ep- 23

533 95 72
                                    

İyi okumalar, olabildiğince fazla oy ve yorum.

Şu metgaladan önce bornozlu Minho fotosu alsaydık iyiydi be.

Yeni bir okul günü. İki günlüğüne Jisung ve Hyunjin okula gitmemişlerdi. Jisung, Know'dan izin alamayıp gitmemişken Hyunjin yürüyemediğinden dolayı gitmemişti. Üçüncü gün zar zor topallamış ve gitmişti okula.

Fizik dersindelerdi.

Minho, derse Hyunjin ile birlikte geç kalan Jisung'u gördüğünde anlattığı dersi yarıda bırakıp onlara dönmüştü.

"Yok yazacağım sizi." Nazik tavrı karşısında şaşıran iki genç de bunun Jeongin yüzünden olduğunu düşünmüşlerdi. Minho, parlayan gözlerini başta Jisung'a çevirirken Hyunjin'e kaydırmıştı.

Gülmemek için dudaklarını birbirini bastırdığında Hyunjin kaşlarını çatmıştı.

"Bana mı gülüyor bu?"

"Götten yemiş çekirge gibisin çünkü. Kardeşinin eserine bakıyordur."

Hyunjin gözlerini devirirken Jisung çoktan oturmak için izin almış ve onu da ardından çekiştirmişti. Hyunjin duvar kenarında Felix'in yanına otururken Jisung ortalardan Seungmin'in yanına oturmuştu. Büyük sınıf sonunda kendilerine odaklanmayı bırakıp yeniden ders dinlemeye başlamıştı. Geç kalan iki genç de onlara eşlik ederek kitaplarını çıkarmış ve derse katılmışlardı.

-----

40 dakika.

Yaklaşık 40 dakikadır duvarı seyrediyordu Jisung. Arada bir gözleri kadrajına giren hocasına kayarken göz göze geldiklerinde gözlerini kaçırıyordu.
Fakat Jisung değil, Minho'ydu gözlerini kaçıran. Jisung anlam veremese de duvarı seyretmeye devam etti. O sırada önündeki defterine kaydı gözleri.

Bir yandan defterine kendi kendine karalama yapmaya başlamıştı. İç çektiğinde mırıldandı.

"Taemin, Hyunmin, Seongmin, Jaemin... İsmi ne ya? Lee Taemin uyuyor aslında." Dünkü konuşma sonrası kendi çabalarıyla Know'un ismini bulmaya çalışıyordu.

"Minmin mi acaba? O da köpek adı gibi oluyor." kendi kendine konuşmasını kendisinden başkası duyamazken derin bir iç çekip defterini kapatmıştı. O sırada yanından yükselen ses ile gözlerini arkadaşına çevirdi.

"Hocam ben şuraya anlam veremedim. Bakar mısınız?" Seungmin'in seslenmesi ile Minho oraya yaklaşmış, Jisung'un tarafından Seungmin'in kitabına uzanmıştı. Jisung başını geri çekerken istemeden de olsa gözüne batan sıkı vücudu incelemişti. Sağlam yapılı bir adamdı, Jisung bazen hayret ediyordu.

Gözlerini hocasının çözümlediği soruya çevirirken Seungmin ile birlikte dinlemeye başladı.

O sırada gözüne çarpan mavi kravata baktı. Gözleri baktığı noktaya kilitlenirken yerinde kıpırdadı.

Jisung, merakla büyüyen gözlerini öğretmeninden çekmezken adam yerinden doğrulup uzaklaşmaya başladığında neredeyse onun ardından kalkıp kolunu tutacaktı ki arkadaşının onu tutmasıyla yerinde durmuştu.

"Ne yapıyorsun sen? Tuvalet iznin falan mı alacaksın?" Seungmin, Jisung'u sıraya geri çekip oturttuğunda Jisung'un gözleri hala Minho'daydı. Seungmin'i başıyla onayladı.

"Döver seni yapma." Jisung yine başıyla onaylandığında Seungmin önüne dönüp kitapları ile uğraşmaya başladı. Kahve saçlı, gördüğünden emin olduğu dikişli ismi uzaktan gözleriyle kravatta ararken öğretmeni ders anlatmaya devam ediyordu.

Daha demin Mr.Lee yazısı fazlaca netti aslında.

Böylece bulmaya çalıştığı isim istemediği bir şekilde aklında belirmişti.

Lee... Lee Min... Lee Min-ho.

Jisung, şaşkınlıktan nefes alamadığını hissettiğinde yutkunup bakışlarını önüne indirmişti. Elini Seungmin'in gömleğine götürüp çekiştirdiğinde arkadaşı ona döndü.

"Seungmin Seungmin."

"Ne var bebe?"

"Hyunjinle Yongbok'a seslensene, sanırım şizofrenleşiyorum."







Metgaladan önce bir bölüm patlativerdik

Yazım hataları için ozr

Love For Love's Sex -minsungWhere stories live. Discover now