-17-

2.5K 126 29
                                    


Bölüm 17: "Gerçek Yüz"

-

Berk sinsice sırıttı, "Demek birbirinize sonsuza dek değer vereceksiniz, ha?"

Şaşkınlıkla Berk'e bakmaya devam ettim, "S-senin burada ne işin var?"

Yüzündeki sırıtış kayboldu ve büyük bir ciddiyetle kaşlarını çatıp önce Barkın'a daha sonra bana baktı, "Asıl senin burada ne işin var?"

Şu an söyleyemezsem ne zaman söyleyecektim, yalan söylememeye karar verdim. "Barkın'la konuşmaya gelmiştim."

Berk tekrar sırıttı, "Konuşmaya mı?" başını önüne eğdi ve derin bir nefes alıp tekrar bana baktı, "Daha çok sen ağladın, o da bana küfürler yağdırıp sana teselli verdi. Değil mi?"

Ne yani, bizi mi dinlemişti? Bu kadar psikopat mıydı bu çocuk? "Bizi mi dinledin Berk?"

Sırıtmaya devam etti, bu surat ifadesinden fazlasıyla sıkılmıştım. "Pamir'e cüzdanını vermek için gelmiştim, bende kalmış. Odasının önüne geldim ve duyduğum sesler ağlama sesleriydi." bu sefer yapmacık bir şekilde gülümsedi ve arkamda duran Barkın'a baktı, "Sevgilime benim hakkımda teselli veren birisinin sesleri."

O sırada Barkın daha fazla dayanamamış olacak ki konuştu, "Senin yaptığın piçlikler hakkında teselli verdim evet, ne olmuş?"

Berk bir anda kaşlarını çattı, "O benim sevgilim, ona teselli verme. Onunla konuşma. Ondan uzak dur!"

Barkın bir anda öne atıldı, ellerine baktığımda yumruklarını sıkıyordu. 'Sakın kavga etme' dercesine kolundan tuttum ve sıktım.

Barkın önce bana baktı daha sonra tekrar kaşlarını çatarak Berk'e baktı, "Ulan sen kimsin ki? Sen Eva'nın hayatına gireli ne kadar oldu?" hafifçe kahkaha attı, "Bir ay mı? Yoksa iki ay mı? Kendine gel lan! Kimse Eva'ya benimle konuşmasını yasaklayamaz. Eva'yı ancak ben kısıtlarım, birde ailesi."

Berk sustu, önce sustu. Daha sonra bana baktı, "İzle ve gör."

Berk ani bir şekilde kolumu sıkıca tuttu ve beni kendine doğru çekti. Bunu beklemediğim için reflekslerim hiç bir şekilde çalışamamıştı, belli ki Barkın'da beklemiyordu çünkü onunda reflekslerinde tek bir hareket olmamıştı.

Çığlık attım fakat Berk konuşmama izin vermeden ağzımı boşta kalan eliyle sıkıca kapattı, sadece boğuk boğuk bağırış seslerim duyuluyordu.

Berk beni kendi odasına doğru sürüklemeye başladığında Barkın'da odaya girip eline önceden valizden çıkarttığı kemeri almıştı ve peşimizden koşuyordu. Fakat Berk çok hızlı ilerliyordu, benide peşinden sürüklüyordu.

Onu durdurmak için uğraşamıyordum bile, koşmamak için direniyordum fakat Berk'in kolumu sıkıca kavrayan eli buna izin vermiyordu. Büyük ihtimalle kan felan oturmuştu, gerçekten canım yanıyordu.

Barkın bize yetişemeden Berk'in odasına geldik. Berk kolumdan sıkıca tutarken kapıyı seri hareketlerle açtı ve beni içeriye fırlattı. Gerçekten fırlatmıştı, ani bir şekilde yere yapışmıştım. Şu an hem kalçam hem belim hemde kolum acıyordu. Sersemlemiştim.

O anda yanağımdan sıcak bir şey akmaya başladı, ne olduğunu anlamak için elimi yanağıma koydum. Elime baktığımda gördüğüm şey kırmızı bir sıvıydı. Kan. Başım kanıyordu.

Sadece Arkadaş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin