19. BÖLÜM

26 4 0
                                    




Uzun bir yol görüyordu önümde. Pürüzsüz görünen asfalt yolda çukurlarla karşılaşacağımı hiç düşünmemiştim. Bu çukurlar beni sarsıyor, nasıl bir yola çıktığımı yeni fark ettiriyordu.

Göz kapaklarımı  hafifçe araladım. Yanı başımda yanan sarı gece lambasının ışıkları gözlerimi aldı. Boğazımın kuruduğunu hissediyordum. Dudaklarımda da aynı kuruluktan vardı. Komidinin üzerindeki suya uzandım ve bir kaç yudum içtim. Başım çatlıyordu.

Hafifçe doğrulmaya çalıştım ama sanki tüm gücüm çekilmiş gibi başarısız oldum. Çok halsiz hissediyordum. Geniş beyaz bir yataktaydım. Yatağın karşısındaki duvarda bir kaç raf asılıydı. Nerede olduğum hakkında bir fikrim yoktu. Daha doğrusu,bana ne olduğu hakkında da bir bilgimin olmamasıydı.

Yatakta uzanırken içerden gelen sesler kulağıma ulaştı ve bende dinlemeye çalıştım.

" Onu bu halde hiç görmedik." Dedi tanıdık bir ses. Hatırladığım kadarıyla bu ses Okan'a aitti. Benden mi bahsediyordu. Eğer benden bahsediyorsa daha Okan beni tanımıyordu.
"Ama seni de bu halde görmedik hiç. Kendini toplamalısın." Diye devam etti.

Okan'ın kiminle konuştuğunu bilmiyordum. Kalkıp içeriye gitmeye mecalim yoktu. Yorganı biraz daha üzerime çektim ve tavana boş boş bakmaya devam ettim.

" Biliyorum Okan," dedi otoriter  bir ses. Bu ses kollarına yığıldığım adamın sesiydi. Kulaklarıma en son onun endişe dolu sesi dolmuştu ve ben ona cevap bile verememiştim.

" Güzelim" demişti endişeli ama en güzel olduğuma yemin eden bir ses tonu ile.

"Kendimi bu kadar kaybetmemeliydim. Daha yolun başındayız ve olanlar o kadar basit şeylerki...." Derin bir sessizlik oldu.
"Ve şu geldiği hale bak. Bir adamın,tanımadığı birine yaptığı şeyi duymayı bile kaldıramadı Okan. Bu yolu nasıl kaldıracak?"

" Ne yapacaksın?" Diye sordu Okan.

" Bilmiyorum Okan. Zarar görmesin diye aldım o şerefsizin elinden. Ya daha büyük zararı ben veriyorsam?" Endişeli sesi net bir şekilde bana ulaştı.

"Eliz'i almak konusunda çok hızlı karar verdin. Sonuçlarını ve sorumluluklarını o zaman düşünemedin ve şimdi karşılaştığı olaydaki durumu görünce endişeleniyorsun!" Sesi düşünceli geliyordu.

Atlas hızla söze girdi. "Evet," Ses tonunda kabullenmiştik vardı . " Sadece onunla bir anlaşma yapacaktım. Evdeki yaşadığı şeyler ile ilgilenmeyecektim. Ama..."

Yine bir sessizlik oldu Okan Atlas'ın cümlesini devam ettirmesini istedi.
" Ama ne abi?" Ses tonu sakin ama meraklıydı.

" Yapamadım." Dedi Atlas bir itirafı gerçekleştirir gibi. " Kıyamadım."

Duyduğum şey irkilmeme sebep oldu. Bu yoğun halsizliğimin içinde kalbim nasıl olurdu da bu kadar hızla çarpmaya başlayabilirdi?

" Ama şimdi ona senin zarar verdiğini düşünüyorsun?" Okan'da olanlara benim gibi anlam vermeye çalışıyordu.

" Düşünmüyorum. Görüyorum Okan. O kadar hapsedilmiş ki bir yere,dünyanın sillesini yememiş hiç. Kötü insanlarla bile karşılaşacak kadar çıkarmamış evden o şerefsiz. Şimdi ben onu nasıl bu yolda tutayım? Yalnız başına bırakamıyorum. Anında alırlar ve öncekinden daha zor hayat yaşar. Yanımda da götürmek istemiyorum. Henüz hazır değil bu dünyaya."

" Hazırla o zaman abi. Bu iş bittiğinde de yanında sen olmayacaksın sonuçta. Ona kaldırabileceği miktarda yavaş yavaş göster. Göster ki sonra da yaşayabilsin."

SİYAH İZLER+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin