24. Bölüm

78 2 0
                                    

Belinde ki silahı kabzasından tutup hızla çektim. Silahı anneme doğrulttuğumda
kahverengi hareleri önce silahı, sonra gözlerimi buldu.

"Hoşça kal, Havuç."

"Hoşça kal, Gamze."

Burukça gülümsedim.

"Gamze? Kızım... Benim canım kızım."

Sinirden kahkaha attım. Üstüne doğru yürümeye başladım. O geriye, bense ileriye doğru adımlar atıyordum.

Sırtı duvara çarpınca gözleri fal taşı gibi açıldı.

"Ne o Merve Hanım, çok mu korktun?"

Silahı sol göğsüne bastırdım. "Gamze..."
dedi sesi titriyordu. "Anneni öldürmeyeceksin, değil mi?"

"Karıştırdınız herhalde? O sizi öldüremeyecek olan kişi Havuç. Ben Gamze, onun aksine zalim biriyimdir."

Silahı göğsünden çekip karnına yasladım. "Sigaran var mı?"

"V-var."

"Çıkar." dedim ve elimi ona doğru uzattım.

Yavaşça cebinden bir sigara paketi çıkartıp elime bıraktı. Ölüm onu çok korkutuyordu. Tüm bedeni titriyordu. Belli etmese de gerçekten çok korkak bir kadındı.

Tetiğe bastığımda acı içinde bağırıp, iki büklüm oldu.

Boynunu istemsizce öne doğru eğdi.
Karnından akan kan çoraplarıma damlıyordu. Ellerimi dua eder gibi birleştirip karnının altına getirdim.
Kanın birazı ellerime damladığında, elimde ki tüm kanı yüzüne sürdüm.
İyice dağıttım ve saçından tutarak onu yatağın yanına doğru sürüklemeye başladım.

Ellerine kelepçeleri takarken hâlâ beni engellemeye çalışıyordu. Yatağa uzanmasını sağladım.

O acı içinde kıvranırken ben silahı alnına bastırdım. "Öt bakalım Merve Hanım, nerede benzin bulabilirim."

Gözleri hep silahtaydı. "Yan oda da... İstediğin her şeyi.... Bulabilirsin."

Silahı belime yerleştirip odanın kapısına doğru yürüdüm. Kapıyı açıp koridora çıktım. Hızlıca yan odaya girdiğimde odada bir sürü silahın bulunduğunu gördüm. Benim ihtiyacım olan şeyler; sadece bir çakmak ve bir kaç litre benzin lazımdı.

Kocaman bir varil gördüğümde yanıan doğru yürüdüm. Kapağını açtığımda içinde benzin olduğunu gördüm. Etrafa bakınp, bir su şişesi buldum.

Şişenin kapağını açıp içine benzin doldurdum.

Ne saçma sapan bir odaydı? İçinde her şey vardı.

Şişeyi yanıma alıp, yerde duran çakmağı da cebime attım.

Odadan çıkıp tekrar annemin yanına döndüm. Karnından hâlâ kan fışkırıyordu.

Tüm yatak kan içinde kalmıştı. Telefonunu cebinden aldım.

"Şifresi ne?" dedim telefonu açarken.

"Şifresi yok." dediğinde şaşkınlıktan ağzım açık kaldı. Nasıl bir mafya lideri, telefonuna şifre koymazdı?

Hızla kişilere girdim. "Mafya üyelerinden birinin adını söyle."

"Ee... Meltem."

Arama butonuna bu ismi yazdığımda çıkan ilk kişiyi aradım.

Derin bir nefes alıp verdim. Oyunculuk zamanıydı. Telefon üçüncü çalışta açıldı. "Alo? Merve?"

Pansuman | TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now