²

1K 76 32
                                    

2-Yeniden başlamak hevesim var.

Batu

Allah'ım çok şükür! SONUNDA! SONUNDA BİTTİ BE!
AMA İŞİM Mİ BİTTİ BEN Mİ BELLİ DEĞİL ANASINI SATAYIM!

Tamam, neyse, kes Drama Queen'liği Batu!

Kendi kendime kızmam bittikten sonra evime -ki kesinlikle öyle hissettirmiyor- hoplaya zıplaya gidiyordum.

Şuan evdeki hayvanat bahçesi kaçkınlarına tıpatıp benzeyen insanlarla -insan olduklarından şüpheliyim, hayvan dersem de hayvanlar tarafından taşlanabilirim- karşılaşacak olmak bile beni mental olarak çöküşe uğratmıyordu.

Ya da fazla abartmayım, o kadar da değil.

Bu gün o kadar yorulmuştum ki, son anda gelen mafya kılıklı heriflerin götünü rahat ettirmek için baya bi uğraşmıştım, bu da çokça zorlamıştı beni.

Genel olarak insanları düşünmem, bunu bırakalı yıllar oluyor.
Sadece kendimi düşünürüm, hayatta kalmam için gerekli olan tek şey bu çünkü.

Evin önüne geldikten sonra dış kapıyla bakışmaya başlamıştım.

Benim günlük aktivite...

Bir anda bütün moralim düşerken eve girip girmeme konusunda şüpheye düşmüştüm.
İlk baştaki mutluluğum kalmamıştı.

Eve girmekten vazgeçip ilerideki kaldırıma oturmuştum.

Gelsin bakalım en sevdiğim aktivitem.
Saatlerce boş boş oturup ağlayana kadar düşünmek!

***
Ev nedir?

Dört duvardan oluşan, çatısı, içinde banyosu ve mutfağı olan küçük mekan mı?

Hayır.

Aslında ev bir mekan değildir.

Ev somut bir şey de değildir, gözle görülemez, eller ile dokunulamaz ama hissedilebilir.

Evet evet, hissedilebilir.

Çok saçma gelebilir size ama ev, kendini yalnız hissetmediğin, yanındayken kendini şanslı hissettiğin, sana dünyanın en doğru insanıymışsın gibi hissettiren kişidir.

Ve benim evim hiç olmadı.

Ben bir enkazın başındayım yıllardır, ne o enkazı terk edebiliyorum ne de o enkazdan bir ev inşa edebiliyorum.

İkisini yapmak için halim de yok mutluluğum da, sadece bunun için çok üşengecim.

***

Düşünceler beynimi bir zehir gibi sararken gözümden akan yaşları yeni yeni farkediyordum

Bu günde duygusallığımızı yaşadık çok şükür.

Bir anda çalan telefonumla yerimden zıpladım, ödüm kopmuştu anasını satayım!

Arayan kişiye baktığımda baba olduğunu görmüştüm, istemeye istemeye telefonu açtım, doğrusu açmak istemiyordum ama açmasaydım da belamı sikerdi.

Telefonu kulağıma yaklaştırdığımda buzdan soğuk sesini duydum

"Nerdesin?"

"Dışarıdayım"

"Çabuk eve gel, hastaneye gitmemiz gerekiyor"

"Ne, nede-"

"KONUŞMAYI BIRAK VE ÇABUK EVE GEL"

Bağırmasıyla yüzümü buruşturdum
Gergedan gibi böğüren piç herif

Telefonu yüzüme kapattı ve bende eve doğru ayaklarımı sürüye sürüye gittim

İnşallah kanser olmuş ve 2 ay ömrü kalmıştır da onun için hastaneye gidiyoruzdur.

****

Hastane odasında oturuyorduk -evet doğru tahmin hastane şehirdeki en ünlü ve iyi özel hastaneydi- ve karşımdaki adamlardan ikisi, kafeye gelen mafya kılıklı Demir ve onun yanındaki diğer mafya kılıklıydı.

Yanlarında da 4 tane daha adam vardı hepsi de kocamandı!
Bakın ben 1.78 boyumla bunların yanında küçük kalıyorsam gerisini siz düşünün.

Ha birde, neden mi gelmiştik?

Ben doğumdan sonra karışmışım ya -babanın kanser olma hayalleri suya düştü maalesef- ne kadar ironik anasını tenhalarda sıkıştırayım.
Bunca sene çektiğim şeyler boşuna olabilirmiş.
Ananın amı yani

Düşünceli bir şekilde karşımda oturan abim olabilme ihtimalleri olan şahıslara bakıyordum, bunlar beni çiğ çiğ yer hem sadece bir ara öğünleriyim karınları da doymaz, düşündüklerimle gülmüştüm.

Fakat içimden gülmek yerine dışımdan gülmüş olucam ki abim olabilme ihtimali olan mafya kılıklı tipler de dahil odadaki kişiler bana otistikmişim gibi bakıyordu ya da sadece ben öyle anlamak istemiştim.

Odaya doktor girince hepimiz porno görmüş ergen gibi adama kilitlenmiştik

Sonucu benden çok merak eden bir başka kişi varsa o da yanımda sadece figüran olarak duran babaydı.

Babam diyemiyorum çünkü öyle hissettirmiyor.

Benim onun çocuğu olmama ihtimalim onu fazlasıyla mutlu etmişti.

Hatta o kadar sevinmişti ki evde arkadaşlarıyla kutlama bile yapmıştı ,baya bi üzdü beni, o arkadaşlarıyla gece boyunca bunu kutlarken bende odada ağlamıştım.

YIKIK BİR İNSAN OLMAM BENİM SUÇUM!

Doktor masasına oturdu ve ağır çekimde sonuçların olduğu kağıdı açmaya başladı bu birkaç dakika sürdükten sonra sonuçları okumaya çalıştı, çalıştı diyorum çünkü okuma bilmeyen kişi bile bu adamdan daha iyi okur...Ne?...

"Evet hazırsanız sonuçları okuyorum..."

Odadakilere ilk başta goz gezdirdi, yine ağır çekimde, sonra da sonuçları okumaya başladı

"Ates Barut'tan alınan kan örnekleriyle..."

Okumayı bırakıp odada bulunan kişilerde gözlerini gezdirdi ve okumaya kaldığı yerden devam etti

"Batu Kara'dan alınan kan örnekleri..."

Okumayı yine bırakıp, odadakilerde gözlerini gezdirirken en sonunda dayanamayarak konuştum

"Doktor beycim burda TV8 için survivor çekmiyoruz ki sende Acun gibi davranasĵn, alt tarafı bir sonuç okuyacaksın.
Biliyorum kendince heyecan yaratmaya çalışıyorsun ama inan olmuyor, lütfen okumayı yeni sökmüş ilkokullu veletler gibi davranmak yerine bir doktor gibi davran"

Hızlıca konuştuktan sonra sevimli olduğunu düşündüğüm bi gülümsemeyi Acun kılıklı doktora gönderdim o da beni haklı bulmuş olucakki okumaya devam etti
Mükemmelim

"Ateş Barut'tan alınan kan örnekleriyle Batu Kara'dan alınan kan örnekleri yüzde yüz uyuşmaktadır"

"Ananın amı"

Sevgiyle Nefret Arasında Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin