0.5; seninle geleceğim

159 27 31
                                    

flashback;

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

flashback;

3 yıl önce

capcanlı yaprakların rüzgarla beraber etrafa savrulurken çıkardıkları iç kıpırdatan sesi gözlerini kapatıp dinledi bir süre minho. baharın temiz havasını içine çekti, hâlâ kapalı olan gözleriyle kuşların şakımasını dinledi büyük bir sakinlikle. apar topar evden çıkıp pijamaları, dağınık kıvırcık saçlarıyla kısa bir süre içinde yanına gelen arkadaşı bir şey demeden onun konuşmasını bekliyordu. dakikalardır ikilinin ağzını bıçak açmıyordu çünkü biliyordu chan, minho ne zaman isterse o zaman konuşup dökecekti içindekileri.

oturduğu bankta biraz daha sola kayıp chan'a doğru yanaştı minho, şu an onun desteğine ihtiyacı vardı. kıvırcık saçlının, baharda açan çiçeklerin ferahlığını bile kıskandıracak güzellikteki kokusu, esen rüzgarla kendini belli etmeye başlayınca hafifçe gülümsedi turuncu saçlı genç. bu koku ona evindeymiş gibi hissettiriyordu bir süredir. buruk tebessümü daha da büyürken tuzlu yaşlar yüzünde kurumuştu çoktan.

"bu yaz hep beraber güzel bir tatil yapalım mı channie? hyunjinlerin yazlığına gideriz, tüm gün yüzüp karpuz yeriz."

"yaparız güzelim, yaparız da sen niye bir daha görüşmeyecekmişiz gibi konuşuyorsun ki?"

minho, kucağında birleştirdiği elleriyle stresle oynarken hafif mırıltıyla chan'a cevap verdi.

"görüşmeyeceğiz çünkü chan."

"busanda okumak zorunda değilsin, niye bizimle olmayı kabul etmiyorsun? beşimiz hep beraber bir ev tutalım üniversiteyi de öyle okuyalım diyorum. ne kadar güzel olacağını düşünsene."

"chan..." dolan gözlerindeki yaşların akmaması için kendini sıkarken mırıldandı. "konuştum bizimkilerle, burada kalırsam onların yanında yaşamak zorundaymışım, yurda izin vermiyorlar. ayrıca yetenek sınavlarına girmemi de kabul etmiyorlar. onların gözünde beceriksizin tekiyim, sanatla bir yerlere varamam yani. ben bunu kabul edemem chan, yaşayamam onlarla. bu değil benim hayalim, gitmek zorundayım."

sıkıntıyla derin bir nefes veren chan, kıvırcık saçlarını dağıtmıştı sinirle. minho'nun ailesiyle durumunu ve üniversiteye geçip kurtulmayı ne kadar çok istediğini biliyordu, ondan burada kalmasını istemek bencillik olurdu. hem burda kalıp hem de istemediği bir bölümü okumasının minho'nun psikolojisini ne kadar bozacağını tahmin bile edemiyordu, yıllardır tek dileği bu hayattan kurtulmaktı çünkü gencin.

"siz varsınız, siz benim tek neşe kaynağımsınız zaten ama burada olmaz chan, yapamam bunu."

"yurt falan da mı olmaz? ne bileyim busandayım diyip burada okusan? minho tanrı aşkına, ne yapacağız? çıkmazın içindeyiz resmen."

kalbi hepten kırıklara, minchanWhere stories live. Discover now