𓆩⫯𓆪»1

74 15 88
                                    


"Dedektif Han!" Arkasından bağıran genç polis ona doğru geliyordu "içtin mi sen yine?" Gelen kokuyla içtiğini anlamıştı.

"Biraz" Demiş ve anlını ovuşturmuştu. "Gitmemiz gereken bir cinayet bölgesi var. Davadan yeni dedektifke beraber biz ikimiz de sorumluyuz" genç polis, elindeki dosyaları karıştırmaya başlamıştı.

"Yeni dedektif mi gelmiş?" Şaşkın gözlerle polise bakmıştı. "Haberin yok muydu? Benimki de soru mu ya? Her gün içtiğinden bizden bile haberin olmuyor. Neyse gidelim" demiş ve hızla dışarıya çıkmak için kapıya ilerlemişti.

"Ben senin büyüğünüm!" Diye bağırmakla Kalmıştı arkasından.

ミ☯彡

Köprünün altında duran kızın  cansız bedeni, üzerinde ki beyaz geniş gömlek ve mavi dar pantolonu ile çok güzel duruyordu. Yüzü solgundu. Dedektif Han ve genç polis yeonjun olay yerine gelmişti, ama diğer dedektif hâlâ olay yerinde değildi. Olay yeri inceleme ekibi fotoğraflar çekiyor ve DNA testi için bir şeyler çıkarmı diye bakınıyorlardı.

Dedektif Han, cebinden elastik eldiven çıkarıp eline geçirmişti.
Kurbanın yanına yaklaşıp yere Hafifçe eğildikten sonra eliyle kurbanın boynunu yavaşça sağa sola çevirdi, dikkatle inceledi.

"İlk değil." Yeonjun şaşkınca ona bakarken anlamadığını da belirtmişti. "Nasıl?" Demiş ve o da yaklaşmıştı. "Acı çekmesini izlemiş. Sadist bir şekilde işlenen bir cinayet ." Yerden kalkmış ve cümlelerine şöyle devam etmişti.

"Otopsiden de anlaşıldığı gibi kalp masajı yapmasını şöyle açıklarız; boğmaya çalışmış ve nabzı yavaşlayınca kalp masajı yapıp daha fazla acı çekerek ölmesini izlemek istemiş."Yeonjun'un yanına gelmiş ve uzaklaşmak için çenesiyle ileriyi göstermişti.

"Katil her kimse daha çok insanı katledecek. Eminim." Yeonjun irkilmiş bir şekilde dedektife bakıyordu. "Onu durduramaz mıyız?" Diyebilmişti sadece. Tam o sırada gelen bir diğer beyaz araba dikkatlerini çekmiş ve oraya bakmışlardı.

Arabadan inen genç biriydi, büyük ihtimalle yeni dedektiftir diye düşünmüştü. Yeni dedektif olarak tahmin ettiği kişi onlara doğru gelmeye başladı. Yanlarına ulaştığında da samimi bir yüz ifadesiyle selamlamıştı onları.

"Ben yeni dedektif Lee Minho. Tanıştığıma memnun oludum" demiş ve elini uzatmıştı. "Han jisung" demişti sadece, elini bile sıkmamıştı.

"Choi yeonjun." Demiş ve havada kalan elini o sıkmıştı. "Memnun oldum" diye karşılık vermişti Minho.

"Cinayet kurbanı; Kim Eun-ji. 17 yaşında lise son sınıf öğrencisi. Ailesiyle arası çok iyiymiş, güler yüzlü ve arkadaş canlısı. Hiç düşmanı yokmuş" Minho aldığı bilgilerin kalanını söylemek için devam etti "Ailesiyle konuşmaya gittim. Ölüm haberini almışlar. Perişan hâle gelmişlerdi. Okuluna gidip sorduğumda ise, arkadaşları, onu tanıyan tanımayan herkes onun hakkında iyi düşünüyor. Telefonuna bakılınca da tanımadığı veyahut şüpheli biriyle görüşmemiş"

Dedektif Han ters bir üslupla"Katili bu şekilde bulamayız, aldığın bilgilerin hepsi gereksiz" Minho duyduktan sonra kafasını yere eğmiş ve gülmüştü. Kafasını kaldırdığında "asıl önemli olan şeyi söylemedim. Geçenlerde işlenen bir cinayet ile benzerlik gösteriyorlar, rapora dikkatli bakarsak anlayabiliriz. Kısaca katil kimse daha çok kişiyi katledecek."

