ONUNCU BÖLÜM

263 83 382
                                    


AHSEN


Ben meraklı bakışlarımı yüzünden çekmediğim gibi, oda sinir bozucu sessizliğini sürdürdü. Anlaşma kelimesini duyup peşine takılsam da tetikteydim. Çünkü ben tehlikenin kokusunu iyi alırım ve Pars Alphan tehlike kokuyordu. Tıpkı benim gibi.



Kapılar açılıp asansörün içinden çıktığımız da, karşıma geniş bir salon çıktı. Salonun üç köşesi tamamıyla camdandı ve dışarısı çok net bir şekilde gözüküyordu. İşkence odasına getirilmemiştim. Cama doğru yaklaşıp dokundum, kurşun geçirmezdi. Camın diğer tarafında ki yeşil renkle süslenmiş bahçeye baktıktan sonra gözlerimi camdan ayırıp tekrar salona baktım. Salonun ortasında sadece beyaz ve gri tonlarında büyük bir oturma gurubu vardı ve hemen arkasında ise içinde onlarca içkinin olduğu büyük bir bar duruyordu. İkimiz dışında odada kimse yoktu.



Pars Alphan geniş L şeklinde ki beyaz koltuğun üzerine oturdu ve gözlerini benden ayırmadan cebinden sigara paketini çıkarttıktan sonra, içinden bir sigara alıp yaktı. Çok rahat davranıyordu ve yine temkinliydi.



Elini hafifçe havaya kaldırarak hemen karşısında ki koltuğu gösterdi ve emredici bir ses tonuyla. ''Otur.'' dedi. Sözlerini umursamadım çünkü gözlerim dolgun dudaklarının arasında ki sigarada takılı kalmıştı. Hem sigara hem de dudakları oldukça cezbediciydi. Seçimimi sigaradan yana kullandım.



Bir aydır hiç sigara içmemişim gibi hissediyordum ve şuanda sigaraya karşı inanılmaz bir iştahım vardı. Pars Alphan oturduğu yerden buz gibi bakışlarla bana bakmayı sürdürürken, bense yavaş adımlarla yanına yaklaştım ve cüretkar bir şekilde izin almadan sehpanın üstüne bıraktığı paketinden bir sigara çıkartıp yaktım. Hiç tepki vermedi ve duygusuz suratıyla sessizce beni izlemeye devam etti.



Hayır, bu gün kendimi zapt etmeyecektim. Çünkü melek yüzümün yada sakin tavırlarımın onun üzerine her hangi bir etkisi olmadığını ilk karşılaşmamız da, beni bayıltmaya çalışmasıyla net bir şekilde anlamıştım. Sigara dumanını üflerken açlıktan olsa gerek hafifçe kafam döndü, ama ben bunu umursamadan ve sigaranın tadını çıkartarak Pars Alphan'ın hemen karşısında ki tek kişilik gri koltuğun üzerine oturdum. Ardından rahat tavırlarla iki bacağımı da cam sehpanın üzerine koydum.



Serserice hareketleri pek sevmem ama şuanda bu şekilde oturmak istedim. Bu sırada sehpanın üzerinde ki çıplak bacaklarıma bakınca, üzerimde ki siyah erkek tişörtünü fark ettim. Bol ve uzundu ama bacaklarımı sehpanın üzerine koyduğum için, tişörtün alt tarafı yukarı doğru hafifçe kıvrıldı ve biçimli pürüzsüz bacaklarım kendini biraz daha gösterdi.



Vücudumun diğer kısımlarında olduğu gibi bacağımda da kıl yada tüy yoktu. Küçükken babam saç ve kaş dışında ki vücutta yer alan kılların yada tüylerin sadece hayvanlara has bir şey olduğunu söylerdi ve bu yüzden vücudumda ki kılların yok olması için bir çok fazla teknolojik aleti üzerimde denemişti. Bir çoğu işkence aleti gibiydi. Sonunda ise kıllarım çıkmamaya başladı ve vücudum pürüzsüzleşti. Neden bilmiyorum, ama bacaklarıma bakınca aklıma bir anda bu geldi. Yüzümü buruşturdum.

ANLAŞMA 🖤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin