Neler Oluyor!?

15 2 1
                                    

Bir anda dışarıdan BOM! diye bir ses duyuldu. Dışarısı toz duman içindeydi ve herkes dışarı çıkmıştı. Ama ben sadece camdan bakmakla yetindim. Çünkü dışarıda ne olduğunu bilmiyorum niye çıkıyım. İçim bir anlığına korku doldu. Tam dışarıdaki duman kalkmıştı ki zil çaldı. Ama kimsenin umurunda değil gibiydi. Herkes daha çok koşuşturmaya başladı. Çok kalabalıktı, herkes beni ezmeye başladı. Nefessiz kaldım ve en sonunda gözlerim kapandı. Hala sesleri duyabiliyordum ama göremiyordum. Aslında görebiliyordum ama çok bulanıktı. En sonunda artık her yer karardı. Seslerde gelmemeye başladı. Daha çok korktum. Bir yandan Ülkü'nün bağırışları bir yandan da birinin beni kaldırmasıyla uyandım. Hala tam kendime gelememiştim ki birinin suratıma suyu bocalamasına kadar.

— Noluyo lan!
— Ohh, çok şükür uyandın Güz.
— Böyle uyandırma şekli mi olur!?
— Ne yapalım uyanmadın en sonunda su döktüm.

Dedikten sonra Ülkü bana kaş göz işareti yapmaya başladı. Sağ tarafı gösteriyordu ve bende baktım. Ki ne göreyim önümde Ateş duruyordu. Onu gördükten sonra odada bir çığlık koptu.

—AaAaAaAa
—Noldu Güz! Bi yerin mi acıyor? dedi Ülkü.

Ateş ise gülmeye başladı.

—Ne gülüyorsun be!
—Yok bişey PUAHAHA
—Bir tane yapıştırıcam. dedim tabiiki içimden.

Tamamen kendime gelince sordum.

—Ne oluyor! Niye herkes koşuşturuyor?
—Bilmiyorum Güz, ama koşuşturduklarına göre bir şey var. dedi Ülkü

Tam Ateş bir şey söyleyecekken. Sınıfa biri daldı.

—Lütfen yardım edin!

Çocuğun sınıfa dalmasından dolayı zaten herkes şaşkındı birde tanımadığımız bir adam bizden yardım istiyordu. İyice beynim sulanmaya başladı. Korku ve endişe içinde ne olduğunu sorduk.

—Noluyor, iyi misin!?
—Bir zombi beni ısırd-

Diyecekken tanımadığımız çocuğun ağzından köpükler çıkmaya başladı. Çocuk bir anda yere yığıldı ve damarları belirginleşti,
rengi attı. Neredeyse mavi ve beyaz tonlarına yakın bir renk oldu. Bir süre herkes sustu. Çocuk ayağa kaskınca Ülkü;

—İ-iyi m-misin? dedi.

Çocuk daha çok doğruldu. Ayağa kalkınca göz bebeklerinin gittiğini gördüm. Birşeylerin ters gittiğini anlayınca hemen Ülkü'yü yanıma çektim. Ve beklediğim gibi oldu çocuk üstümüze doğru koşmaya başladı. O an o kadar korktum ki yine aynı şey oldu.
Yine hiç kıpırdayamadım. Ellerim kollarım hareket etmedi. Kaçmam gerektiğini biliyorum ama yapamadım.. Ülkü beni uyandırmaya çalışıyordu. Olamaz, sesler yine gitti. Gözlerim bulanıklaştı. En sonunda Ateş'in çocuğa vurmasıyla kendime geldim. Bir yandan Ülkü bir yandan Ateş iyi misin demeye başladı,

—Güz iyi misin? Güz!
—İyi misin?

Tam konuşurlarken bir anda ağlamaya başladım. Neden bilmiyorum am hüngür hüngür ağlıyorumdum. Amacım onları telaşlandırmak değildi ama... Bu sefer daha çok telaşlandılar. Bi süre sonra Ülkü de benimle ağlamaya başladı. Ateş dayanamamış olucak ki.

— Yeter! Hemen ağlıyorsunuz. Şuan ağlamaktan çok güçlenmeye ihtiyacımız var. Ne olduğunu bende bilmiyorum ama sizin gibi ağlamıyorum. Küçük veletler!

Önceki sözlerinden hiçbirine alınmamıştım ama o kelimeye kadar "küçük veletler". Bir anda ağlamayı kestim. Ve yanına gitmeye başladım. Bu sefer Ateş kendisiyle gururlanmaya başladı. Muhtemelen konuşmasından dolayı sustuğumu düşündü.
Biraz daha yürüdükten sonra Ateş'in yanına ulaştım. Ülkü ne yaptığımı çözemedi ama kızgın görünüyordu. Ülkü'ye kaş göz işareti yaptım ama anlamadı canım kankam. Ateş'in yanına oturdum ve tam ona baktığımda suratına yumruğumu geçirdim. Yumruğun etkisiyle yere yığıldı ve sırıtmaya başladı. Bir tane daha yumruğumu geçirecekken Ülkü koşa koşa yanıma gelmeye başladı. Beni tebrik edicek sanarken Ateş'in yanına gitti ve iyi misin demeye başladı.

— Ateş iyi misinn? Bi yerine bişey oldu mu? Napıyosun Güz! Burnu kırılabilirdi!

Kankam diyorum ama bazende çok gıcık oluyor yani.

— Ay aman. O kadar sert vurmadım zaten (biraz sert vurmuş olabilirim. Elim biraz ağır).
— Güz ser vurmadığın yere bak çocuğun burnu kan şelalesine dönmüş.dedi Ülkü.
—Neyse şuan konumuz bu değil. Dışarıda ne oluyor? O adam kimdi? Zombiler gerçekten gerçek mi?

Aslında daha çok sorum vardı ama..

—Burası güvenli değil. Dışarıya çıkmalıyız.dedi Ateş.

Ben çok istemesemde zar zor çıktık. Dışarıda kimse kalmamıştı. Etrafa bakındık kimse yine yoktu.

—Allah Allah nerede bu insanlar?dedim.

Dememle birlikte birşey fark ettim. Bir adam bize doğru koşuyordu ve çığlık atıyordu. Diğerlerine de gösterince. Bi anda koşmaya başladılar.

O adam kimdi?
Zombiler gerçekten varmı?
Niye dışarıda kimse yoktu?

Bu sefer çok heyecanlı yerinde kesmedim.
Umarım 2.bölümü beğenmişsinizdir. Uzatmaya çalıştım bu bölümü.
Eğer okuduysanız beğenip yorum yazmayı lütfen unutmayın💗💗💗💗🎀🎀🎀

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 20 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Koşma ZamanıWhere stories live. Discover now