12 ◇ Eksiksizdim

75 20 52
                                    

Keyifli Okumalar
Oy vermeyi unutmayınızzz

***

Taehyung'un benden birkaç saniye önce girdiği odamın kapısından içeriye geçemeden yaşadığım tedirginlik ile adım atmaya yönelik kas becerimi kaybetmiş gibi hissediyordum. Evet tedirgindim çünkü Taehyung'un karşılık verip vermeyeceği konusunda emin olamıyordum. Ne zaman çılgınlık yapacağı ya da mantıklı düşüneceği belli olmuyordu. Bu konuda onu çözebilmiş değildim. Tamamıyla dengesizdi.

"Jeongguk?"

Taehyung'un sesi ile terleyen avuç içlerimi pantolonumun yanlarına sürttüm. Dudaklarımı öne doğru uzatıp gözlerimi kapatarak derin bir nefes saldığımda önümdeki kapıyı itmiş ve karanlık olan holün odamdaki ışık ile aydınlanıp yüzüme vurmasını sağladım.

Taehyung, kolları iki yana açık bir şekilde kendisini yatağına atmıştı. Montu hâlâ üzerindeydi. Yoğun bir gün geçirmişti ve yorulduğunu anlamak zor değildi.

Tekrar iç geçirerek ona arkamı döndüğümde üzerimdeki montu çıkardım ve asmak için sakince dolabıma ilerledim.

"Ee, hediyeni vermeyecek misin?"

Ona arkam dönük hâlde sorusunu dinlerken elimde olmadan dudağımın bir kenarı kıvrılmıştı. Hediyenin ne olduğunu bilen taraf olmak sözcüklerin anlamını etkiliyordu. Askıya geçirdiğim montu dolaba asıp ona doğru döndüm. Ellerini ensesinin altında kavuşturmuşken gözleri üzerimdeydi.

"Vereceğim ama... öncesinde konuşmamız lazım,"

"Ne konuda?"

Her hareketimi dikkatle takip ederken üzerine doğru adımladım. Çocukluğumuzdan beri ona ait olan ve artık birlikte uyurken zorluk çektiğimiz tek kişilik yatağının önüne geldiğimdeyse yerden elli santim yüksekte olan yüzeyine dizimi yaslayıp ellerimden destek alarak birkaç adım atıp ona ulaştığımda sakinliğimi koruyarak onun tarafında olan dizimi diğer tarafına atıp bacakları üzerine oturdum.
Göz göze geldiğimizde genişleyen irislerini görmek dudaklarımı birbirine bastırmama neden olmuştu.

"Yeni yaşın hakkında,"

Taehyung'un göğsü derin bir nefes alır gibi havalanıp indiğinde ne söyleyeceğini bilemez gibi aralanmıştı dudakları.

"Artık on sekiz yaşındasın,"

"Evet,"

Ellerimi kendi uyluklarım üzerinde birkaç kez ileri geri sürttüm.

"Haeri teyzemin bugün keyfinin neden bozuk olduğunu biliyorsun,"

Taehyung konunun bir anda annesine gelmiş olmasından hoşlanmamış olacak ki gözlerini devirmiş ve başka bir yöne bakarken oflamıştı.

"Sorun on sekizinci yaş günüm olması değildi Jeongguk. Annemin keyfi yine yoktu çünkü onun en nefret ettiği gün, benim doğduğum gün. Bunu sen de biliyorsun,"

"Bugünü sevmemesinin sebebi bu değil,"

"Onu ne olursa olsun bırakmayacağımı biliyor. Onu bırakmam, sizi bırakmam... seni bırakmam. Benim ailem burada ve bunu çok iyi biliyor,"

"Evet ama yine de korkuyor,"

"Sen?" diye sordu hiç beklemediğim bir şekilde. Ellerini ensesinin altından çıkarmış, dirsekleri üzerinde dogrularak gözlerime daha yakından bakmıştı.

"Sen neden korkmuyorsun?"

Birbirimizi izlemiştik kısa bir an çünkü ona ne cevap vereceğimi bilememiştim. O ise merakla bana bakıyordu. Ağzımdan çıkacak sözcükleri beklediğinden olsa gerek bakışları dudaklarım ve gözlerim arasında mekik dokuyordu.

Laboratory Rat जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें