Bölüm 18

932 97 9
                                    

4 Ay sonra..

Kahvemi yudumlayıp oldukça gündem olan gazetedeki haberi okuyordum. 

Ofisimin kapısı aniden açıldığında kaşlarımı çatarak kapıya döndüm. "Ne bu hadsizlik Riddle? Kapıyı çalman gerektiğini daha kaç kez söylemem gerek?"

Hızla bana doğru ilerlerken elimdeki gazeteyi çekti. "Bırak şimdi kapıyı. Ne dolaplar çevirdin o düğün töreninde?"

Omuzlarımı silktim. "Ne çevirmişim Tom? Abimin düğününe normal bir şekilde gidip geldim işte, onların şanssız günüymüş sadece. Oldukça üzgünüm bu durum için." Kahvemden bir yudum daha alırken yüzümde üzüldüğüme dair hiçbir ifade yoktu. 

Tom beni sandalyemden kaldırdı ve kendisi oturdu, kolumdan tutup beni de dizine yerleştirdi. "O düğünde neler oldu Scarlett?"

"Son dönemlerde ne halt yediğini bana anlat Tom."

"Bir halt yediğim falan yok, saçmalıklarla uğraşmayı kes."

Gözlerimi kıstım. "Okulun bitmesine az kaldı ve sende bazı değişiklikler seziyorum."

"Yaptığın hatayı bununla mı örtmeye çalışıyorsun? Senin için oldukça basit bir hareket."

Dizinden yavaşça kalktım ve alayla gülümsedim. "Senin beni bu şekilde manipüle etmeye çalışman basit bir hareket değil çünkü. Haklısın."

Bileğimden sıkıca tuttu ve beni kendine daha çok yakınlaştırdı. "Beni suçlamak için basit numaralar uydurma Scarlett, sabrımı oldukça fazla taşırmaya başladın. Şimdi bana ne haltlar karıştırdığını açıkla."

Omuzlarımı silktim ve gülümsedim. "Bir halt yemedim ki açıklayayım." Bileğimi sertçe ondan çekerken arkamı döndüm ve ofisten çıktım, arkamdan Tom'un adımı bağırmasını umursamadan..

.

"Alçak! Bunu senin yaptığını kanıtlayacağım! Bitireceğim seni fahişe!"

Karşımda bağırıp duran abimden artık sıkılmıştım, sanırım bu eğlenceden artık zevk almıyordum. "Artık gider misin? Canım sıkıldı. Adam! Bu kadar yeterli götürün!"

Masam dahi her taraf dağılmıştı ve burayı toplatmam gerekti,  abimin sinir krizini yeterince çekmiştim. Adam abimi yaka paça dışarı çıkarırken koridorda birisine görünmemelerini diledim.

Düğün gecesi

Gülümseyerek ve elimdeki mücevher kutusuyla abim ve müstakbel karısına doğru ilerledim. "Size asıl hediyemi düğünün sonunda vermek istedim. Kesinlikle özel tasarım, ilgi alanıma göre hazırlandı."

Tessa hızla elimdeki kutuyu aldı ve güldü. "Teşekkür ederiz Scarlett, bir an düğünü sadece dört hediye ile kapatacaksın sandım fakat sen son dakikada yaptın yapacağını."

Bende gülümsedim. "Para severlere özel tasarlandığından emin olabilirsin. Şimdi denemeni öneririm, malum sizin için gece oldukça uzun olacak." Hem de çok uzun olacaktı.

Onlar kahkaha atarken ben gülümsememi sürdürdüm ve yanlarından ayrılıp başka bir sokağa saptım. Tessa'nın acı dolu çığlığı her yeri doldurmuştu, umarım kutunun içindeki notu okurlardı.

 Şimdiki zaman

"Her şeyin bir sırası var, elbet Potter ailesinin de sırası gelecektir."

Büyükbabamın mezar taşını elimle temizledim.

"Onlar benim tek değer verdiğim kişiyle başladı, ben ise onların tüm değer verdiklerini alıp sona tek bir kişiyi bırakacağım." Büyükbabamın isminin yazılı olduğu kısma baktım. "Sende biliyorsun kimi bırakacağımı."

