10.Bölüm-Kabulleniş

24 5 47
                                    


LEORA

Sabahın erken saatlerinde uyandığımda odaya hala karanlık hakimdi. Güneş ben veliaht olduğum günden beri kendini daha çok gizlemeye başlamıştı. Oysaki yakında bahar mevsimi gelecekti. Yılın en sevdiğim zamanı yaz ve bahardı. Bunun en büyük sebeplerinden biri de çiçeklerin açmaya başlamasıydı ama hava sürekli böyle kapalı olursa önceden açmış çiçekler yakın zamanda solmaya başlayabilirdi.

Gözlerimi odada dolaştırdığımda burada yalnız olmadığımı fark ettim. Hemen yanıma bir kedi gibi kıvrılmış Lyren'de burada benimle beraberdi. O sırada aklıma dün James'e söylediklerim geldi. Yalnız kalmak istemediğimi söylediğim için Lyren'e haber vermiş olmalıydı.

O da kıpırtılarımdan uyanmıştı çünkü kısık gözlerle beni izliyordu. "Sonunda uyanmışsın Leora tüm gece belki uyanırsın da seninle tanışabilirim diye beklemiştim oysaki." Kızın sesi bile öyle tatlıydı ki asla karşı koyamayacağım türdendi. "Dün gece ne zaman uyduğumu bile hatırlamıyorum inan ama eğer uyanık olsaydım bende seninle konuşmayı çok isterdim ama artık gitmemiz gerekiyor."

Bunu söylediğim anda yüzünü asmıştı. Gitmemi istemiyor muydu yoksa. İşte buna şaşırmıştım gitmemin onlar için bir şey ifade etmeyeceğini bile düşünmüştüm ama kesinlikle beklediğim tepki bu değildi. En azından birini ikna edebilmiştim. "Gitmesen olmaz mı, bizimle kalsan olmaz mı Leora. Ben seni gerçekten çok sevdim. Ben seni ablam yerine koydum ne olur sende beni bırakma."

Tam daha fazla şaşıramam dediğimde daha fazla şaşırtacak başka bir şeyle karşılaşıyordum. Beni ablası yerine mi koymuştu. Bu benim için çok anlamlıydı ama yine de burada kalamazdım. Gitmem gereken bir okul yönetmeyi öğrenmem gereken bir krallık vardı. Ama benim kalmamı istemeleri tam olarak elde etmek istediğim şeydi ama benim hesaba katmadığım şey bunu bana bağlandıkları için yapacaklarını düşünmememdi.

"Kalamam Lyren o adamla aynı çatı altında yaşayamam ben ayrıca sürdürmem gereken bir hayatım var. Beni anlıyorsun değil mi?" başını sallayarak bana cevap verdi "Peki bizimle kahvaltı eder misin lütfen. En azından seninle az da olsa vakit geçirmiş olurum." beni ikna edebilmek için kendince zaman yaratıyordu ama bende reddedecek değildim. Saraya aç bir halde gidemezdim. Yol yürüyen biri için gerçekten çok uzundu.

"Peki kahvaltıya kalacağım." bu bile kızı öyle mutlu etmişti ki ellerini birbirine çarpıp sevinçle zıplamaya başlamıştı. Eiyren'in odaya önceden bıraktığı kıyafetlerden siyah olanı seçip giymeye çalıştım. Bir süredir kıyafetlerimi kendim giymediğim için ve boynumu da hareket ettiremediğim için elbiseyi giymekte başarısız olmuştum. "İstersen giymene yardımcı olabilirim." konuşan Lyren'di. Başımla onu onayladıktan sonra kıyafeti giydirmeye başladı.

"Nerede kalıyorsun Leora?" bu ani soruya hazırlıklı değildim. Daha önce cevabını düşünmediğim için başta biraz duraksamıştım ama Lyren bunu cevap vermek istemememe bağlayıp yine suratını asmıştı. Onu üzgün görmekten hoşlanmadığımı fark edip aklıma ilk geleni söyledim. "Normalde biraz daha köyün iç kesimlerinde ailem ile kalıyordum ama onlarla görüşmeyi kestiğim için bir handa konaklamaya başladım."

Cevap vermem kızı mutlu etmişti. En sonunda hazır olduğumda beraber odadan çıktık ve onu takip etmeye başladım. Tek isteğim şu an Fyren ile karşılaşmamaktı ama kahvaltıda onun da olacağı tüm umutlarımı söndürüyordu. Diğerlerinin bizden önce gelmiş ve başlamış olduklarını gördük. Beatry, Amber ve Leiya'nın ise sadece diğerlerini izlediklerini hiçbir şeye dokunmadıklarını gördüm.

Masada onların yanına geçtiğimde yemeklere bakmam ile midemin bulanması bir olmuştu. Yenme zamanı çoktan geçmiş birkaç ekmek ve durumu perişan olan bir peynir dışında bir şey yoktu. Ne bekliyorduk ki şu an sarayda değildik sonuçta. O sırada James konuşmaya başladı ve o an fark ettim Fyren burada değildi. "Bizimle kalmak istemediğini biliyorum ama en azından bizimle görüşmeye devam edebileceğini umuyoruz. Hiçbirimiz seninle ayrılmak istemiyoruz bu yüzden bizimle kalamasan bile her gün belki bizi ziyarete gelebilirsin."

Beyaz Zambak-Geleceğin Geçmişi Where stories live. Discover now