Rüyaların İçinden

6 0 0
                                    

LENORA

Adımlarımı hızlandırırken otobüse yetişmeye çalışıyordum.Otobüsü kaçırırsam okula yetişemezdim.Son sokağı dönünce otobüsün durakta durmakta olduğunu görmemle koşmaya başladım.Son anda kendimi otobüsün kapısından içeri atınca gözüm oturmak için yer aradı.Ancak sabahın bu saatinde oturmak için bir yer bulmak elbette mümkün değildi.

Ayakta durmaya çalışırken aklımda sadece gördüğüm rüya vardı.Rüyalarıma önem veren bir insan olmasamda bu rüya diğerlerinden farklıydı.Gerçekti... gerçek gibiydi.

Saray koridorlarında o güzel ve ince işlenmiş yakut kırmızısı elbisenin eteklerini tutup koşuyordum, arkamda bir şey vardı kovalıyordu beni ama beni kovalayan neydi bunu bilmiyordum.Koridorlarda adımlarımı iyice hızlandırırken önemsediğim şey hayatımdan çok elimde tuttuğum şeydi.Ama ne yazık ki elimde tuttuğum şeyi görecek kadar uzun süre uyuyamamıştım.

Ben rüyamı düşünürken otobüsün yavaşlaması ve üzerinde okulumun forması olan herkesin otobüsten inmesiyle okula geldiğimizi anladım.Hızlıca sınıfa çıkıp kapıyı açmamla sınıftaki yüzler beni buldu.Ve yine her günkü o iğrenir bakışlarla karşılaştım.Daha fazla onlara bakarsam bu bakışları daha çok göreceğimi düşünüp yerime oturdum ve sıraya kafamı gömdüm.Onların kötü bakışlarını görmektense uyumayı tercih ederdim.

Yükselen seslerin bir anda kesilmesiyle kafamı sıradan kaldırdım.Tahmin ettiğim üzere öğretmen içeri girmişti.Kısa bir selamlaşmadan sonra herkesin yerine oturmasıyla ders başlamış oldu.

"Lenora, sen söyle nasıl yapılır bu soru." Daldığım hayallerden beni kendime getiren öğretmenin sesi oldu.Önce biraz afalladım. "Efendim?"

"Dersi dinlemiyor musun sen?" öğretmenin sert sesi ve arkadan gelen eleştiri dolu fısıltılar iyice gerilmeme sebep olurken sonunda konuşabildim. "Özür dilerim.Ben dalmışım." Zilin çalması beni kurtarırken "Kendine çeki düzen ver! Bunu sonra konuşacağız." öğretmenin uyaran sesi bu işten tamamen kurtulmadığımı gösteriyordu.

...

Derslerine önem veren ve odaklanan bir öğrenci olsamda bugün anlayamadığım bir şekilde kafamı toplayamıyordum.Kaçıncı derste olduğumu bile bilmiyordum.Yine çalan zilin ardından sınıfta kimse kalmayınca bunun uzun teneffüs olduğunu anlamam zor olmadı.

Sınıfın havası beni boğarken yalnız kalmaya ihtiyacım vardı.Bu saatte aşağı kattaki sınıfların boş olduğunu düşünüp bakmak için merdivenlere gitmeye başladım.

...

"Ucube!Buraya baksana." 

"Hey sana diyoruz.Yoksa bir ucube olduğun kadar sağır mısın?"

Her gün olduğu gibi yine zorbalığa maruz kalıyordum.Nedenini ise yakında öğrenirsiniz.Hızlıca yanlarından kaçmaya çalışmam işe yaramamış kolumdan çekilmemle geriye sendelemiştim.

"Ne o kaçıyor musun?Bize bu güzel  beyaz saçların gizemini anlatmadan mı?"

"Ya sen cadı falan mısın acaba ya da lanetli?" son söylenen cümle evde söylenen sözleri aklıma getirmişti.

"Lanetli gibisin." "Ne yaptık da senin gibi bir çocuğumuz var." "Cadı soyundan mısın yoksa?" "Herkesten farklı olmak zorunda mısın bizi utandırıyorsun."

Gözümden bir damla yaşın gelmesiyle.Onların yüzümü görmelerini engelleyerek koşarak yanlarından uzaklaştım.

Aşağı sınıflara gelmemle bir tanesinin kapısını açıp içini kontrol ettim.İçerinden kimsenin olmadığını görmemle içeri girerek bir sıraya oturdum.Gözümden gelen yaşların hızlanmasıyla sıraya kapanarak ağlamaya başladım.Birkaç dakika ağladıktan sonra azalan gözyaşlarımı  ağırlaşarak kapanan gözlerim izledi.

...

Gelen seslerle yavaş yavaş açılan gözlerimle ilk olarak nerede olduğumu anlamaya çalıştım.Yumuşak bir yerde yattığımı anlayınca bedenimi korku dalgası kapladı.Uyuduğum yer okulda bir sıraydı.Ve sıralar kesinlikle bu kadar yumuşak olmazdı.Yatakta olduğumu anlayınca hızlıca oturur pozisyona geçtim ve bulunduğum yeri incelemeye başladım.

Güzel düzenlenmiş bir odadaydım ama eski eşyalarla doluydu.Her taraf zengin birinin odası gibi süslenmişti.Gördüğüm aynayla kendime bakmak için ayağa kalktım.

Ben aynı bendim. Ama daha büyüktüm.Bu ayna olduğum yaştan 5 sene sonrasını yüzyıllar önce olan bir odada gösteriyordu sanki.

Aklıma gelen fikirle cama yaklaştım ve tüm odayı aydınlatan camdan dışarı baktım.Bakmamla ufak bir şok geçirmem bir oldu.Büyük bir yerdeydim.Saray mıydı yoksa? Dışarıda yürüyen muhafız kıyafetli insanlar vardı. Ne oluyor?Neredeyim ben?

Bir dakika bir saray.Elbette rüyadayım ben sabahki rüyaya o kadar takıldım ki yine aynı rüyadan görüyorum.Geriye adımımı atmamla ayağımın kayması ve yere kapaklanmam bir oldu.Oluşan acıyla rüyada canımın acımasının mümkün olup olmadığını düşündüm.

Açılan kapıyla içeri giren kadın beni yerde görünce şok olmuş olmalı ki sessiz bir çığlık attı.Ama çığlıktan sonra dediği tek şey beni şok etti.

"Prenses....."

❤️

Merhaba umarım güzel olmuştur.Yazım hatam varsa çok özür dilerim.Fikirlerinizi belirtirseniz ayrıca çok mutlu olurum.Tekrar diğer bölümde görüşmek üzere.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 09 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Varisin ÇığlığıWhere stories live. Discover now