Hemen sağ tarafında kazılmış boş mezarlara baktım. "Hepsi sırasıyla buraya girecek," Sol tarafındaki kendim için kazdırdığım boş mezara baktım, "Amacıma ulaştıktan sonrada ben gireceğim buraya."

İçim intikam ve hırsla yanarken kafamı gökyüzüne kaldırdım ve gözlerimi kapattım.

.

Tom'un göğsünde gözlerimi kapatmış dinlenirken Tom'un sesi beni kendime getirdi. "Bugün hiçbir derse girmedin, seni en son sabah gördüm. Neredeydim?"

"İzinliydim. Dışarıda işlerim vardı."

"Abin okuldaydı?"

"Evet."

"Ne konuştunuz?"

Hafifçe sırıttım. "Karısının kaybını kaldıramamış, acısı taze dertleşmeye gelmiş." Tom konuşmadan ben konuşmama devam ettim. "Sen anlat birazda Tom, neler yaptın bugün?"

"Bir öğrenci neler yapıyorsa onu Scarlett."

Omuzlarımı silktim ve göğsüne daha çok sindim. "Olsun, anlat sen. Dinlerim ben seni."

"Kafanı başka şeylerle dağıtabiliriz, günlük rutinlerim yerine."

Başımı iki yana salladım. "Gerek yok. Madem anlatmıyorsun, soruma cevap verir misin?"

"Sor."

Gözlerimi sıkıca kapattım. "Uyumak istiyorum."

"Bu gizemli hallerinden ne zaman vazgeçeceksin?"

Boynuna küçük bir öpücük kondurdum. "Sen vazgeçtiğin zaman sevgilim."

.

"Günaydın Profesör Slughorn."

Slughorn her zamanki neşesi ile bana döndü. "Günaydın Scarlett, bugün nasılsın?"

"İyiyim, sizleri sormalı."

"Oldukça iyiyim. Okulun son günleri yaklaştıkça 7. sınıflar meslekleri hakkında bana daha çok danışıyorlar, kafam meşgul."

Gülümsedim. "Sizin gibi bilgili birisinden bilgi almanın onlar için yararlı olacağını biliyorlar."

"Öğrencilerime  her zaman yardım etmeyi severim, buna açığım. Bundan sonraki meslek hayatım boyunca bu böyle devam edecek."

Biraz duraksadım, bundan sonraki meslek hayatım? "Seneye başka bir okulda mı devam edeceksiniz?"

Slughorn kahkaha attı. "Elbette hayır Scarlett, bu nereden çıktı? Bu okulda ömrüm ne kadarsa o zamana kadar devam etmeyi düşünüyorum."

Zoraki bir gülümseme ile başımı salladım. "Çok mutlu oldum, sizinle çalışmak benim için bir zevk." Dudaklarımı birbirine bastırıp devam ettim. "Peki bir öğrenci gelip seneye bu okulda iksir profesörü olmak istediğini dile getirdi mi?" Belki unutmuştur diye ona bunu hatırlatmaya çalıştım, Riddle'ı hatırlatmaya çalıştım. 

Slughorn bir süre düşündükten sonra cevap verdi. "Hayır, hiçbir öğrencimin profesör olmak gibi bir niyeti yoktu. Sen ve Riddle dışında, tabii Riddle bunu bana geçen sene bildirdi şuan ne düşünüyor bilemem."

Zorlukla yutkundum. "Riddle ne profesörü olmak istiyordu?"

"Karanlık Sanatlara Karşı Savunma tabii ki, hiç fark etmedin mi? Bu derse çok ilgisi var. Fakat onun için anlık bir heves olduğunu düşünüyorum, bakanlığa yönelmiş olabilir."

Kafamı salladım ve önüme dönüp Slytherin masasına döndüm, Riddle ile göz göze geldim.

Bölüm sonu

Sonraki bölümde görüşmek üzere..

Professor || Tom Marvolo RiddleWo Geschichten leben. Entdecke jetzt