Ù-Ú

28 8 1
                                    

-sarkının anısı var bee-

Gülümseyip önüme geldi. Diz çöktü elinden kırmızı bir kutu çıkarttı.

"Jisung, benimle çıkar mısın? -of çok şey oldu ya ne denir bilmiyorum-"

"Evet! "

Ù-Ú

Minho kalkıp bana sımsıkı sarıldı. Ayrılıp yüzüğü parmağıma taktı. Tam beni öpecekken, çalan kapı sesi ile
gözlerini kapattı.

"Sabır, sabır. Bir saniye. "

Kapıya doğru gitti. Bende salonun kapı eşiğinden ona baktım.

"Sunghoon senin ben amına koyayım! Hayatımın en mükemmel anına sıçtın! "

"Amına koyayım  sen çağırdın dertleşelim diye. "

Hocalar NPC değilmiş.

"İçeri çağırmayacak mısın? "

"Misafirim var. "

Sunghoon hoca -biyoloji hocası- dış kapıdan bana baktı.

"Misafir? O benim yengem. "

"Yengenize notta kıyaz geçersiniz dimi hocam. "

"Yoookk." kırkırdadım. Onlarda salona geldiler.

***

Minho Sunghoon hocayı evden kovdu. Tek kaldık.

Minho oturuyor, bende onun kucağında bağdaş kurmuş oturuyordum.

"Hyung."

"Hm? "

"Sıkıldım."

Ellerini belime doladı.

"Ne yapmak istersin bebeğim? Resim çizmek, yemek yapmak, kitap okumak, anime izlemek? "

"Kitap okumak? "

"Gel."

Beni kucağından kaldırıp elini uzattı. Elini tutup kalktım. Üst kata çıkıp küçük bir odaya girdik. İçeride biraz kitap, bir koltuk, küçük tablolar ve televizyon vardı.

"Kitapların konusuna bak istediğini al. "

Kafamı onaylar şekilde salladım. Kitaplara göz gezdirdikten sonra birinin kapak resmi ilgimi çekti. Çocuk koleksiyoncusu -öneririm daha bitirmedim ama arkadaşım sağolsun sonunu biliyorum-. Güzele benziyordu. Konusunda güzeldi. Polisiye. Minho'nun yanına geçip oturdum.

"Güzel seçim. Ama senin yaşın yetiyor mu ya? "

"Neden ki? Klasik katil falan filan. "

Sırıttı. E ne ki bu? "Küçük +18 sahneleri var. Sen ne olduğunu anlamazsın daha bebeksin. "

Yalandan sınırlı bir ifade takındım.

"Nerem bebeğe benziyor benim! Hem senden çok şey biliyorum! Hıh! "Ona arkamı dönüp kitabı okumaya başladım. Okuma anlamam hızlı olduğu için bir iki saatte 100 küsür sayfaya gelmiştim.sayfayı çevirdim. 'Sıcak bir ağustos günü öğleden sonra Rolf, Alfred'e "Haydi, benimle gel, " demişti. "İndirmemiz gereken bir şey var. " ' Cümleyi görür görmez kitabın kapağını hemen kapattım. Minho telefondan başını kaldırdı.

"Noldu? Beğenmedin mi? "

"Ya şey oldu mutfağa gidicem. "

Neden bilmiyorum ama okurken çok utanmıştım. Ayaklandım ve alt kata indim. Atıştırmalık bişeyler aramaya başladım. Üst rafta pankek dolu plastik bir kase gördüm. Tek sıkıntı biraz fazla yukarda.

Parmak ucuma kalksam da yetişemiyordum. "Neden bu kadar kısa olmak zorundayım!". En sonunda sandalyeye çıktım. Tam kaseyi almıştımki, ayağım kaydı. Ben yere, pankekler üzerime düşmüştü. Neden Minho yu çağırmadım ki! Bağırmam ve düşmenin sesiyle Minho aşağk inmişti.

"Jisung! İyi misin bebeğim? "

Minho yanıma koşup yere çöktü. Minho'yu birazcık köle olarak kullanmaktan zarar gelmez bence. Dudaklarımı büzüp gözlerimi doldurdum.

"Çok canım acıyo! "

"Kıyamam. Çok mu acıyo?"

Kafamı onaylar şekilde salladım. Ama cidden acıyordu yalan değil. Beni kucağına aldı ve mutfakla Birleşik olan salona ilerledi. Koltuğa oturttu. "Neden acıyo? "

"Popom"

"Öpiyim geçer. "Dediği şeyle omzuna vurdum. "Ya ciddi olsana! Canım acıyo! "

E bitti.

Gizli Aşk | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin