12. Bölüm

3 1 0
                                    

İyi Okumalar 💜

Orkun ile birbirimize aynı anda sorduğumuz sorular havada kalırken ikimizin de birer açıklamaya ihtiyacı olduğu bariz bir şekilde ortadaydı. Oysa sadece benim sorum bir açıklama istiyordu. Onun sorusu ise ortada olan bir şeydi. Hande ve onu tabi ki de dinlemiştim. Eğer dinlemeseydim Mattias ile ilgili ayrıntıyı nasıl bilebilirdim ki? Bir an için bu planın Orkun'un planı olmasını diledim çünkü o zaman ona ihanet etmemiş olurdum. Bu ihtimale tutunarak üsteledim.

"Seni Mattias mı şikayet etmiş?" Ben bunu biliyordum da sen nereden biliyorsun onu söyle...

Bir iç çekip "İçeri geçelim öyle anlatayım." Diye mırıldandı. Onu dinleyerek mutfaktaki bar sandalyesine oturdum o da karşıma oturdu. Nasıl başlayacağını bilmiyormuş gibi parmaklarını masaya ritimli bir şekilde vururken nihayetinde konuştu.

"Seninle buluştuğumuz akşam teslimatın yakalandığı haberini veren Hande idi. Seni bıraktıktan sonra ne yapabiliriz diye bizim evde toplandık. Kısıtlı vakit vardı çünkü her an beni tutuklamaya gelebilirlerdi. Kapıdan içeri girer girmez Hande'de bir değişiklik olduğunu fark ettim. Gözümün içine bakamıyordu her şeyden önce. Hapse girmemden korktuğu için böyle diye düşünüp üstelemedim çünkü yapmam gereken bir sürü şey vardı. Avukatları da çağırmışlar, onlarla oturup ne yapabiliriz diye bakacaktım ki o sırada Hande bir şey söylemek istediğini söyledi. Zaten söyler söylemez de ağlamaya başladı. Sanki ağlaması bir şeyi değiştirirmiş gibi... Sonra bahçeye çıktık. Orada anlattı ihanetini. Mattias ile işbirliği yapmışlar. Hande ona teslimat bilgilerini sağlamış , bu bilgileri sadece benim ekibim biliyordu. Mattias ise sevkiyatı şikayet etmiş. Sonrada gidip diğerlerini bana karşı doldurmuş."

Tüm bu plandan haberdar olanın sadece onlar olmadığını bilseydi ne yapardı acaba? Hande hala yanındaydı ya benim içinde bir umut yok muydu? Yoksa eskiden yaptığı gibi ilk sildiği kişi ben mi olurdum?

Ben kendi içimde telaşa düşmüşken o anlatmaya devam etti. "O gece bu bahçede "Neden?" Diye sordum ona "Neden yaptın bunu?" Bana ne dedi biliyor musun? Onu terk etmemem için, onunla yaşadığım hayattan gitmemem için yapmış ve tabi sana dönmemem için... Oysa ben ona hiç gelmedim ki gideyim. Ona da dedim ve o sadece ağladı. "

"Sonra ne oldu?" Diye sordum merakla. Bu olay nasıl tatlıya bağlanmıştı onu merak ediyordum, daha doğrusu tatlıya bağlanmış mıydı?

"Sonra... İçeri girip herkesi evden gönderdim. Hande'yi de kovdum. Oturdum şu koltuğa." Arkadaki koltuğu işaret etti. "Beni gelip almalarını bekledim. Hande benim yıllardır arkadaşım Lara. Ben ona güvenemeyeceksem, sırtımı dönemeyeceksem neden yaşıyorum ki? Hadi Mattias düşmanım da, Hande? O benim dostum. Böyle bir ihaneti ondan asla beklemezdim. Hatta onun bana en sadık olan insan olduğuna inanıyordum....sonunda elimde kalan sadece ihaneti oldu."

O Hande için bunları söylerken bir gün benim de bunu bilip ona söylemediğimi bilse benim hakkımda ne söylerdi diye düşünmekten kendimi alamıyordum. Benim için de der miydi "Ben ona güvenemeyeceksem sırtımı dönemeyeceksem neden yaşıyorum ki?" Diye...

O, benim içinde boğulduğum çukurdan habersiz anlatmaya devam etti.

"Hapisten çıktığımda beni karşılamaya gelmiş. Tek bir kelime etmedim, yüzüne bakmadım; görmezden geldim. Ardından ne istersem yapacağını sadece onu affetmemi istediğini söyledi. O sırada kafamdaki plana onu da dahil etmeye karar verdim, daha doğrusu onu da kullanmaya... Çünkü artık o sadece bunu hak ediyor. Mattias ile aramızdaki bilgi akışını sağlamaya devam etsin ve sonunda bu işin sebebi olanın o olduğunu herkese inandırabileyim diye ona ihtiyacım vardı. "

YANILSAMA Where stories live. Discover now