18

250 34 11
                                    

4k'lık uzunca bir bölümle geldim, lütfen satır arası yorumlarınızı eksik etmeyin 🙏🏻✨🪄
___

sarılmalar yetmiyordu ikisine de. ne apartman girişinde ne de evde, adil erdem'in odasında sarılmak, ikisinin de içindeki hasreti biraz olsun azaltmıyordu.

"bu kadar çok özleyeceğimi tahmin etmemiştim" derken burnunu kumralın boyun girintisinde sürterken sesinin boğuklaşan tınısının ilteriş'i ne hale soktuğundan haberdar değildi adil erdem.

konuşurken dudaklarının usul usul değdiği tenin nasıl alevler içinde yandığını hayal edemezdi.

o dudakların teninde gezinip dudaklarında soluklanmasını ne denli istediğini dile getiremezdi ilteriş. oysa mesajda ne kolaydı. rahatlıkla seni öpmek istiyorum diyebilmişti fakat şimdi öyle miydi? gözlerinin içine bakarken, nasıl utanıp kızarmadan söyleyebilirdi? üstelik, ya kendisinden iğrendiğini hissedecek olursa? o zaman ne yapardı?

düşünceler arasında kaybolup gittiği esnada yanağında hissettiği dudaklarla kendine geldi ilteriş.
adil erdem onu öpüyordu hem de hiç öpmediği kadar yoğun bir hasretle.

adil erdem iki avucunun içine aldığı yüzde, göz göze geldikleri an, önceliği uğruna bin ömür yetmeyen gözlere verdi. çok seviyordu ilteriş'in gözlerini, sanki allah o gözleri kendisi için yaratmıştı. gözlerden daima yumuşacık olan yanaklara indi, dudak kenarında soluklandı.

alnını ilteriş'in şakağına yaslayıp gözlerini kapattı. içten bir sınav verdiği belliydi. nitekim öyleydi de, neticede karşı cinsten dahi olsa, nikahsız el sürmeyecek kadar inançlı biriyken, kendi cinsinin dudaklarıyla susuzluğunu gidermek istiyordu. doğruyu yanlışı tarttı kendi içinde.

birkaç saniyelik dinlenmenin, kendini dinlemenin, ardından tekrar aşık olduğu gözlere baktı.
"seni öpebilir miyim"

günlerdir bir yudum suya hasret kalmış gibi kuruyan boğazı bir cevap vermesine mani olunca başını sallamakla yetindi ilteriş. sonunda ab-ı hayat suyuna kavuşuyor olmanın heyecanı bir yaprak gibi titretiyordu bedenini.

önce philtrum (sus çizgisi) 'a uğradı adil erdem, zira rivayet olunur ki, insanlar dünyaya gelmeden önce melekler dudakları ile burunları arasındaki bölgeye parmaklarıyla bastırıp gördüğü her şeyi unutması için sus dermiş, sus ve gördüklerini, bildiklerini unut.

adil erdem, ilteriş'in sustuğu, unuttuğu ne varsa dudaklarına aksın istediğinden yedi saniye boyunca sus çizgisini öptü. kapalı göz kapaklarını aralayıp kendisine yaşadığı duygu yoğunluğundan neredeyse ağlamak üzeriymiş gibi bakan sevgilisini görünce, gözlerini ayırmadan dudaklarının üzerinde soluklandı.

iki et parçası birbirine yalnızca temas ediyor olmasına rağmen, adil erdem ilteriş'in gözlerine dolan yaşlardan bir damlasını kendi sağ gözünden akıttı. bu öyle kutsal bir andı ki tüm aşk kitaplarında ve destanlarda yazılması gerektiğine kanaat getirdi.

birkaç saniye sonra ilteriş dudaklarını araladığında, içinden gelen dürtüyle kavradı kumralın üst dudağını. usul usul öptüler birbirlerini, hırstan ve şehvetten uzak. kavuşma arzusu ve tamamlanma gayesiyle yavaşça karıştı dudakları birbirine.

ilk geri çekilen adil erdem oldu, fakat ilteriş çok zaman vermedi nefeslenmesine. tekrar dudaklarını birleştirdiğinde bu kez nispeten daha hızlı, daha sert ve doymayacaklarını bildikleri o lezzete daha açlardı.

ilk öpüşme, sadece iki et parçasının birleşimi değildi onlar için. bir fitilin ateşlendiğini ve sönmesinin imkansız olduğunu gösteren ilk hamleydi. o kavuşma anından sonra, ne zaman gözleri birbirine değse, bir minik buse kondurdular dudaklarına. nefes alıp vermek gibi bir hale gelmişti artık onlar için.

İLTERİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin