Bilinmeyen Numara 24.bölüm

150 4 111
                                    

Uyandığımda cem yanımda yoktu gerçi bende uyandığım yerde değildim la cemin yatağı burası en son salondaydım. Telefonuma baktığımda annemden 10 cevapsız arama vardı haydi buyrun cenaze namazına annemi geri aradım bismillahhirrahmanirrahim
"alo annecim annelerin en tatlısı en şekeri nasılsın"
"sümeyye çabuk eve gel çabuk eve gel baban burda"
Diyip kapattı bi dakika babam mı orda lan babam LAN BABAM AHANDA SIÇTIK AHANDA FIŞKIYI YEDİK
Helvam çikolatalı olsun
Hızlıca yataktan kalkıp lavoboya girdim yüzümü yıkadıktan sonra üzerime cemin küçüklerinden bişeyler giyip çıktım dışarı.
Biraz yürüdükten sonra apartmana gelmiştim bismillah
Ölmesek bari anahtarla apartmana girip bizim dairenin önüne geldim içerden boğuşma ya da tartışma gelmiyordu o zaman içeri girebilirdim.
Kapıyı yavaşça açtım çünkü şuan götüm 3.buçuk atıyodu içeri girdiğimde annem, ablam ve reyyan koltukta oturmuş başlarında silahlı adamlar vardı LAN HANİ BABAM VARDI AMK YOKSA BUNLAR BABAM MI YOK DAHA NELER koşarak yanlarına gittim
"NOLUYOR LAN BURDA İNDİRİN SİLAHLARINIZI SOKMİYİM Bİ TARAFINIZA"
"ooo küçük hanim hoş geldiniz şeref getirdiniz"
Sesin sahibine döndüğümde şahinle karşılaştım bi bitmedi amk
"sende yoktu bende gelirken getiriyim dedim"
Nasıl da koydum ama göt gibi kaldı
"ah sümeyyecim bi de şu sivri diline bi çözüm bulsan çünkü görüyorsun ki senin ve ailenin yaşaması bana bağlı"
Hafif güldüm
"benim ve ailemin saçının kılına dokunduğun an cemin seni hayatta tutucağını mı sanıyorsun"
"çok safsın sümeyye şuan biricik sevgilin şehir dışında bir depoda baygın bi şekilde yatıyor ve sana bi kötü haberim var yakında uyanacağını  uyansa da seni pek hatırlayacağını sanmıyorum"
Tam şahinin üzerine giderken iki adamı kolumdan tuttru
"NAPTIN LAN ONA ŞEREFSİZ HERİF"
"kaç yaşında kızsın şu sesinin tonunu ayarlamayı öğrenemedin mi"
"Bana bak şahin hele bi aileme ve ceme bi şey yap seni çıktığın yere gönderirim"
"merak etme derdim seninle ailenle değil bi şartım var"
"sikerim şartı bırak lan ailemi ve cemi"
"sakin ol şampiyon şartımı söylüyorum sen görkemle evleniceksin bende aileni ve cemi bırakıcam"
"LAN SENİN ANANIN RAHMİNE DÜŞTÜĞÜN GÜNÜ SİKİYİM BEN BU NASIL ANLAŞMA"
Bi anda gelip tokat atmasıyla yönüm şaştı amk
"Bana bak insan gibi konuşuyoruz bozma sinirimi"
Sinirle yüzüne tükürdüm
"senin insanlık anlayışına sıçayım hem cemin iyi olduğunu nerden bilicem"
Eliyle adamlarına işaret verdi bi tane adam elinde siyah bi tabletke gelip onu şahine verdi o da bana gösterdi cem siyah bi odanın içinde baygın bi şekilde yatıyordu onu görünce istemsizce sol gözümden bi damla aktı anlaşmayı kabul etmekten başka çarem yoktu annemlere döndüğümde annem yapma der gibi bakıyordu ama başka çaremde yoktu eğer kabul etmezsem hepsini öldürürlerdi.
"kabul"
"akıllı kızsın sümeyye emin ol en doğru kararı verdin"
Yaaa ne demezsin amk beni yere
"ben sana haber vereceğim düğün için"
bırakıp adamlarını da aldı gitti. Yere çöküp ağlamaya başladım hemen annem yanıma geldi ve bana sarıldı ablam ve reyyan da aynı şeyi yaptılar
"ağlama güzel kızım elbet bir çıkış yolu vardır hem cem oğlum bırakmaz seni o herife"
"Anne duymadın mı beni hatırlamayabilirmiş anne ben onsuz yapamam"
Diyerek hıçkırarak ağlamaya devam ettim.
Uzun bir süre ağladıktan sonra kendimi toparladım o orospu çocuğuyla evlenmeyecektim. Hızlıca ayağı kalkıp kalkmaz olaydım başım çok fena döndü telefonumu alıp veysele yazdım.
Siz:veysel abi çok acil bişey oldu nerdesin
Veysel api:noldu abicim iyi misin bizim çocuklarla şirketteyim gönderiyim seni almaya
Siz:olur ama çabuk gelsin
Veysel api:tamam sen kapıya çık üzeyir yolda
Siz:tamam
Anahtarımı alıp hızlıca binadan çıkıp beklemeye başladım çok geçmeden üzeyir abi gelmişti arabaya atlayıp şirkete gittik veysel.  kapıda bekliyordu koşarak gidip ona saeılıp ağlamaya balşadım
"fıstığım noldu iyi misin"
"veysel abi hani hani sana bahsettiğim şahin varya"
"abicim gel ofise gidelim daha rahat anlatırsın olur mu"
Kafamı salladım ve beraber ofise çıktık tabi ofise giderken veysel abinin şirketindeki süs köpeği kızların bakışlarını görmedim sanmasınlar canım burnumda olmasa yolardım da cemin ve benim hayatım tehlikede şuan
Ofise çıktığımızda veysel  koltuğa oturup beni de karşısına oturtturdu
"anlat bakalım noldu"
Yaşanan bütün olayları anlattıktan sonra veysel  ufaktan bi sinir küpüne döndü oturduğu yerden ayağa fırlayıp küfürler etmeye başladı.
"veysel abi sakin ol azıcık"
"kızım nasıl sakin olayım senin dediklerini kulağın duymuyor herhalde piçteki rahatlığa bak evlenicekmişsin bok evlenirsin sümeyye sen burda bekle ben sevgilini kurtarıp o iti bok çukuruna göndericem"
"olmaz veysel abi"
"ne demek olmaz nasıl olmaz"
"bende gelicem bak götürmezsen inadımı biliyorsun kendim giderim oraya"
"kızım sen delirdin mi"
"evet evet delirdim ya veysel abi anlamıyorsun herhalde cem beni hatırlamayabilirmiş ya bu benim sonum olur"
"tamam abicim sakin ol gel ama arabada beklersin anlaştık mı"
"bakarız"
"sümeyye"
"ya tamam he he beklerim kesin"
"hasbinallah yürü ya zaman kaybetmiyelim"
Tam biz odadan çıkarken veyselin baş süs köpeği gizem geldi odaya bak bak götüme bak gitmiş kısacık kırmızı elbiseyi yolarım ben bu kızı veysele yanaşıyo bide Allahım dudağına bak fok balığı gibi
Veyselin yanına gelip elini omzuna koydu
"veysel beyciğim iyi misiniz çok sinirliymişsiniz diye duydum"
Voysol boycoğom oyo mosonoz
Hııı götüm
"veysel abi gidicekmiyiz artık malum hani işimiz önemli"
Gizem bana bakarak göz devirdi o gözlerini oymak vardı da neyseee
"tabiki gidelim"
Gizemi hafif kaktırarak yürüdü bende arkasından yürüdüm tabi gizemin o şirret kıskanç bakışları eksik olmadı pis sarı yelloz
"hadi veysel abi hızlı hızlı bak yarın Allah korusun düğünüm var"
"kızım sen beni katil mi edicen ne demek düğünüm var sen daha dün altına sıçıyodun da bez bağlıyoduk"
"of veysel abi alt tarafı 1 yaş büyüksün zaten şu abi deme işine daha alışamadım"
"yürü yürü sen değilmiydin acele ettiren"
Hızlıca binadan çıkıp arabalara bindik daha cemin yerini bilmediğimiz için gidemiyorduk depoya ama veysel bi yerlere sürüyordu acaba ona içimde veysel dediğimi duysa ne yapardı
"veysel abi nereye gidiyoruz"
"bu cemin üzerinde elektronik eşya var mı akıllı saat filan"
"hayır hayır yok cem takmaz öyle şeyler"
"o zaman şehrin güvenlik kameralarına bakıcaz onun ne zaman kaçırıldığını biliyormusun"
"en son dün gece beraberdik uyandığımda yoktu"
Veysel dikiz aynadan bi yan bakış attı
"neden gece gece bi adamın evinde olduğunu sonra konuşucağız sümeyye"
"veysel abi biraz daha hızlı olur musun cem tehlikede hadi"
"tamam sakin ol"
Diyip hızını daha da arttırdı. Araba depo gibi birşeyin önünde durdu
"buradan nasıl bakıcaz çok eski görünüyor"
"içeri girince görürsün"
Hızlı adımlarla içeri girince azım bi karış açık kaldı çünkü burası dışarının aksine çok teknolojikti büssürü masa onların üzerinde bilgisayarlar, ses aletleri ve oldukça kalabalıktı veysel bi adamın yanına gidip bilgidayarını alıp cemin evinin gece güvenlik kameralarına baktı.
Cem evden hızlıca çıkıp arabasıyla bi yere gidiyordu.
Kameralardan onu takip edip şehir dışına kadar gittiği yeri gördük ama şehir dışına çıktıklarında güvenlik kamerası kesiliyordu.
