YİRMİ BEŞİNCİ BÖLÜM

265 81 133
                                    


AHSEN



Geride sadece ben, İskender ve Demir kalmıştık. Avda saçma bir eşitlik vardı. Eğer bir Ar üçten fazla avı kazanırsa, avın başladığı an diğer avcılara göre bir dakika sonra ava başlardı. Bu şekilde güç dengesini eşitlediklerini düşünüyorlardı. Dayan küçük kız, ben seni bulana kadar sakin ölme.



Bir dakika hiç bu kadar uzun sürmemişti. Televizyonlar açılmış ve izleyiciler merakla izlemeye başlamıştı. Bende televizyonlarda ki yeşil ekrana bakıyordum. Kameralarda gece görüşü olduğu için her şey çok netti ve henüz kızı yakalayan olmamıştı. İkinci kurşun sesi duyulunca Demir ve İskender'de ileri doğru koşup ormanın içine girdiler, ama ben onların aksine ormanın içine girmek için fazla acele etmedim ve bir süre sağ tarafa doğru koştuktan sonra ağaçların arasına girdim.



Küçük yaşta avı kazanmamın nedeni, avların psikolojisini çözdüğüm içindi. Bütün avlar hep aynı şekilde hareket edip aynı şeyi düşünüyordu ve sonunda da koşarak aynı noktaya ulaşıyorlardı. Çıplak ayaklarım alışık olduğum toprağın üzerinde gezinirken, ayağıma batan küçük taç ve dikenlere aldırış etmeden gideceğim yere doğru hızlı bir şekilde koşmaya başladım.



Büyük bir kumar oynuyordum ama neyse ki ben kumarda çok iyiydim ve bu kumarı dört kere oynayıp kazanmıştım. Ayrıca oynadığım bu kumar tehlikeli olsa da basit bir mantığa dayanıyordu. Avlarım belirli bir psikolojisi vardı.



Öncelikle tehlikeden uzaklaşma iç güdüsüyle, av ilk başta kafesten çıkıp dümdüz koşuyordu. Bir süre sonra karşısına yosunla kaplı büyük bir kaya çıkınca, kısa bir an afallayıp heyecanla etrafa bakıp duruyordu. Şimdiye kadar hiç bir av kayanın üzerinden yada yanından dolanmayı akıl edemedi, çünkü yaparlarsa kaçmak için zaman kaybedeceklerini düşünüyorlardı.



Bu yüzden geriye sadece iki seçenekleri kalıyordu, sağ yada sol tarafa gitmek.Av ilk başta sol tarafa bakıyordu, bunun nedeni alışkanlıklardı çünkü Türkiye'de trafik akışı soldandı ve insanlar farkında bile olmadan ilk başta her zaman sol tarafa bakıyorlardı, fakat sol tarafta ki ağaçlar az ve ince gövdeli olduğu için kendilerini güvende hissetmeyip hızlıca o seçeneği de kafalarından eleyip, sağ tarafa bakıyorlardı ve o tarafta ki kalın ağaçların gizlenmekte onlara yardım edeceğini düşünerek o tarafa doğru hızla koşmaya başlıyorlardı.


Buda av bölgesinin etrafında daire çizmelerini neden oluyordu. Muhtemelen bize kamera takıldığı esnada av o kayalığa çoktan ulaşmıştı ve gözlemlediğim kadarıyla kafesin içinde aynı tepkiyi veren bütün avlar aynı yolu seçiyordu. Yanılma payım vardı, ama yine de her zaman yaptığım gibi yine zekamla güvenmekten başka çarem yoktu. Elimde ki hançeri daha da sıkı tuttum.



Şuanda beni canlı bir şekilde izliyorlardı. Hava karanlık olmasına rağmen kameraların kayıta olduğunu gösteren kırmızı ışıkları görebiliyordum. Eğer av tahmin ettiğim gibi sağ taraftan gitmişse muhtemelen kurumaya yüz tutmuş küçük dereyi geçmiş ve kendisini korumaya aldığını düşünüp vücudunu çoktan bir ağacın gövdesine yaslayıp soluklanmaya başlamıştır.

ANLAŞMA 🖤Where stories live. Discover now