œBİPOLARœ

12 9 0
                                    

"Ruhumda seviyorum seni

К сожалению, это изображение не соответствует нашим правилам. Чтобы продолжить публикацию, пожалуйста, удалите изображение или загрузите другое.

"Ruhumda seviyorum seni..."




Hayatta binlerce çöküş olur tek bir kalkış Yeter Bazen. Tek bir ayaklanma intihar eşiğindeki bir insana yaşama sevinci verebilir. Hem berbat an iyi gelecek tek şey doğanın ritminde gizli. Birer Rüzgar sevinci, kuşların söylediği şarkılar, dans eden ağaçlar, bunlar hep Birlik içerisindeyken nedense birbirini tamamlıyor büsbütünüyle...


Hayatta buna benzer aslında, bazen yıkılmam dersin hiç beklemeyecek şekilde yıkılırsın. O yıkılma sonun olabiliyor bazen. Seni tamamlayan ayağa kaldıran şey çok önemli husustur; fakat onu kaybedecek olursan bir daha içerisinden çıkamayacak yollara düşmüş olursun. Birlik bozulursa insanın dengesi yerle bir olur. Kendi ruhunu kaybetmiş gibidir. Bunun göstergesi gerçek sevgidir. Çünkü Ruhunda seven insanlarda asla sevgi de azalma olmaz. Çünkü birbirine büskütünü ile bağlıdırlar. Ve onlar birine,


"Canımdan çok seviyorum..." yerine:



"Seni Ruhumda seviyorum..." der, çünkü bildiğimiz üzere kalp durur sevgi biter, Akıl unutur sevgi unutulur. Ama ruh insan ölünce bile kalan tek şeydir...




Baloda olan olaylardan sonra Cüda ve Kurgan'ın aralarındaki gerginlik oldukça fazlaydı. O mektuptan sonra birde baloda karşılaştığı manzara Kurgan Avşar'ın görmek istemeyeceği Cüda'yı uyandırmış olmuştu. Cüda'nın başta 5. boyuta mahsur kalmasıyla kafasında onaylamış oldu mektubun gerçekliğini. 10 gündür birbirlerine tek kelime bile etmemişlerdi. Aynı odada olmaları onlar için birer işkenceden ibaretti. Kurgan Avşar günlerce kendini inandırma yolunda heba ederken Cüda yolundan asla dönmüyordu. Bambaşka birine dönmüştü adeta.


Kurgan'ın, okulun toplanma merkezinde çaldığı elektro gitar, damarına basıyordu. Her telin oynamasıyla daha çok gerilmesine neden oluyordu. Çaldığı fon müziği ile 2013'e gitti...


Fon, Feridun Düzağaç'ın lavinia şarkısından başkası değildi. Cüda'nın içi alevleniyordu. Vücudundaki tüm kıllar diken diken oluyordu. Üzerine gelen her şeyden dolayı patlak verip gözyaşları sel oldu. Göz yaşlarının akması zerrece umurunda değildi.



Annesinin son nefesinde dudakları arasından çıkan şarkıydı. O şarkı ile yumdu gözlerini dünyaya. Cüda ani ruh değişimi ile kendini kaybetti. Kontrol elinden alınmıştı bedeni değil, ruhu da yorgundu. Bitkindi...



Onun da gücü bir yere kadardı. Çocuk yaşta hayatın acımasız yüklerini sırtlanmıştı, çok koyuyordu. Yorgundu, bipolar duygusu ağır basıyordu merhametine. Ne başkasına ne de kendisine acıması, merhameti yoktu. Belinde bulunan hançeri eline aldı. Aden onu görüp yanına yaklaştı,

"Naber teknolojiçe?" İşittiği sesle Toprak geldi aklına. Bu daha kötü olmasına neden oldu. Karşısındaki bu insanın ona kastı mı vardı ne? Dostu tek ona söylerdi bunu nereden biliyordu? Dostu kim bilir ne acılar çekmişti.

Toprak, Elina, İpek dostlarına veda edemeden gelmişti gurbet eline. Bunun için onlardan ve bedeninden özür diledi...


"Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç fark ettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış." dedi gözyaşları arasında. Ve özür dileyerek tamamladı sözlerini...


"Anlamadım, neden ki?" Cüda duyamıyordu hiçbir şeyi küçük bir çocuktu şu an büyümek istemedi, öylece ağladığı usulca. Dostuna ve ailesine kavuşma vaktiydi belki de? Kim bilir belki de bu hikaye başlamadan intikam alınmadan bitecekti...

"Cüda." dedi Aden korku ve panikle, "İyi misin? Çok kötü görünüyorsun." İyi değildi hem de hiç iyi değildi. Evet kötüydü dışarıdan görülebilecek kadar kötüydü. Cüda yine duyamadı. Hiçbir tepki veremedi hançere baktı. Aden sadece Cüda'yı izliyordu ne olacağını, ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Ve Cüda aniden sol bileğini açıp intihar etti...

ASTRAL İNTİKAM/Düzenleniyor(Yariaskerkurgu)Место, где живут истории. Откройте их для себя