-3-

5 3 3
                                    

"Uyan uyan uyannn! Jisung kalk hadii geç kalacağız!"

"Hah ne diyorsu- LAN SAAT KAÇ GEÇ Mİ KALDIM HAYIR HEMEN HAZIRLANIYORUM"

"Salak daha var zamanımız rahat rahat hazırlanda çıkalım"

Sonunda Ryujin Hanı böyle görünce gerçekten çok mutlu oluyordu. Şimdi tek yapılması gereken sorunsuz bir şekilde geleceğini kurmaktı.

"İşte geldik"

"Baya büyük bir yermiş. Çok heyecanlıyım Ryujin!"

"Tamam hadi içeri girelim"

Jisungun heyecandan bacakları titriyordu. Gerçekten çok umutluydu. İçeri girdikten sonra Yoongi ve yanında bir oğlan onların yanına geldi.

"Hoş geldiniz çocuklar. Jisung bu Sunoo sana ne yapman konusunda yardım edecek. Hatta şimdiden başlaya bilirsiniz."

"Peki ben gideyim o zaman. Görüşürüz Ryu."

"Görüşürüz bebeğim. Bol şanslar"

Han Sunooyla birlikte diğer tarafa geçip şimdiden çalışmaya başlamışdı. Daha doğrusu Sunoo ona ne yapacağını gösteriyor oda pür dikkat onu izliyordu.

-

"Aferin Jisung iyi kavrıyorsun."

"Teşekkür ederim Sunoo. Elimden geleni yapıyorum"

"Birazdan kapatacağız zaten kıyafetlerini değiştir istersen çıkarız birlikte."

"Peki"

İş saati sonlanmışdı Jisung mutluydu çünki ilk günü gerçekten güzel geçmişti ve evet biraz yorucuydu. Şimdi gidip güzelce uyku çekecekti.

-

1 hafta sonra

(Jisungdan)

Evet. Sonunda doğru düzgün yaşamaya başladım. Artık 1haftadır her gün sabah işe gidiyorum. Doğru düzgün yemek yemeyen ben şimdi her sabah kahvaltımı yapıyordum. Tanrım sanırım gerçekten dualarım kabul oldu.

Hazırlanıp yine işe gitmek için yola çıktım. Hep restoranın karşısında olan kedileri okşayıp içeri girdim. Üstümü değiştirip, ellerimi yıkayıp işe koyuldum.

Öğlen molasında Sunoo Jisungu görüp yanına oturdu. "Afiyet olsun"

"Sağol"

"Nasıl çok yoruluyor musun?"

"Tabii yoruluyorum ama memnunum"

"Güzel, alışırsın zamanla."

-

"Jisung bu suları şu masadaki müşterilere götür"

"Peki hemen"

Dikkatle karşı masaya gidiyordum. Suları servis edecekken gördüğüm manzarayla dona kaldım. Yutkunamıyordum.
Siktir. Nasıl ola bilir? Yıllar sonra.. Tam karşımdalar. Her şeyi unutmuşken yeniden buldu beni eskiler..

-----

"Ben sana demiştim kaybedeceksin bu oyunu diye." Jeongin kendinde emincesine konuşmuştu.

"Hadi Hyunjin mızmızlanma bu defa da sen ısmarla yemeği ölmezsin" dedi Niki

Hyunjin kaybetmesini hala hazm edememişti. "Size benim derdin yemek ısmarlamak mı?! Nasıl kaybederim ya ben. Sikeceğim. Neyse yarın gideriz bir restorana ısmarlarım işte birşeyler"

"Ben gidiyorum o zaman. Yarın görüşürüz" dedi Lia

-

"Amk nerede kaldınız sizi mi bekleyeceğim. Beş saat oyalanıyorsunuz"

Yeji kahkaha attı. "Ne o Hyunjin kaybetmeyi hala mı hazm edemedin?"

"Sus Yeji zaten sinirliyim. Gidelim hadi."

"Ee? Nereye götürüyorsub bizi hyung?" Sordu Jeongin

"Ne bileyim yeni bir restoran sanırım bende ilk defa gidiyorum. Gidince görürüz artık"

Gençler yol boyu konuşup Hyunjinin başının etini yemişti. Sonunda gelmiştiler restorana. Lia içeri girer-girmez incelemeye başladı içerini. Beğenmiştiler hepsi.

"Evet gençler keyfinize bakın nede olsa Hyunjin ısmarlıyor" dedi Niki bayılıyordular Hyunjini sinir etmeğe.

Jeongin yalvarır gibi "ya ilk bi içecek falan ısmarlıyın lütfen ölüyorum susuzluktan" dedi

"Bakar mısınız! Bize lütfen içecek birşeyler getirin"

"Hyunjinin parasını yemek kadar mükemmel birşey yok ya"

"Yeji yine haklı" diyip kahkaha attı jeongin

"Siktir! O olamaz.."

"Ne diyorsun ya Hyunjin? Sana acıyalım diye deli rölü mü oynuyorsun?"

"Saçmalamayı bırak Lia. Şuna bakın!"

Hyunjin garson kıyafetindeki genç çocuğu göstermişti onlara, hepsi birden susmuştu. Nasıl yani? 4 yıl sonra buda neydi böyle?

Always the Years Between Us-Minsung Onde histórias criam vida. Descubra agora