1.BÖLÜM:SENİNLE BİR ÖMÜR SANMIŞTIM

2 0 0
                                    

          Aslında masala şöyle başlayabiliriz. Bir varmış bir yokmuş evvel zamanlar içinde bir prenses varmış , ve kendi canından daha çok sevdiği arkadaşının doğum günü varmış. Ne kısmetse o zamanda kara kara bulutlar çökmeye başlamış, dereler yağmur yüzünden taşmaya başlamış. Ama prensesin, arkadaşının doğum günününe gitmesi gerekiyormuş.ÖLMEYİ GÖZE ALARAK.. Doğum gününe geçte olsa katılabilmiş, demekki ölüm kaderi o zamana yazılmamış. Prenses sarayın kapısından içeri girmiş. Sağ sola bakmış ama arkadaşını görememiş sonra ordaki saray çalışanlarına sormuş . Eliyle sağ tarafı göstererek "orası" demiş. Ama arkadaşı orada değildi , sadece 2 kişi varmış. Birisi arkadaşının annesiydi ama diğer kişi kimdi bilmiyormuş. Yanlarına gittmiş. Korkmuştu ya aradığı kişiler değillerse çok utanırmış. Gitmiş sormuş ve doğru yermiş. Rahatlamıştı, kendimi direkt koltuğa atmış, Arkadaşının annesi "kızım arkadaşlarıyla sarayın balkonuna çıktı birazdan gelirler istersen sende gidebilirsin" dedi. oda düşündü ve gitmeye karar verdi.Yanlarına gitmişti arkadaşına sarıldı ve doğum günü kutladı kendini o kadar rahatlamış hissediyorduki ellerinin bağları çözülmüştü. Bir zaman sonra hepsi Aşağı inmişti. Sonra prensesin arkadaşının doğum günün e pastası gelmiş. Ne yazıkki istediği gibi pasta değilmiş , ama iş işten geçmişti artık yapılabilecek hiçbirşey kalmamıştı. En son ıslak yollardan geçerken kopardığı laleleri arkadaşına vermişti.Artık eve dönme vakti , belkide başkaları için kafasındaki düşünceleri değiştirmek için son şansları olan gecenin karanlığına dönme vaktiydi....Günler sonra arkadaşlarının bir kişi hakkında konuştuğunu duydu prenses. Ama kimin hakkından olduğunu bilmiyormuş gibiydi . Yaklaştıkça konuşulan kişi gözünde sanki karşısındaymış gibi beliriverdi .O kişiydi,doğum günündeki bilinmez kişi. Ama neden onun hakkında konuşuyorlardı ki NEDEN ? Bunu öğrenmemin tek bir yolu vardı oda sormaktı. Evet sormak, iyi fikir gibi gelmişti. Gidip sordu niye günlerdir o kişi hakkında konuşulduğunu. Herkes ona donuk bir şekilde gözleri fal taşı gibi açık , ağızları yarıya kadar açık bir şekilde şaşkın şaşkın bakmışlar. Herkesin tek bir sorusu vardı "nasıl anlamazsın?"... Neden anlamam gerekiyorduki. Anlam verememişti.Gerçi tek o geçmiyordu konuştukları konuda. O ve bir başka kız. Ne yani sadece 2 saatte birbirlerine aşıkmı olmuşlardı.BU TAM BİR SAÇMALIK... Bir kaç hafta bu konuyu tekrara döne döne konuştular.Ama 15 günlük ev kapanışı yüzünden kimse bir araya gelip konuşamadı maalesef.. O 15 günün 1 gününde arkadaşı o kişiyle bir yayın akışı açmıştı saçma bir şekilde o ve kız yayın akışında birbirlerini hep tersliyorlardı ama neden ? biz bunlar hakkında konuşmuyormuyduk neden birden bire böyle iletişim kurmaya başlamışlar. Bunun 2 açıklaması vardı, ya iletişimleri böyle yada hiç konuşulanlar gibi birşey yoktu ortada. O yayın akışı bitmişti,takii prensesin arkadaşı o kişinin bir fotoğrafını prensese gönderene kadar. Prenses kahkahalar içinde yerlere yattı ve yanlışlıklada olsa ağzından dalga geçermişcesine birşeyler söyledi. O kişi prensesin dediklerine biraz alınmıştı ve birazcık kabalaşmıştı.. O gün minik bir kargaşa yaşanmıştı ama o gün hakkında prensesin aklında kalan şey o kişiye "seni gördüğüm gün öldüğün günündür" demiş olmasıydı. Sahi onu gördüğü gün onun ölüm günümüydü ?...

ANLATACAK KELİME BULAMADIĞIM ROMANİMSİNWhere stories live. Discover now