"Benimle dans etmeye kalkma Jeon, seni yürümeye hasret bırakırım emin ol."
İnstagramdan tanıştığı çocukla flörtleşip ondan sıkılınca ghostlayan Jungkook
Mahalle kekosu fena bağlanan ve ilk defa aşık olmuş Taehyung
Muzlu süt almak için dışarı çıkan J...
Bir saat geçmiş ve sonunda Taehyung taburce olmuştu. Şuan ise arabaya biniyor ve onun daha önce hiç görmediğim evine gidiyorduk. Havanın nemi tenime çarpıyor, dünden kalan yağmurun kokusu da burnumda tütüyordu.
"Demek bakıcın olacağız." dedim kemerimi bir hamlede takarak. Benimle beraber kare gülüşünü yüzüne yerleştirip konuştu. "Bunu sen seçtin bebeğim."
Arabanın anahtarını uzun ve kemikli parmaklarıyla döndürdükten sonra kırık olan kolunu da vitese yerleştirdi. Aslında bu hali beni korkutuyordu, az da olsa kolu kırıktı ve bu halde araba kullanması oldukça tehlikleliydi. "Ölüm ölüm dediğin nedir ki gülüm, ben seninle yaşamayı göze almışım sözündeki ölüm az sonra gerçekleşecek gibi Taehyung, ne dersin hm?"
Ne kastettiğimi hemen anlayan Taehyung sırıttı. "Merak etme sen kolum hâlâ hareket ediyor heralde koptu değil ya. Ayrıca bir vites değiştireceğiz. Bak bak bir de merak edermiş aşkını."
Ebenin amını tersten görünce de öyle dersin amcık herif ya.
Şaka maka bedenimdeki yanma hissine karşı camı biraz aralayıp dışarıyı izlemeye başladım. "Neyse ki beni o kadınla bırakmadın, ben bırakırsın sanmıştım." dedi Taehyung iç çekerek.
"Ben piçmiyim Taehyung ya, tamamen o çiyanın iyiliği için sen şimdi kafasını ütülersin karının." dedim gözlerimi devirerek. "Ha, yani şimdi senin kafanı ütüleyeceğim ve sen buna rağmen kabul ettin?"
beni göt etmeyi ne çok sever ya.
"Merak etme sen orasını, bak bakalım şimdi kim kimin kafasını ütüleyecek." gözlerim bir ona, bir de yola kayarken arabadaki Bluetooth'u kendi telefonuma bağlayıp sakin bir müzik açtım.
"Favorite demek, güzel seçimde kral ters bize ya."
"Zaten bana ne hoşsa sana zıt."
"Siktir et bebeğim, zıt kutuplar birbirini çeker zaten."
Eğer birazcık daha o ağzını yayık ayran gibi açarsan ben sana birşeyler çekeceğim ama, neyse.
"Ne zaman geleceğiz ya, evin çok mu uzakta. Ayrıca hiçte bizim mahalleye doğru gitmiyoruz." dedim az önceki düşüncelerimden kurtularak. Cidden ıssız sokaklardan gidiyorduk, sanki arabayı bir yere parkedip beni hayvan gibi sikecek gibiydi.
Ancak hayır hayır, seme benim!
"Yok ya, buradan daha yakın." dedi ve devam etti yoluna. Evet kesinlikle emin olmuştum, az sonra emaneti çıkartıp bütün deliklerime sokacaktı.
Emanet dediğimde bıçak yani yanlış anlaşılmasın.
"Geldik sayılır zaten." dedi sonunda caddeye çıktığımız zaman. İleride bir trafik ışığı vardı, ve bizde sanırsam yakalanmıştık bu ışığa.
Ve dediğimde oldu, arabayı hafifçe durduran Taehyung bir çırpıda telefonumu alıp bir şarkı açtı.
"Mero- Olabilir."
Bu adam cidden şaka gibi ya!!
Telefonu geri kucağıma fırlatıp merakla tepkimi beklemeye başladı öküz adam. "Amk kürdü seni."
"yokkinee."
Dolu dolu kahkahalar, atışmalar ve arada bir sövüşmeler eşliğine iki katlı, bedenimi satsam alamayacağım bir villanın önünde durduğumuzda ağzım bir karış açıldı. Lan bune, LAN LAN BUNE
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