"bizde katili bulmaya çalışıyoruz ya hani? Onu bunu boşver yakındaki Kameraları aramızda bölüşerek inceleyeceğiz. Gidelim" Dedektif Han arabasına doğru ilerlerken, Minho arkasından sert gözlerle ona bakmıştı.

ミ☯彡

Kamera kayıtlarını incelemişlerdi, cinayet mahalli yerleşim yeri olmadığından kamera pek yoktu. Bir şey çıkmayacağını anladıkları zaman yakınları ve kamerada gözüken plakalalı araçların sahipleriyle görüşmeye karar verdiler. Dedektif Han tekrardan okuldaki arkadaşlarıyla, polis yeonjun ailesiyle, dedektif Lee ise araç sahipleriyle görüşmeye gitmişti.

Ailesi onun ne kadar iyi olduğunu anlatıp feryat ediyor, katili bulmaları gerektiğini söylüyordu. Okul ise hiç sakin değildi, dedikodular yayılmış ve türlü türlü iftira atmışlardı kurbana. Ama şüpheli kimse yoktu. Araç kameralarından bir görüntü bulabilmişti dedektif Lee ama pekte yeterli değildi.

Ne olur ne olmaz yanına aldı ve karakola gitti. Dedektif ve polisi, yüzü asık görünce bir şey bulamadıklarını anlamıştı. "Araçların birinde bulunan kayıtta siyah bir silüet gözüküyor fakat yüzünü tamamen kapatmış, gözleri bile zar zor gözüküyor." Dedektif Han hemen oturduğu koltuktan kalkıp Dedektif Lee'nin yakınına gelmişti "bakabilir miyim?"

Dedektif Lee elini hızla ceketinin iç cebine atıp USB belleği dedektif Han'a uzattı. Dedektif Han, hemen alıp koltuğun üzerindeki laptopu alıp dizlerinin üzerine bıraktı. USB belleği yerleştirdikten sonra görüntüyü açmıştı. Siyah bir siluet vardı yüzü tamamen kapalıydı. Siluet sanki bunu izleyeceklerini biliyormuş gibi kameraya bakmıştı. 

Polis Yeonjunun "Geri... Geri sar." Demesiyle dedektif Han geri sarmış ve ona baktıkları sırada videoyu durdurmuştu. "İzlediğimizi biliyor gibi" demekle yetinmiş ve dedektif Han'a bakmıştı genç polis.

ミ☯彡

Saat gece yarısını da geçiyordu boş ve karanlık odada sadece iki tane koltuk, masa ve masanın üzerindeki satranç vardı. 

"İlk hamle benden" Demiş, önündeki satranç masasında beyaz taşlardan bir piyon öne almıştı ve sırıtmıştı. 

"Kolay bir piyondu" Bunu demesiyle rakibinin yüzündeki gülümseme nefretle düşmüştü. "Senin hamlelerini çok merak ediyorum" Rakibi ona karşılık vermişti. 

"Hamlelerim seni yenmek için yeterli olacaktır, endişelenme."

ミ☯彡

📍 neler dönüyor acabaa?  

📍smut yazamıyoruumm aglicaam

📍kapak mı tasarlıyayım yoksa böyle fotoğraflar mı ekleleyimm?

📍kapak mı tasarlıyayım yoksa böyle fotoğraflar mı ekleleyimm?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

ミ☯彡

Şah Mat- hyunhosungWhere stories live. Discover now