27

358 52 57
                                    

"Flört ne.?"

"Ne demek flört ne?"

Taehyung'un sorduğu soru ortamın içine çoktan sıçmıştı bile. Kaç yaşına gelmiş adamsın, tamam anladık moderniteyi reddet akımı falan var da, bu çok değil mi?

"Bizim çoktan evlenmemiz lazımdı hala flört diyorsun ya." dedi yutkunarak. Derin bir nefes aldıktan sonra, Taehyung'a göz devirip omzumun üzerine attığı kolunun altından bir çırpıda geçip az önce yattığı yatağın yanındaki sandalyeye oturdum. "haksız mıyım?" dedi o da bana uydurup yanımdaki yatağa oturarak.

"ben bir teklif almadım." dedim delici bakışlarımı Taehyung'a sunarken. O ise yüzüne piçlik sırıtışını çoktan eklemişti bile. "Teklif edersem kabul eder misin?"

Elini şakaklarında gezdirdikten sonra indirdi, ve cevabımı beklemeye başladı. "Bakarız." Kelimemle yüzündeki sırıtış solmuş, yerini umutsuz bir ifade kaplamıştı. "Anlaşılan daha çok koşacağız peşinden..."

Şaka maka harbiden it gibi koşuyordu peşimden. Ne yalan söyleyeyim, bir taraftanda hayvan gibi hoşuma gidiyordu. Ne de olsa ilk defa bir keko tarafından seviliyordum.

"Tabii koşacaksın, erkek dediğin it gibi sevdiğinin peşinden koşar, değil mi?" dedim kıkırdayarak. Taehyung onunla uğraştığımın farkındaydı hatta hoşuna da gidiyordu.

"Öylemi Jungkook? babanda ananın peşinden çok koştu heralde oradan biliyorsun."

"O bile senden az koşmuştur." kıkırdamalarım kahkahaya dönüşürken Taehyung geri yatağa yattı ve eline telefonunu aldı. "Oo benden sonrakilere mi yazıyorsun?" dedim kaşlarımı çatarak.

"Senden sonrası mı? Biz semt çocuklarıyız oğlum ne benim senden başka takıldığım olur, ne de senin." dedi üzerine basa basa. "Yani sana ayrılmak istiyorum desem kaç parçaya dersin." dedim gözlerimi kaçırarak.

"Bir diğer semt çocuğu kuralı da..." dedi. Cümlesine devam etmeden önce sanki aklına bir şey gelmiş gibi dalıp gitti, sonra ise devam etti. "Yani benim kurallarıma göre, asla ama asla ne olursa olsun el kaldırmam sevdiğim dediğime." dedi ağır ağır ve devam etti cümlelerine.

"Eğer olurda bir gün beni istemezsen, seni zorlayamam ama zamanında dediğim gibi, vesikalığın cüzdanımda durur." dedi ve noktayı koydu. Taehyung'un bu konularda olgunluğu bana göre zamanında yaşadıklarına bağlıydı. Anlattığına göre babası hapishanedeymiş, anlaşılan çok üzücü bir geçmişi var...

"Peki sen..?" dedim tıpkı onun gibi ciddileşerek. "Ya sen beni istemezsen?"

"Jungkook ben sana kalbimi verdim, insan kendi kalbinden vazgeçer mi?"

Yatakta oturur pozisyona gelip elleriyle kenetledi ellerimi. Gözleri farklıydı, aynı cakmağı gibi parlıyordu. Ve ardından göz temasını hiç kesmeden cümlelerine devam etti.

"İnsan kendi kalbinden vaz geçerse yaşamını yitirir. Has adamlık her gün aynı adama aşık olabilmektir gülüm. Bilirsin bizim semte adam olmayanlara etek giydirdiler." dedi üzerine basa basa. Ortamın fazla ciddileştiğini düşünerek gülümsedim. "Ne yani, ben etek giysem beni sevmeyecek misin?" dedim dudaklarımı büzerek.

"Sen etek giysen bırak sevmeyi seni sikerim Jungkook." nefeslerimiz çakışacak kadar yakınlaştığı sırada devam etti. "Sen etek giy bir bakalım, devamını sonra düşünürüz."

"Sende ne sapık çıktın be azgın!" yavaş yavaş Taehyung'dan uzaklaştığım sırada yüzünün düştüğünü gördüm. Oy benim adam döven bebişim ya.

"Yerine göre gülüm."

Birkaç saat hayatımızdaki bütün gereksiz bilgileri birbirimize paylaştıktan sonra (evet hepsi yksde çıkacak) hemşire kılıklının asık suratıyla odaya girmesi, odağımızı üzerine çekmeyi başarmıştı.

false ghost ☆ taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin