twenty four

42 12 2
                                    

Louis, oturduğu koltuktan açtığı programı izlemeye başladı yeni yaptığı kahvaltılık gevreği de eline almıştı. Ellen DeGeners'in programlarından birine dalmışken yanında yataktan yeni çıkmış haliyle Harry belirdi.

Uykulu gözlerle Louis'yi izliyor ve neler olduğunu anlamaya çalışıyordu, dün defileden sonra doğru eve gelmişlerdi ve sonra uyuyakalmıştı. Gözlerinden birini ovmaya başladığında, Louis'nin kendisine baktığını fark etti ve adımlarını yanına ilerletti.

Louis, karşısında gecelikleriyle duran Harry'i belinden çekerek koltuğa düşmesini sağladığında gülmeye başladı. Harry ise yeni uyandığı için yorgundu ve normalde uyuduğundan daha uzun süre uyuduğu için bu onun beynini ihtiyacı olmasa da daha fazla uykuya itiyordu.

Louis, sevgilisinin yanağını öptü. Kızarmış yanakları ve şiş gözleriyle çok tatlı gözüküyordu ''Günaydın uykucu.''

Harry, hiç bir şey demeden Louis'ye bakmaya başladı. Louis onun bir bebek gibi göründüğünü düşünürken burnunun ucuna bir öpücük daha kondurdu. ''Kaç saattir uyuyorum ben Lou?'' çatallı çıkan sesini önemsemeden Louis'ye doğru bir soru yöneltti.

Louis, küçük sehpada duran telefonundan saati kontrol etti ''Yaklaşık 10 saattir uyuyorsun.''

Harry, iç çekerken bir yandan da ağrıyan belini elleriyle ovuşturmaya çalışıyordu. Louis, kollarını ayırırken televizyonun sesini kısmış ve tüm odağını Harry'e vermişti.

''Belin mi ağrıyor?''

Harry, sadece kafasını sallarken Louis onu yatırır konuma geçirdi. Harry ise onun ne yaptığını sorgulamadan olacakları bekliyordu ki Louis'nin ellerini penye pijamasının altında hissettiğinde nefesini tuttu.

Louis, onun penye geceliğini belirli bir noktaya kadar açmış ve ince belini açığa çıkartınca ellerini yavaşlıkla belinde gezdirmeye başlamıştı. Yavaş hareketlerle belinin ağrıyan kısmını bulmaya uğraşmıştı. Harry en sonunda acıyla inlediğinde ağrıyan noktayı yavaş yavaş ovmaya başlamış bunu yaparken de Harry'nin açıkta duran boynuna öpücükler kondurmuştu.

Harry, Louis'den aldığı öpücükler ve belinde ki ellerinin etkisiyle tekrar mayışırken güçlükle konuşmaya çalışmıştı ''Beni tekrar mı uyutmaya çalışıyorsun?''

Louis, onun yeni öptüğü boynuna doğru boğuk bir ses ile konuşmuştu ''Amacımı öğrendiğine göre vücudunu uykuya teslim etmelisin aşkım.''

Harry, boğuk bir şekilde inlediğinde Louis ona gülmüştü beli eskisine göre daha da iyiyken Louis yine de masajına devam etti. Bu huzur dolu sessizliği ise Louis'nin büyük bir sesle çalan telefonu bölmüştü.

Harry'nin üzerinden kalkıp sehpada ki telefonuna uzanmış ve numarayı gördüğünde panik içinde ayağa kalkmıştı.

Harry'de üstünü düzelterek doğrulurken kaşlarını çatıp Louis'ye bakmıştı ''Kim arıyor?''

''Plak şirketi!'' Panik içinde sallanıyordu.

Harry, daha da kaşlarını çattı ''E açsana!''

Louis, kendine gelmiş gibi telefonu görüş açısına yaklaştırdı ve derin bir nefes alıp çağrıyı cevaplandırdı. Bir süre karşıda ki kişiyi dinlerken Harry onun değişen yüz ifadelerini anlamaya uğraşıyordu.

Louis'nin kaşları havalandığında ve dudaklarının kenarları kıvrıldığında Harry'de oturduğu koltuktan kalkmış tam karşısında durmuştu.

Louis, en son heyecanlı çıkan sesini bastırmaya çalışırken telefonda ki kadını onaylamıştı ''Tamam, yarım saate orada olacağım! İyi günler!''

Mistletoe | Larry Stylinson [✔]Where stories live. Discover now