8

354 83 31
                                    

Yine bir gece toplantısında hep birlikteyiz.

Bugünkü Esther fiyaskosundan sonra Min Ho hepimizi salonda toplayıp ciddi bir konuşma yapmak için hazırlanmıştı. Yeni bir iş bulmadığına eminim, öyle olsaydı bilgisayarıyla ya da belgeleriyle dururdu karşımızda. Ya da yüzü gülüyor olurdu. Şimdi ise son derene ciddi bir Lee Min Ho karakteri vardı.

"Bugünkü işi de bok ettikten sonra uzun uzun araştırma yaptım, rahat ve risksiz bir iş bulamadım. Yani anlayacağınız para kazanmak için son bir çaremiz kaldı."

Bunun ne olduğunu tahmin edebiliyorum.

"Hepimiz çalışmaya başlıyoruz."

Evet, doğru tahmin.
Benim için sorun değildi, hatta çok iyi olmuştu. Daha önce de Min Ho'nun bulduğu işlerde çalışmıştık birkaç aylığına. Çalışma süresine kıyasla az kazanmış olsak da alın teriyle kazanılan para olduğu için harcarken içim çok rahattı. Min Ho ile Alex ya da Jisung için fark eden bir şey yoktu. Nasıl kazandıkları önemi değildi, onlar sadece paranın miktarına bakarlardı. Bu durumdan memnun olmayan tek kişi Ryujin idi.

Derin bir of çekerek arkasına yaslandığında ona bakıp sessizce güldüm, sevimliydi. Prenses, bugüne kadar istediği her şeyi zahmetsiz elde ettiği için çalışmak ona zor geliyordu. Hırsızlık yapmak bile sorun değildi. Felix'in dün söyledikleri tam da onunla ilgililiydi aslında. Tabii bunun için Ryujin'i herhangi bir şeyle itham ediyor değilim. İnsan nasıl yetişirse ona alışır. Ryujin doğuştan prensesti. Ama şu beyaz atlı prensini bekleyen tatlış masum prenseslerden değil. Ryujin onlara bayağı bir uzaktı...

"Nasıl yani? Basbayağı çalışacak mısınız yani?" Felix'in sorusu ile Min Ho kaşlarını çattı, "Ne sanıyordun oğlum? Bu evi sadece çaldıklarımızla geçindirecek değiliz."

Sadece çalışarak geçindirmemizi isteyen Felix için bu iyi bir haberdi aslında.

Min Ho cebinden bir kağıt çıkardı, "Eskiden çalıştığımız işlere benzer işler buldum, hemen hemen aynı şeyleri yapacaksınız. Tabii değiştirmek isteyen olursa hallederiz." kağıtta yazanları okumaya başladı, "Ryujin ve Abel, şu sahil kenarındaki restoranda garsonluk yapabilirsiniz."

Önceden de orada çalışmıştık. Hem iyi kazanıyor hem de keyifli vakit geçiriyorduk çünkü patronlarımız çok tatlı ve yaşlı bir çiftti. Ayrıca deniz kenarında olması ayrı bir güzeldi, ara sıra pencereden bakıp derin nefesler aldığımda içim açılır ve işime rahatça devam ederdim.

"Jisung, teknoloji mağazasında çalışıyorsun."

"Oh be! Yine Sehun hyungun mağazası, değil mi hyung?"

"Evet evet, zaten lise diploması ile başkası kabul etmezdi biliyorsun." dediğinde Jisung umurunda olmadığını belirtircesine elini salladı, "Aman, sanki onlardan iş isteyen var. Canım Sehun hyungum gül gibi bakıyor bana."

Ona gülerek Min Ho'yu dinlemeye devam ettim, "Alex, huzur evinde revirde çalışıyorsun yine. Biliyorsun orada sağlıkçılara fazlasıyla ihtiyaç oluyor, belgeleri falan hallederiz zaten." Alex kafasını salladı. Alex'i mezun olmuş gibi göstereceklerini anlamıştım bile, ki bu önceden de böyle yaptıkları anlamına geliyor. Bilmiyordum ama şaşırmamıştım, bizde yasal olan ne vardı ki?

"Ben?" diye sordu Felix, "Ben nerede çalışacağım?"

Hepimiz ona baktık. Min Ho elini ensesine götürüp omuz silkti, "Sana bir yer bakmadım, aslında sen çalışmazsın diye düşünmüştüm ben."

"Ne? Niye çalışmayayım Min Ho hyung?"

"Yani... Sonuçta bizimkinden farklı bir amacın var, bizim işlere bulaşmak istemezsin sanmıştım."

Bad Ideas | Lee FelixWhere stories live. Discover now