OTUZ ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

144 56 178
                                    



AHSEN



Savaşla bir kış sabahı tanışmıştım. İkimizde için de bulunduğumuz koca malikanede yaşayan yalnız çocuklardır. O zamanlar koca malikanenin duvarları üzerime doğru gelip beni yalnızlığımla boğarken, Savaş bana bir ilaç gibi gelmişti. Acı karşısında kazandığım en güzel zaferimdi o benim.  



Çoğu zaman aramızda ki arkadaşlığı korktuğu için bitirmek istese de, onu her defasında öldürmekle tehdit edip gitmesine hiç izin vermemiştim. Gerçi hep gitmek isteyen o olsa da, gitmek istemediğini de bilirdim çünkü benim ona muhtaç olduğum gibi, oda bana muhtaçtı ve zaman geçtikçe de aramızda ki bu muhtaçlık bambaşka bir şeye dönüştü.



O ölen annesini ve babasının yaşadığına büyük bir umutla tutunurken, bense çevremde ki insanları ailem sanıyordum. Çok sonradan o annesi ve babasının öldüğünü kabullendi, bense çevremdeki insanların ailem olmadığını anladım ve sonunda biz iki ailesiz çocuk, bir birimizim ailesi olduk.



Ben ilk defa onunla hissetim gerçek sıcaklığı, aileyi, temiz sevgiyi ve kardeşliği.  Onu her defasında canıyla tehdit ederken, bir gün canına zarar geldiğinde kalbimin sıkışmasıyla anladım bir kış sabahı tanıştığım o küçük çocuğu, canımdan çok sevdiğimi.



Savaşla tartışmamızın üzerinden saatler geçmiş ve ay tahtını çoktan güneşe bırakmıştı, ancak ben yaşadığımız tartışmadan bir türlü çıkamamıştım ve hiç uyuyamamıştım. Soy ağacım psikopatlarla doluydu ve bu yüzdende psikopat genlerim oldukça güçlüydü, ancak bir şekilde tedavisi bile olmayan bu kişilik bozukluğunun bazen yok olduğunu düşünüyordum.



Her ne kadar utanma, üzülme, korku, empati ve daha bir çok duygudan mahrum olsam da, bazen şuanda da olduğu gibi bu duyguları hissedebiliyordum.



Aldığım intikam ve Cam göze yaptıklarımdan dolayı kendimi asla suçlu hissetmiyordum ama geriye kalan şeyler canımı acıtıyordu. 



Karşımda ki cam parçalarına bakıp düşüncelerime dalmışken, telefonumdan gelen sesle yaslandığım koltuktan kıpırdamadan göz ucuyla yerdeki telefonuma baktım. Arayan Parstı. Derin bir nefes alıp yere doğru eğildim ve telefonumu elime alıp açtım. Canım acısa da neşeli ve alay dolu bir sesle konuşmak için kendimi hazırladım. Üzüntümü kimseye göstermemek gibi bir alışkanlığım vardı. Ben her zaman güçlü görünmeliydim. 


"Oysa ayrılalı bir kaç saat olmuştu, beni çok çabuk özlemişsin yakışıklı"



"Evet, çok özledim" dedi büyük bir muziplikle, beli ki keyfi yerindeydi. 

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: a day ago ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ANLAŞMA 🖤Where stories live. Discover now