Destiny

6 2 0
                                    

İlham yok. Eskiden zevk veren insan ve meşgaleler en sıkıcı hâlinde. Eski neşe ve parıltım yok. Sinirimi yanlış ve olmaması gerken kişilerden çıkardığım, gülmem için birilerinin yanına gitmem gereken ama yataktan kalkmak istemediğim sıkışık zamanlardan birinde takılı kaldım yine. Zaman tekerrür ediyor. Hep belli bir dönemde düşünmekten öylesine sıkılıyorum ki. Zihnimde tepinen papatyaların güneşi çağırdığını duyuyorum. Yerlerinden memnun değiller ama bana bağlılar ya, onlara da iyi gelemiyorum. Kendimden olan hiç bir uzuvum kendime iyi gelmiyor. Ne anlatsam, ne söylesem kime desem bilmiyorum. Bir anda öyle mutlu bir anda bulutlardan yağarcasına.

İlk dersin matematik olduğu bir haftaya başlayıp son günün de dolu olması gibi. Sayısal loto gibi kendim hakkında tahminde bulunsam da biri bile tutmuyor. Geleceğim hakkında oynadığım kumardan haberim yok, sarhoş olup daha sonrasında hatırlayacağım şeyler yapıyorum. İçimde bir şey var, çıkmıyor. Birilerine -ya da bana- bir şeyler olacak ama bir türlü olmayıp bencilce içimde yaşamaya devam ediyor.

Korkuyorum, bir nebze pişmanlıkla birlikte kendimi zorluyorum. Duymam gereken duygular buymuşcasına normal karşılayıp iyileşmek için bir girişimde bulunmıyorum. Tıkılı kaldığım sanal dünya kanıyor ve pansuman yapabileceklerin yapmasına bile izin vermiyorum. İçimdeki biri haketmediğimi, değmediğini söyleyip korkunç şekilde engel oluyor iyileşmeme.

Bozuk saat gibiyim. Nasıl olsa iki kere doğruyu gösteriyorum diye kimseye dokundurtmuyorum kendimi. Bununla yetinememem gerek ama uğraşamıyorum. Çünkü yeni rakamlarda çalışıp her gün dönmeye mecalim kalmadı gibi hissediyorum. Şahsen morotonluktansa takılı kalmayı yeğlerim. Fakat buna bir çarem yok. Sanki herkes mutlaka her gün aynı şeyi yapmak zorundaymış gibi dönüp duruyor. Ve ben de onlara uymaya mecbur kalıyorum.

Yarın olacak şeyleri düşünüp uyumadan ya da gün içinde kendimi mutsuz ediyorum. Birini baştan tanımam gerek. Kendimi. Kişiliğimi ve el işimi geliştirip yararlı şeyler kazanmam gereken zamanlarda yalnızca kaybetmekten vazgeçmem gerek. Yine soruyorum: değişmek neden zor? Ben mi zor görüyorum?

Pişman olacağım. Kesinlikle pişman olacağım. Ama yapacak bir şey yok diye geçiştireceğim. Ben kendimi biliyorum fakat tanımıyorum. Asıl kişiliğim bu olamaz, bu kadar basit olamaz. Çabucak sıkılamam. Ama yapıyorum. Eyleme döktüğüm tek şey kötü huylarım olup güzel yanlarımı -varsa- asla düşünmediğimden köskötü devam ediyorum.
En azından farkındayım dünyanın en kötü bahanesi olarak benimle beraber bu yokluğun içinde sürükleniyor ve ben o yoklukta titreyerek üşüyorum.

OverthinkWhere stories live. Discover now