16.BÖLÜM

190 26 30
                                    

Biraz kısa oldu ama telafi edeceğiz. Yorumlarınızı eksik etmeyin guzularım ❤️


16.BÖLÜM

Kapıyı açtığımda karşımda bana ölümüne düşman olan o üçlüyü gördüm. Gözlerimi özellikle Merve'de tuttum ve gülümseyerek konuştum.

"Hoşgeldiniz."

Yağız mutfaktan çıkıp kapıya gelene kadar bir düelloda gibi bakıştık. Diğer ikisinin aksine Yaren'in bakışları daha ılımlıydı ama benim gözümde diğerlerinden pek bir farkı yoktu. Dışardan bakınca kocaman insanlardık ama öyleymiş gibi davranmıyorduk. Ben yerine göre davranmayı ilke edinmiş bir insandım. Onlar bana nasıl gelirse ben de onlara öyle gidecektim. Şu an onlarla liseli bir ergen olma vaktiydi ben de buna uyum sağlayacaktım.

Yağız yanıma geldiğinde kolunu omzumun üstünden uzatarak elini kapıya koydu.

"Kemal ?" Sinirlenmişti.

Kemal'de en az Yağız kadar sinirliydi. Neden geldiğinin cevabını vermek ister gibi sert bakışlarını üzerime çevirdi. Beni korkuttuğunu düşünüyorsa büyük yanılgıdaydı. Şu an kelimenin tam manasıyla savunma anında oklarını fırlatmaya hazırlanan bir kirpi gibi gözüküyordu sadece. Ben ise kirpilerin dikenlerini kürdan niyetine kullanacak kadar gözü kara bir insandım. Zamanla tanıyacaktı. Ona keskin bakışlarımla cevap verdim.

"Kırk yıllık dostlarını içeri almayacaksın herhalde." Kemal kırk yıllık dost kısmını biraz bastırarak söylediğinde gülümsememe engel olamadım. Yaren çaktırmadan Kemal'i koluyla dürttü.

O sırada kulübedeki köpek koştur koştur gelip kuyruğunu sallayarak Merve'ye şirinlik yapmaya başladı. Merve onu severken kıskandığımı hissettim. Yağız'ın hayatındaki hiçbir şeye tanıdık değildim. Ne evine, ne köpeğine, ne de arkadaşlarına. Hiçbiri beni burada istemiyordu. Onların düzenine çomak sokuyormuş gibi hissettim. Ben savaşmaya savaşırdım ama kimsenin mutluluğunu bozmak gayesinde değildim. İkisi çok başka şeylerdi.

Hala kapının önünde dikiliyorduk. Köpek beni her görüşünde ısırmamak için kendini zor tutarken Merve'nin ayaklarına dolanıyordu. Bu tatlı merasimin biteceği yoktu. Bakışlarımı onlardan alıp Yağız'a çevirdiğimde onun zaten bana bakıyor olduğunu gördüm. Kendimi tanıdık hissettiğim tek yer gözleriydi. Ortama ne kadar yabancıysam Yağız'a bir o kadar alışkındım. Gülümsediğimde gözleri dudaklarıma düştü. Tekrar gözlerime baktığında sanki hissettiklerimi görüyormuş gibi kapıdaki elini belime koyarak okşadı. Kafasını dışardakilere çevirdiğinde köpeğine seslendi.

"Şimal ! Yerine geç." Yağız'ın sesini duyan köpek bize dönüp bir iki kez havladı. Yağız'ın taviz vermediğini gördüğünde poposunu sallayarak kulübesine gitti. Yağız'ın bu tavrı karşısında Merve'nin yüzü daha da düştü. Emindim, bu kadın Yağız'a kör kütük aşıktı. "Geçin hadi sizde." Elini belimden çekmeden adımlarımızı mutfağa çevirdi. Diğerleri salona geçip oturduğunda biz hiçbir şey olmamış gibi yemek yapmaya devam ettik.

"Yardım lazım mı ?" Bu soruyu soran Yaren'di. Bana saldırmadıkları sürece sesimi çıkarmayacaktım. Burası Yağız'ın eviydi.

"Yok da desem var da desem siz kafanıza göre davranmayacak mısınız zaten, niye soruyorsun ?" Neyse ki Yağız benim yerimi çok güzel dolduruyordu.

Yağız'ın cevabı Yaren'i üzerken Kemal ve Merve'yi güldürmüştü.

"Eeee, bunca yılın hatrı Yağız Bey. Bizim de bir ayrıcalığımız olsun artık." Merve'nin gereksiz neşesi elimdeki domatesi gırtlaklamama sebep oldu. Yağız önündeki işle ilgilenirken Merve'ye cevap vermedi. Merve bununla da kalmayıp yanımıza gelince iyiden iyiye sinirlerim gerildi. Kollarını sıvayıp işe giriştiğinde dolaplardaki her şeyin yerini kendi koymuş gibi ezbere bulurken buruk bakışlarla izledim. Kafamı büyük bir hayal kırıklığıyla Yaren'e çevirdim. Kocasıyla fingirdeşmekten başka bir işi yokmuşçasına rahattı şimdi. Sanki bana hiç yalan söylememiş beni Yağız'dan uzaklaştırmamış gibi pişkince gülüyordu. Bakışlarımı ondan alıp Yağız'a çevirdim bu kez. Benim bu kadar dışlanmış olmamın bir diğer mimarı da oydu. Önündeki yemekle ilgilenirken Merve'nin ona şakayla sataşmasına izin veriyor hatta ona karşı sert olan bakışları yumuşuyordu anladığım kadarıyla. Burayı şu an terk etmek istesemde kaçmış olmayı kendime yediremiyordum. Yağız elini yıkayacakken göz göze geldik. Bakışlarımı kaçırıp önümdeki salatayı karıştırdım. Masayı kurduğumuzda herkesin yeri belliymiş gibi sandalyelerine oturdular. Yağız'ın yeri de en baştaki sandalyeydi muhtemelen. Yağız'ın sağında Merve solunda Yaren, Yaren'in yanında da Kemal oturuyordu. Bana yalnızca Merve'nin yanı kalıyordu. Merve şirin olduğunu düşündüğü gülümsemeyle bana baktı.

ÖYKÜ C.Where stories live. Discover now