-1-

42 9 7
                                    

Jake, okulunun koridorlarında koşarak ilerlerken, içinde karışık duygularla doluydu

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

Jake, okulunun koridorlarında koşarak ilerlerken, içinde karışık duygularla doluydu. Sırtındaki çantası hafifçe sallanıyordu ve heyecanla sınıfa doğru ilerliyordu. Her sabah olduğu gibi, sınıfa ilk gelen olma hedefiyle yarışıyordu. Ancak bugün onun için daha özel bir gün olacaktı.

Kapıyı açıp içeri girdiğinde, sınıfın sessizliği onu karşıladı. Öğretmen henüz gelmemişti ve sınıfın sessizliği yalnızca Jake'in ayak sesleriyle kesiliyordu. Hızlı adımlarla sıraya doğru ilerlerken, gözleri Heeseung'un sırasına kaydı. Kalbi heyecanla çarpıyordu.

Heeseung'un sırasına yaklaştığında, bir heyecan dalgası onu kapladı. Cebinden çıkardığı küçük bir notu titreyen elleriyle Heeseung'un defterine yerleştirdi. Not, basit ama samimi bir mesaj içeriyordu: "Günaydın! Bugün için harika bir gün olması dileğiyle."

Notu bıraktıktan sonra, gülümseyerek kendi sırasına oturdu. Kalbi hala heyecanla çarpıyordu ve umut dolu düşünceler zihnini dolduruyordu.

ake, içindeki heyecanla dolu kalbiyle sınıfta yerini aldı. Ders ilerlerken, gözleri sık sık Heeseung'un sırasına kayıyordu. Onun notu gördüğünü ve belki de ona nasıl bir tepki vereceğini merak ediyordu. Ancak ders boyunca, Heeseung'un notu fark etmediğini düşünüyordu.

Ancak Jake'in umutları, dersin sonuna doğru gerçekleşti. Heeseung, ders kitabını kapatıp dışarı doğru yöneldiğinde, Jake fırsatı yakaladı. Hızla kalkıp dolabın yanına yaklaştı ve içindeki küçük hediyeyi çıkardı.

Küçük bir kağıt parçasına, titreyen elleriyle yazdığı samimi bir not ekledi: "Sana bir şey vermek istedim. Umarım beğenirsin."

Kalbi hızla çarparak, dolabın üzerine notu ve hediyeyi koydu. Hızla yerine dönüp oturdu ve içindeki heyecanla nefes almaya çalıştı.

Birkaç dakika sonra, Heeseung dolabına yönelip notu gördü. Gözleri, notu okurken hafifçe genişledi ve sonra yüzünde hafif bir gülümseme belirdi. Jake'in içinde bir sevinç dalgası yükseldi.

Dersin son çanı çaldığında, Jake hala gülümseyerek yerinde oturuyordu. Heeseung'un küçük jestine nasıl tepki vereceğini merak ediyordu. Ancak en önemlisi, onun bu küçük jestlerle kendisine olan duygularını ifade etmeye çalıştığını bilmesini istiyordu.

Heeseung, dolabına konan notları fark ettiğinde, bir süre duraksadı. Notları kimin yazdığını ve bu kişinin duygularını öğrenmek istiyordu.

Gözleri, sınıfta etrafa bakındı, ancak dolabına bakan biri olup olmadığını göremedi. Ders bitip sınıftan çıkmadan önce, hızla etrafına bakındı. Jake'e doğru dönüp bir anlığına göz göze geldiklerini hatırladı. Acaba Jake miydi?

İçindeki merak, onu düşündürmeye devam etti. Jake'in duygularını bilmek istiyordu, ancak aynı zamanda bu bilgiyi öğrenmek de korkutucu bir fikirdi. Ne yapacağını veya nasıl tepki vereceğini bilemiyordu.

Dışarı çıktığında, Heeseung hala kafası karışmış bir haldeydi. Jake'in ona olan duygularını öğrenmek istiyordu, ancak aynı zamanda kendi duygularını da anlamak zorundaydı. Jake'in bu jestleriyle ne anlatmak istediğini ve onunla nasıl bir ilişki kurmak istediğini anlamak istiyordu.

Yol boyunca düşünceleriyle boğuşurken, Heeseung'un kalbinde bir kararlılık belirdi. Jake'in duygularını anlamak ve kendi duygularını ifade etmek için cesaretini toplamak zorundaydı. Belki de en iyisi, doğrudan Jake ile konuşmaktı. 

**

Heeseung, okula geldiğinde, dolabının yakınında Sunoo'yu fark etti. İçinden geçen düşüncelerle karışık bir şekilde, Sunoo'nun belki de hediyelerin arkasındaki kişi olabileceğini düşündü. Bu fikir onu şaşırtmıştı ve bir yandan da endişelendiriyordu.

Sunoo, ona sıklıkla gülümseyen ve samimi bir arkadaş gibi davranan biriydi. Ancak bu hediyelerin arkasında gizli bir duygu olabilir miydi? Heeseung, bu fikri düşündükçe, içindeki karmaşık duygular daha da büyüdü.

Ancak aynı zamanda, Jake'in de bu jestlerin arkasında olabileceğini unutmamalıydı. Onunla konuşup gerçeği öğrenmek istiyordu. Ancak önce, Sunoo ile olan ilişkisi hakkında biraz daha düşünmesi gerektiğini fark etti.

Heeseung, bu karmaşık duygularla dolu bir gün geçirdi. Sunoo ile arasındaki ilişkiyi ve Jake'in gerçek duygularını anlamak için bir sonraki adımı atmak için kendi içinde bir karar vermesi gerekiyordu.

Heeseung, Jake'in okulda olmadığı bir gün dolabına baktığında, yine bir hediye ve hoş bir söz buldu. Bu kez, içinde karmaşık duygularla dolu bir sürprizle karşı karşıya kaldı. Jake'in olmadığı bir günde hediye gelmesi, onun düşündüğü kişinin Sunoo olabileceği fikrini güçlendirdi.

Bu durum, Heeseung'un zihninde daha da fazla karmaşıklık yarattı. Jake'in duygularını anlamak ve kendi hislerini netleştirmek için karar vermesi gerekiyordu. Sunoo ile olan ilişkisi hakkında net bir fikir sahibi olmadan önce, Jake ile konuşmadan önce daha fazla düşünmesi gerektiğini fark etti.

Bu sürpriz hediye, Heeseung'un içsel düşüncelerini daha da derinleştirdi. Ne yapacağını bilmeden, kendi içinde bir karar vermesi gerekiyordu. Jake'in gerçek duygularını öğrenmek ve kendi duygularını ifade etmek için cesaretini toplamak zorundaydı.

Heeseung'un dolabında bulunan hediyeyle birlikte küçük bir not da vardı. Not, içten ve samimi bir mesaj içeriyordu:

"Seni düşündüm ve sana bir hediye vermek istedim. Umarım bugünün senin için harika geçer. Her zaman yanında olduğumu unutma."

sey arjadaslar yazarınız ılk kez rıkının olmadıgı bır fıc yazıyorda ustune gıtmeyın tamam mı SDDFJSAJDSAKLJDSLJA 

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

sey arjadaslar yazarınız ılk kez rıkının olmadıgı bır fıc yazıyorda ustune gıtmeyın tamam mı SDDFJSAJDSAKLJDSLJA 

lover?'HeejakeWo Geschichten leben. Entdecke jetzt