Yalı Çapkını Alternatif 28. Bölüm

1K 69 30
                                    

AÇIKLAMA: Zamanda yolculuk bölümü.. Mini Seyro ve Fero.. Çocukluk travmaları... Yazmaktan çok keyif aldığım için çabuk bitirdim :D

(Bu bölüm için küçük yaşta içme ve şiddet uyarısı koyuyorum ne olur ne olmaz.)

Buyrunuz iyi okumalar :)) (sona seyfer türkülerinden birini ekledim efekti arttırmak için)

Seyran, ne yapacağını bilmez halde bir parka gelmiş ve bankta oturmuştur. Orada öylece iki elleri yana açılmış bir şekilde durmuş, gözyaşları yanaklarından süzülüyordur. Soğuk içine işlerken kendini çok yalnız ve umutsuz hissediyor, geleceğe dair hiçbir şey düşünemiyordur. Beyni aksine geçmişin, çocukluğunun anılarıyla doluyordur. Babasına duyduğu öfke ve nefret ne zaman başladı, ne zaman geri dönülemez bir hal aldı, bu adam ne zaman ölse bile üzülmeyeceği bir adama dönüştü onu düşünüyordur. Baba dediği adama bu kadar yabancılaştığını, kan bağına rağmen hiçbir duygusal yakınlık hissetmediğini her fark ettiğinde üzülmeden edemiyordur. Her ne kadar bu durumu çoktan kabullenip hayatına devam ediyorsa da içinde yarattığı boşluk hissinden kaçamıyordur.

(FLASHBACK)

14 yaşındaki Seyran, bir haftasonu ev işlerinde üstüne düşenleri bitirmiş, kendini yorgun argın odasına atmıştır. Üstünü değiştirirken temizlik yapmaktan kırılan tırnakları kazağına takılır. Bu histen de ellerine sinen deterjan kokusundan da nefret ediyordur. Annesi her ne kadar onun iş yapmasını istemese de koskoca evin bütün yükünü annesi ve ablasının sırtlanmasına gönlü razı gelmiyordur. Gidip tırnaklarını canını acıtacak kadar derin kestikten sonra hazır babası evde değilken boyalarını ve resim defterini çıkarıp resim çizmeye başlar. Seyran, boş zamanlarında zihninde hayal ettiği hikayelerin resimlerini çiziyordur. Onun için bu evde akıl sağlığını koruyabilmesinin, hayatta kalabilmesinin tek yolu hayal dünyasına sığınmaktır. Babası dışarı çıkıp oynamalarına pek izin vermiyordur. Ayrıca hiçbir zaman oyuncakları da olmamıştır. Tek eğlencesi hayalleri, boya kalemleri ve hikaye kitapları olmuştur. Odasında kendi mutluluğunu kendi yaratıyordur. Şimdi de deniz altında özgürce yüzen uzun mavi saçlı, rengarenk pulları olan bir denizkızı çiziyordur. Çizdiği resimlerin hikayelerini de kafasında tasarlayıp gülümsüyor, detayları ekleyip özenle boyadıkça günün bütün yorgunluğunu üzerinden atıp mutlu oluyordur. Tam resmini bitirmek üzereyken halası odaya girer, Seyran apar topar kalemleri ve defteri elleriyle saklamaya çalışır.

+Kız iki saattir bağırıyim niye bakmiysin? Ne sakliyin orda?

-Yok bir şey hala.

+Çekil bakim.

Hattuç, gelip ellerini resimin üstünden çeker.

+Bak baaak. Sen babanı delirtmek mi istiyin, adam kızmadı mı sana resim çiziyin diye? Dayak mı istiyin ben anlamadım ki?

-Hala noluuur babama söyleme noluuur, söz bir daha çizmicem.

+Eyi peki bu seferlik öyle olsun, hiç gürültü çekemicim başım ağriy. Gel anana yardım et, sofra kuruluci. Şunları da kaldırıver ortadan.

-Tamam hala çok teşekkür ederim.

Seyran, evde aldıkları eğitim sırasında sıkıntıdan defterine resim çiziyor diye hocası tarafından eline cetvelle vurulup, babasına şikayet edildiğinden beri babası resim çizmesini yasaklamıştır. Ona tokat atıp, bütün kalem ve defterlerini çöpe atınca Seyran gece boyunca hüngür hüngür ağlamıştır. Onun ağlamasına dayanamayan annesi, kenarda biriktirdiği paradan bir kısmını verip gizlice defter ve boya almasını sağlamıştır. Seyran'ın tekrar mutluluktan gözlerinin parladığını gören ablası, nedense Seyran için mutlu hissetmek yerine içini hüzün kapladığını fark etmiştir. Suna, hayatı boyunca annesinin sadece Seyran söz konusu olduğunda kocasının sözünden çıktığına şahit olmuştur. Kardeşini canı gibi sevse de annesinin bir kere de onu korumasını, kollamasını bu evde yapayalnız olmadığını hissettirmesini istemiştir. Oysa annesini de Seyran'ı da hem koruyan hem de ikisine de yardımcı olan hep o olmuştur. Seyran küçük olduğu için ona ablalık yapmaktan gocunmasa da annesinden beklediği şefkati alamaması onu babasının yaraladığından daha çok yaralıyordur. Suna düşüncelerinden sıyrılıp:

YALI ÇAPKINI - EN BAŞA DÖNÜLMELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin