B. 2

3.1K 183 137
                                    


Olaylardan öncesi

İlker: Kaçma oğlum gel, edebinle ye dayağını otur!

Pışık, bak bakalım anlımda enayi mi yazıyor benim!

İlker: Dora! Abisinin incisi, o kılıkta tövbe çıkamazsın dışarı!

Ahanda babam geldi, baba koru beni babacım.

İzzet: Gene neye kudurdunuz acaba?

Onu abime sor baba, bak hele ne varmış kılığımda? Döverim diyor böyle çıkamazmışım.

İzzet bey alıcı gözü ile küçük oğlunu süzdü boğazını temizleyip başlamadan kaş göz yaptı büyük oğluna nereye gidiyor bu diye.

İlker: Yazganların konağa gidecekmiş. O Orhan da kesin orda, ağzının suyu akarak bakıcak benim inci taneme.

Yerene gidiyorum ben baba, bana ne camış abisinden. Ben senin yüzünü eğer miyim hiç. Aşkolsun abi laf mı dediğin. Girmiyorum bir yere tamam.

İzzet: Benim minik tırtılım, asma güzel yüzünü abin öyle demek isterdim mi hiç sana. İtimatımız tamdır oğlum.

İlker: İnci tanem, dökme incilerini vallahi yanlış anladın. Ben kıskançlıktan dedim onları.

Banane deme, kaçtı hevesim zaten.

Avludaki sedirden seslendi dedeleri onlara doğru,

Davut Ağa: Kim üzdü benim kıymetlimi deyin hele. Ayşe kızım bi bakın buraya.

Ayşe: Buyur babam, Doram Gülüm'ün goncası niye sarkıttın dudağını?

Davut Ağa: Üzmüş bu iki hayta benim güzel torunumu.

Yok dedem üzmedi kimse beni. Ben odama çıkıyım olur mu? Ders çalışcaktım zaten.

İzzet: Beni niye harcadın babam, bu Abisi üzdü oğlumu.

Ayşe: Dora oğlum hani Yerine gidiyordun, İlker gene mi kıskançlık annecim.

İlker: Keyfime kıskanıyorum ben kardeşimi. Şu güzelliğe bak ya hergün görücüler kapımızı aşındırıyor kapımızı.

Benim suçumdur!

Dora sinirlendiğinde saçma bir şive ile konuşuyordu. İlkerin yumuşak karnıydı kardeşi. Hele böyle sinirlendiğinde ısıra ısıra sevesi gelirdi.

Kaçmadan ensesinden yakalayıp öptü ısırdı beyaz yanaklarını.

İlker: Abisi yesin o maviş gözleri. Affet ben bırakıtım seni Orhan ordaysa kitlerim kapıda bakamaz sana he ne dersin?

Kıskanç olmasan çok daha fazla sevicem ben seni abim. Olur tamam sen bırak beni.

İzzet: Rabbim ayırmasın sizi, muhabbetiniz daim olsun.

Davut Ağa olacakları bilmeden ciğerinden Amin demişti.

Arabada İlker çok sessizleşmişti. Normalinde durmadan Dorayı kızdırır konuşup sinir ederdi.

Abim, küsmem ki ben sana niye asık yüzün?

İlker acı bir tebessüm sundu kardeşine içi yanarak baktı sonra bakışlarını kaçırdı.

İlker: Yok be inci tanem, menekşemi istemeye geliceklermiş. Bu kez vericekler kaçalım dedi.

Kaçırcak mısın? Abim öldürürler sizi etme eyleme.

İlker: Biliyorum oğlum sonu ölüm. Onsuzlukta ölüm ne edeyim sen de bana abim.

Dora abisinin nasıl yandığını biliyordu. Düşman aşiretin kızıydı menekşe. Onlarınki olmaz bir aşktı.

Kaçıralım abim yengemi he?

İlker: Nereye oğlum bulurlar yaşatmazlar. Ben ölsem ne gam menekşemi nasıl ateşe atayım!

Amcamın asker arkadaşı vardı Kars'ta sık sık arar sorar hani bizimkileri. Bildin mi onu.

İlker düşündü, sonradan hatırladı Gaffar amcayı.

İlker: Bildim Gaffar amca.

Heh onu arayalım, durumu anlatalım. Koruyup kollar sizi orda kimse aramaz sizi. Ben ortalık yatışınca yurt dışına kaçırırım sizi ne dersin?

İlker: Yaparmısın benim için ha abim?

Kardeşiz biz, canımı iste canımı veririm sana.

İlker yakalanırlarsa kardeşine canını değil kalan ömrünü feda etmek zorunda kalacağını diyemedi. Burukça tebessüm etti. Kaçacaktı sevdiği ile.
.
.
.
Dora herşeyi organize etmişti. Gaffar amca abisini ve menekşeyi karşılıycaktı.

Dora arkadaşının adına ikinci bir el araba almış, köydeki evin yakınlarına saklamıştı arabayı.

Geriye tek bir şey kalıyordu. İlker'in Menekşeyi kaçırması o kısma Dora dahil değildi.

İlker inci tanesinin başına bela açmak istemiyordu. Uzun tartışmalar sonunda ikna etmişti Dorayı.

Olaydan bir gece önce sabaha karşı planladığı gibi menekşesi mi kaçırmıştı.

Hesaba katmadıkları şey ise kaçarken uyuyor sandıkları korumanın ilaçlı çayın tamamını içmemiş olmasıydı.

Peşlerine takılıp Ağasına haber vermişti koruma. Henüz köyden çıkmadan Hamza ağanın adamları tarafından kıskıvrak yakalanmışlardı.

Sabah saatlerinde Dilmen konağının kapısı deli gibi çalıyordu.

Kahya Mahmut telaşla avluya girdi. İzzet Ağa neler olduğunu sorguluyordu.

Kahya başı önde konuşmaya başladı.

Mahmut: Ağam felaket! İlker Ağam.

İzzet: Ne olmuş İlker ime konuşsana Mahmut!

Mahmut: Ağam Kaya aşiretinin kızını kaçırmış! Köyden çıkamadan yakalanmışlar! Yetiş ağam öldürekler!

Ayşe duyduğu ile neredeyse bayılıyordu. Gül yengesini tutmasa düşmek üzereydi.

Davut Ağa: Adamları topla Mahmut Torunumu almaya gidiyoruz!

Dora perişandı, abisi yakalanmıştı.

Arabalara binip Kaya konağının yolunu tutmuşlardı.

Bölüm Sonu.....

Yeni bölümde görüşmek üzere✌

Yazgım BxBDonde viven las historias. Descúbrelo ahora