bir insan ne kadar sevilir? Ben çok sevmiştim. Yağız 'ı çok sevmiştim. O sevmemiş, oynamış.

Yorgunluktan gözlerim kapandı.

                          🌙

Uyandığımda ateşler içinde yanıyordum. Cehennemde gibiydim. Boğazım ağrıyordu.

Sese uyanmıştım ama ne sesiydi?
Ağlamaktan ağrıyan gözlerimi zorla etrafta gezdirdim. Hava kararmıştı ne kadar çok uyumuştum.

Zilin sesini duyunca anladım hangi sese uyandığımı.  Yataktan kalktım ama ne kalkmak. Başım dönünce geri yatağa oturdum.

Derin nefesler aldıktan sonra geri ayağa kalktım. Tutunarak merdivenlerden indim.
Kapıya yaklaştığım sıra bir kere daha çaldı zil. Anahtarı çevirerek kapıyı açtım.

"Kızım sen nered- İklim bu halin ne?" Gökmen kolumdan tutarak içeriye soktu.

Salona geçerek koltuklardan birine oturduk.
"Ne oldu sana böyle?" Diye sordu ama konuşacak durumda değildim. Göz kapaklarım  benden izinsizce kapanıyordu.
"İklim kalk hastaneye gidelim." Son duyduklarım bunlardı.
Göz kapaklarıma yenik düşmüştüm. Yağız 'a olan aşkım gibi..

Yavaş yavaş gözlerim açıldı. Tavanda gördüğüm ışıklardan anlamıştım hastanede olduğumu.

"Uyandı." Mira 'nın sesiydi. Yavaşça doğruldum. Kolumda serum takılıydı yine.. Gözlerim Miralara döndü. Sinan ve Yağız 'ın burada ne işi vardı.

"İklim nasılsın?" Diye sordu Mira, elini alnıma koyarak ateşime baktı.
"Ateşin düşmüş. Geldiğin de ateş gibi yanıyordun." Gözlerim yağızda takılı kaldı. Neden gelmişti? Aklında bu sefer ne vardı? Ama bir daha asla kanmam ona.

"Neden getirdiniz beni buraya? Sevmiyorum hastaneyi. Evde bakardım kendime." Dedim. Mira ve Gökmen 'e bakarak.

"Bok bakardın gözlerini açamıyordun daha." Dedi Gökmen sitemli bir şekilde.
Omuzlarımı silkerek başımı önüme eğdim. "En fazla ölürdüm." Dedim kısık sesimle.

"Ben seni öldürücem şimdi. Ölürmüş gerizekalı bu kız ya." Dedi Mira ellerini beline koyarak.

"Ben sana diyorum bu kızı bir akıl hastanesine götürelim diye."
Yanağımdan aşağıya süzülen yaşı hızla silerek kafamı kaldırdım.

"Götürsenize ne olur? En azından orada kalbimle ya da duygularımla oynamazlar. Tıkarlar beni bir odaya." Dedim Yağız 'a söylermiş gibi.

Gökmen yanıma gelerek kollarını belime doladı. Kafamı göğsüme koydum. Gözlerimden yaşların akmasına engel olamadım bu sefer.

"Gitmek istiyorum buradan uzaklara gitmek istiyorum. Ölmek istiyorum ama yaşamakta istiyorum." Dedim hıçkırıklarımın arasından.

"Ölüyorum Gökmen kimse sesimi duymuyor. İçimde fırtınalar kopuyor ama kimse umursamıyor." Kafamı ellerinin arasına alarak geri çekildi. Gözleri dolmuştu.

"Ölmek falan yok gitmekte yok. " Kafamı olumsuz anlamda salladım.

"Gidicem şu sınavı bir atlayayım ertesi gün gidicem." Dedim.

"Ona o zaman bakarız." Dedi Mira.

Doktor odaya girince bir kaç kontrol yapıp sorular sordu. Serumu çıkarıp taburcu olabileceğimizi söyledi. Mira ve Gökmen taburcu işlemlerini yaptırmak için odadan çıktılar. Sinan da sigara içmek için bahçeye indi. Oda da sadece ben ve Yağız vardı.

Üstümdeki hastane pikesini çekerek ayağa kalktım. Başım döndüğü an tutunmak için birşey aradım ama bulamadım. Yere düşeceğim sırada Yağız belimden tuttu. Geri çekilmeye çalıştığım sırada belimi sıkarak kendisine daha çok çekti.

"Bırak." Dedim titreyen sesimle.

"Bırak Yağız." Geri çekilmeye çalıştım ama hayvan gibiydi bırakmıyordu. Yanaklarımdan aşağıya doğru süzüldü göz yaşım.
Gözleriyle takip etti göz yaşımı.

"Ağlamak sana hiç yakışmıyor." Dedi. Bende ona ağlamak bana yakışıyor mu diye soruyordum sanki.

"Bırak beni." Dedim tekrar.

Gülerek "Ürkek kedi." Deyince daha çok ağlamaya başladım.
Amacı neydi? Beni öldürmek mi? Kelimeleriyle beni öldürmeye çalışıyordu.

"Canımı yakıyorsun." Dedim hıçkırarak.

"Umurumda mı sanıyorsun?"
Acımasız dı. En acımasız kelimeleri seçiyordu.

"Bırak beni Yağız."

"Bırakıcam hem de çok güzel bırakıcam." Derken kafasını aşağı yukarı salladı.

"Ne istiyorsun benden daha ne istiyorsun?"

"Seni, seni istiyorum." Gözyaşlarımın arasından güldüm.

"İnanır mıyım sanıyorsun? Bir daha sana inanırsam kendimi öldürürüm." Dedim.

"Sen ölüme neden bu kadar çok taktın anlamdım?" Dedi.
"Bir gün ölüceksin ama benimle beraber."

Odanın kapısı açıldı. Ama o hala bırakmadı beni.

"Ne yapıyorsun lan sen!?" Diyerek Yağız 'ın kollarının arasından aldı beni Gökmen.

"Bir daha bu kıza yaklaştığını göreyim seni gebertirim." İşaret parmağını sallayarak Yağız 'a tehditler savurdu.
Yağız ise sadece gülmüştü.

"Asıl sen beni gebertirsen bu kız da geberir. " Dedi bana bir bakış atarak.

"O ölür, ama sen geberirsin." Dedi odaya giren Mira. Arkasından da Sinan girdi.

Kapıya doğru yürüyerek odadan çıktım. Daha fazla onun sesini duymak istemiyordum.

Hastanenin kapısına çıkarak Gökmenleri beklemeye başladım.

Gökmen ve Mira koşarak çıktılar kapıdan.
"Kızım ne diye çıkıp gidiyorsun?"  Omuzlarımı silktim.

"Neyse yürü hadi gidelim." Dedi. Başımı sallayarak onayladım onu.

Arabanın yanına gelince kapıyı açarak içeri attım kendimi.

Kafamı cama yaslayarak yarım kalan uykuma geri döndüm.

Hiç Mi Sevmedin?Where stories live. Discover now