❶❺

688 61 18
                                    

-İyi okumalar-

**
Yeonjun gözlerini açtığında havanın karardığını görmüştü. Esneyerek yerinden kalktığında her yerinin tutulduğunu hissetti. Belini esneterek etrafına baktığında soobin'in hala Gölde olduğunu gördü.

Gözlerini hemen ondan çekerek bakışlarını yere indirdi. Yanına getirdiği çantasını alarak koluna taktığında arkasına dönerek yürümeye başladı.

"Yeonjun!"

duyduğu sesle attığı adım havada kalırken hemen arkasına döndü. gelen kişi dawon'du. "dawon senin burada ne işin var?" dedi yeonjun. dawon ona yetiştiğinde yüzündeki gülümsemeyle yeonjun'un yanağından makas aldı. "saraya gittim seni sordum ama senin sarayda olmadığını öğrendim. ve gelebileceğin tek yer burası olduğu için hemen buraya geldim."

Kralın emriyle sarayın önünden bile geçmesi yasak olan dawon, sarayın önünde nöbet tutan askerle şöhret karşılığında anlamışlardı. Saraydaki tüm haberler şöhret karşılığında anlaştığı asker sayesinde ne olup bittiğini anlayacaktı.

yeonjun kafasını salladığında bakışları istemsizce soobin'e gitti. çatık kaşlarıyla onları izliyordu. yeonjun bakışlarını ondan çekerek dawon'a çevirdi. "ne için gelmiştin dawon?"

"ah seni akşam yemeğine davet estem kabul eder misin?" dedi dawon. Yeonjun duyduklarıyla kaşları şaşkınla havalanırken "şimdi mi?" dedi. dawon kıkırdayarak "şimdi seni saraya bırakayım hazırlandıktan sonra seni alırım?" dedi dawon. Yeonjun ne diyeceğini bilmeyerek bakışlarını ondan ayırdığında "di ama yeonjun, çok iyi vakit geçireceğiz" dedi.

"Lütfen..."

Yeonjun daha fazla dayanamayarak kafasını salladı. "o zamana seni saraya bırakayım." dedi dawon. Yeonjun başını sallayarak onu onayladığında dawon onu belinden tutarak atının üzerine oturttu. Ardından at harekete geçtiğinde bakışları istemsizce soobin'e kaydığında orada olmadığını gördü. Gitmişti.

Yeonjun kollarını dawon'un beline sardığında dawon yüzündeki sırıtışla atını saraya doğru sürmeye başladı.

-
Yarım saatin sonunda saraydan bir kaç dakika uzak olan bir yerde atını durdurmuştu. Çünkü kral onu görürse pek iyi şeyler olmayacaktı. Tabii yeonju'un bundan haberi yoktu.

Yeonjun attan indiğinde dawon'da ona eşlik etmişti.

"gece yarısı olduğunda tam seni buradan alacağım anlaştık mı?"

"Neden saraya gelmiyorsun?"

Dawon duyduğu soruyla sertçe yutkunurken yeonjun'u geçiştirdi. "Yeonjun seni aldığımda o güzel lacivert elbiseni üstünde görmek istiyorum anlaştık mı?"

Yeonjun gülümseyerek başını salladığında dawon uzanarak yanağına bir öpücük kondurdu. Dawon'nun bu beklenmedik hamlesi karşısında şok olan yeonjun şaşkın gözlerle ona baktı.

"gece görüşmek üzere" dawon yeonjun'un bir şey demesine izin vermeden atının üstüne atlayıp oradan uzaklaştı. yeonjun arkasına bakmaya son vererek saraya doğru yürümeye başladı. askerler hemen kapıyı açtıktan sonra yeonjun sarayın içine girmişti. hemen odasına doğru yürümeye başladı. odasının önüne geldiğinde kapıyı açarak içeriye girdi.

-

Dawon'un dediği gibi lacivert rengindeki elbisesini giymişti. Saçlarını taradıktan sonra artık hazır olduğunu hissetmişti.

Odasından çıktığında uzun koridorda ilerlemeye başladı.

"Yeonjun!"

Arkasından gelen sesle oraya döndüğünde taehyung ile karşılaştı. taehyung yeonjun'u parlayan gözleriyle süzerken dudaklarını araladı. "yeonjun muhteşem görünüyorsun! nereye gidiyorsun?" dedi taehyung. yeonjun pembeleşen yanaklarını gizleyerek bakışlarını yere indirdi. "karşı kralıktan dawon beni yemeğe davet etti." dedi yeonjun.

MY PRINCE |TAEKOOKWhere stories live. Discover now