3

40 0 0
                                    

Özgür Ece'nin kombini


Egemen işe geliş gidiş saatiyle ilgili bir şey demediği için sabahın dokuzunda KAOS'un önündeydim. Arabadan inerken kabanımı giyip güneş gözlüğümü taktım. Sabah olmasından kaynaklı olsa gerek kapıda sadece bir güvenlik vardı ve beni görünce kısa bir baş selamı verdi.

"Hoş geldiniz Özgür Hanım" anlaşılan Egemen çalışanlara çoktan kim olduğumu söylemişti. Güvenlik oldukça iri biriydi ve şakağında faça izi vardı. Elimi uzattım "Lütfen sadece Özgür de" elimi sıktı, tokalaştıktan sonra "Bu pek mümkün görünmüyor efendim" gereksiz saygılı hareketlerine şok olmuş gözlerle baktım ve dostane bir şekilde koluna dokundum.

"Sadece Özgür" gülümseyerek bana baktı "Egemen Bey bundan kesinlikle hoşlanmaz" dediğinde şaşkınlıkla kaşlarım kalktı. Egemen neden bunu umursasın ki? Onu daha fazla sıkıştırmamak için ısrar etmedim.

"O zaman sana ne diye seslenmeliyim? Herhalde bir adın var"

"Ah, Samet ben"

"Çok memnun oldum Samet Bey" dediğimde şaşkınlıkla kafasını kaldırdı "Bey demenize gerek yok" diye beni uyardığında gülümseyerek ona baktım.

"Bak işte ne kadar rahatsız edici bir şey değil mi? Empati yap benimle ve bana Özgür  de." dediğimde emin olmayan bir bakış attı ama daha fazla uzatmak istemeyen bir hali de vardı "Peki o zaman" dedikten sonra Samet ile vedalaşıp yukarıya çıktım. Egemen'in odasını ararken arkamdan gelen topuklu sesiyle kafamı çevirdim. Bana doğru kızıl saçlı kız son derece iddialı bir kıyafetle bana doğru geliyordu. Saçları o kadar uzundu ki, kalçasını geçiyordu muhtemelen kaynaktı. Beni küçümser gözlerle inceledi, kaba tavrı karşısında rahatsız olmuş bir şekilde ona baktım.

"Sen Özgür olmalısın" dediğinde dikilmiş ona bakıyordum "Senin hakkında bana henüz bir bilgi verilmedi" kollarımı göğsümde kavuşturmuş ona bakıyordum.

"Mine ben, Egemen'in asistanı" dediğinde tek kaşımı kaldırdım tamam bende Hanım denmesinden hoşlanmazdım ama Egemen'e herkes Bey derken Mine'nin neden Bey demediğini anlamadım. Egemen benim aksime resmiyetten hoşlanıyor gibiydi. Yanaklarımın sinirden yandığını hissettim. Bu Mine'yi hiç sevmemiştim. 

"Egemen Bey'in odası şurası mı?" işaret ettiğim yere bakıp kafasını salladığında Egemen'in kapısını çalıp içeri girdim, Mine de peşimden girmişti.

Kafasını çevirip beni gören Egemen gülümsedi ve ayağa kalktı "Hoş geldin Ece" deyip elini uzattığında "Hoş buldum Egemen Bey"  deyip elini sıkmak için uzandım fakat o yine sıkmak yerine elimin üstüne minik bir öpücük kondurdu, öpücüğü karşısında elim karıncalandı.

Eliyle oturmam için sandalyeyi gösterdi "Bey de nereden çıktı?" sorusu karşısında Mine'ye baktım "Bazılarının aksine ben patron-çalışan ilişkisine oldukça hakimim" dediğimde Egemen de Mine'ye baktı ardından da bana döndü "Ne içersin?" 

"Kahve lütfen" dediğimde Egemen Mine'ye "Bize iki kahve " demekle yetindi. Mine kafasıyla onayladıktan sonra hızlıca odadan çıktı. Egemen'in yanındayken o kadar masum duruyordu ki neredeyse beni  küçümseyerek izleyen gözlerin başkasına ait olduğunu düşünecektim.

"Mine böyledir, onu kafana takma" dediğinde umursamaz bir şekilde omzumu silktim "Benim asistanım olmadığı için çok fazla muhatap olmama gerek yok"

"Ondan pek hoşlanmamış gibi görünüyorsun" sırıtarak söylediği  şeye içimden göz devirmekle yetindim.

"Egemen Bey sanırım yanlış anladınız Mine'den hoşlanıp hoşlanmamam gibi bir seçenek yok çünkü onunla bir sohbetim yok" sandalyesinden kalkıp masa ile benim arama girdi ve kalçasını masaya yaslayıp kollarını göğsünde birleştirdi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 29 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

KAOS (+18)Where stories live. Discover now