4

15.9K 1.7K 1.5K
                                    

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayalıımm

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayalıımm. İyi okumalar <3

Lotusx - Nerdesin?

🔗

Onu onca ayın ardından karşımda görmek bende nasıl bir etki bırakmıştı bilmiyordum.

Üzüntü, nefret, öfke, acı... Bunlardan hangisi daha baskındı?

Bende en ufak bir cevabı yoktu bu sorunun. Boşluktu yalnızca. Hislerimin tek bir özeti vardı; onun dönüşünün kalbimde yarattığı boşluk. Gidişinin bıraktığı koca bir boşluk vardı. Yeri doldurulamaz, bu his hiç geçmez sanmıştım. Asya minicik bedeniyle o boşluğu doldurmuştu. Bebeğim yanımdayken hiçbir şey umrumda değilmiş gibiydi. Şimdiyse gelişi oluşturmuştu aynı boşluğu.

Bu sefer nasıl dolardı o boşluk bilmiyordum.

Haşladığım az pişmiş yumurtayı kaşıkla Asya'ya yedirmeye çalışırken bu ve bunun gibi binlerce düşünce yüzünden oldukça dalgındım. Kendimi toparlamaya çalışsam da bu pek mümkün olmuyordu. Onu düşünmeyeceğim dediğim her anın ardından bilinçsizce onu düşünmeye başladığımı fark ediyordum.

Mantığım devreye girdiğinde ise kendime öfkeleniyordum. Onu düşünecek kadar ona değer veriyor olamazdım.

Aslında bu değerden kaynaklı değildi. Nefret de güçlü bir duyguydu. Aşk ve nefret birbirine zıt duygular olsa da zihindeki ve kalpteki etkileri birbirinin aynısıydı. Onu gördüğümde aşık olduğum için kalbimin atışı hızlanırdı, şimdiyse nefretim nefesimi kestiği için hızlanıyordu. Onu gördüğümde aşık olduğum için heyecanlanır ve ellerim titrerdi, şimdi ise öfkem ellerimin titremesine sebep oluyordu.

Bu bir döngü gibiydi aslında ve ben yeniden bu döngünün içerisine girmiş olmaktan daha şimdiden çok sıkılmıştım. Oysa onu göreli daha bir gün bile olmamıştı.

İç geçirdim kaşıktaki yumurtayı Asya'nın dudaklarına yaklaştırırken. Küçük hanım yumurta yemekten nefret etse de sağlıklı gelişimi için tüketmek zorundaydı. Aç olmasına rağmen kafasını sağa sola hareket ettirip kaşıktaki yumurtadan kaçmaya çalışıyor, en sonunda yenilip ağlamaklı bir ifadeyle yumurtayı yemek zorunda kalıyordu.

Ağlamıyordu. Ağlamak üzereymiş gibi davranıyordu. Kaşığı uzaklaştırınca yüzü eski haline dönüyordu. Biraz oyunbaz bir kızım vardı.

Diğer her lokmasında olduğu gibi mama sandalyesinin içinde kendini geriye yaslayıp kendisine yaklaşan kaşıktan kurtulmaya çalıştı. "Hiç kaçmaya çalışmayın küçük hanım," dedim, kaşığa doğru savurduğu minik ellerini tek elimle canını yakmamaya özen göstererek tutarken. "O yumurta bitecek."

Yüzünü ekşitti anlamış gibi. Birkaç saniyeliğine aralanan dudaklarını fırsat bilerek kaşığı ağzının içine ittirdim. Yumurtanın sarısını beyazına kıyasla daha çok seviyordu. Ağzına yayılan tadın yumurtanın sarısına ait olduğunu anlayınca çıkarmak yerine buruşmuş surat ifadesini bozmadan çiğnemeye başladı.

HÜZÜN KOVAN KUŞUWhere stories live. Discover now