"kamera kesiliyor şimdi nolucak"
"arabanın plakasına bakıcaz tarık olm gel buraya"
"buyur abi"
"35 T 7894 bu plakayı bi araştır bakim"
Çocuk gittikten 2 dakika sonra geri geldi
"abi plakaya baktım araba 2 gece önce çalınmış"
"kim çalmış"
"görkem diye biri abi ama polis yakalayamamış bizim çocuklar buldu"
Veysel bana baktı
"bu görkem senin evlendirileceğin görkem mi"
"evet"
"orospu çocuğu"
Aradan 1 saat geçmişti en sonunda cemin kaldığı depoyu bulmuştuk izmirden kemalpaşa ulucaka giderken yol üzerindeydi.
Veysel büssürü adamı da bizimle getiriyordu şuan izmirden çıkmıştık depoya doğru gidiyorduk 7 arabada bizimle beraber geliyordu. En sonunda bi tane depo karşımıza çıkmıştı ama önünde kimse beklemiyor
"veysel tuzak olmasın bu"
"bişey olmaz merak etme"
Veysel arabadan inerken onu durdurdum
"bende geliyorum"
"saçmalama gelmiyorsun"
"veysel ne konuştuk"
"hayır dedim"
"iyi öyleyse bende kendim giderim silahsız ve daha çok başım belaya girer suçlusuda sen olursun"
"tamam Allahın cezası al şu silahı"
Bana bi tane silah uzattı hızlıca alıp indik veysel adamlarına işaret verdi birazı arkaya gitti birazı biizmle kaldı. Veysel önden giderek kapıya kulağını yasladı bende hemen onun arkasındaydım yavaşça içeri girdiğimizde kimse yoktu bütün adamlar içeri girdiğinde etrafı aramaya başladık depo 3 katlıdı çatı zemin ve alt kat adamlar üste bakarken biz aşağı indik burası bildiğin lağım kokuyordu
"iğrenç"
İlerlediğimizde demir kilitli bi kapı vardı.
"cem burda olabilir"
"sümeyye geriye çekil kapıyı açmamız lazım"
Ben kapıdan uzaklaştığımda kilide 2,3 el ateş etti ve kilit tok bir sesle yere düştü veysel kapıyı yavaşça açarak içeri girdi bende hızlıca içeri girdim.
Cem anlaşılan sikah sesini duyunca ayağa kalkmıştı ama ağzı yüzü kan içerisindeydi onu görünce ağlamaya başladım ve koşarak ona sarıldım ama ol sarılmak yerine beni iktirdi onun bu hareketi daha çok ağlamamı sağladı
Gözleri o kadar soğuk bakıyordu ki neredeyse buzullarda gibiydim bana baktığında gözleri parıldayan cem şuan bir yabancı gibiydi onun herşeyini biliyordum ama o bana yabancıydı
"tanışıyor muyuz"
Hıçkırarak ağlamaya başladım
"tanımıyorsun tanımıyorsun beni tanımıyorsun cem benim cem"
Ellerimle yüzümü kapatarak daha çok ağlamaya başladım
"iyi misiniz neyden bahsediyorsunuz"
Veysel yanıma gelerek bana sarıldı
"veysel beni tanımıyor hatırlamıyor veysel daha dün saırlıyordum ben bu adama"
Diyerek hıçkırmaya başladım ama cem hâlâ aynı bakıyordu soğuk ve yabancı öyle bir üşüdüm ki veyselden ayrılıp cemin tam karşısına geçtim
"cem beni tanımıyor musun sümeyye ben geçen ailenle tanıştım anıl yaren annen kenan abi cem lütfen hatırla beni istiyorsan tarkan söyliyim sana hani bi gece söylemiştim çok beğenmiştin cem lütfen hatırla beni"
"beni gerçekten bu kadar iyi mi tanıyorsunuz peki ben neden sizi hatırlamıyorum buraya zaten sizin yüzünüzden geldim"
Diyerek yanımdan geçti gitti
O an öylece bakakaldım belki ağlamadım ama o kadar çok fırtına koptu ki boğazıma bi yumru oturdu asla yutkununamadığım aşık olduğum gözlerinde hayat bulduğum adam artık beni tanımıyordu her zaman senin için derdi ilk defa senin yüzünden demişti şimdi napıcaktım evlenicekmiydim görkemle bu imkansızdı hayatımı zindan ederdi
"sümeyye abicim hadi gidelim bak gel ben konuşucam onunla doktora götürürüz hadi gel"
Veysel elini omzuma koyarak beni dışadı çıkarmıştı hiç bir tepki vermiyordum sadece yürüyordum oysaki oturup sabaha kadar ağlamak istiyordum arabaya yaklaştığımızda onu gördüm ön koltuğa oturmuş camdan bana bakıyordu onu görünce sol gözümden istemsizce bir yaş döküldü. Veysel beni arabanın arka koktuğuna oturttu ve cemin yanına binerek arabayı çalıştırdı yol boyunca cemin gözlerinin içine baktım belki beni hatırlar tanır diye o da yol boyunca gözlerimin içine baktı bu kız doğru mu söylüyor diye
Sabah herşey çok güzeldi şimdi ise bir facia bir günde hayatım yerle bir olmuştu

bilinmeyen NumaraDonde viven las historias. Descúbrelo ahora