ben merdivenlerden yavaş yavaş çıkardım
ve her sabah balkonda oturup,
yoldan geçenlere bakardım
hayatı olduğu gibi yaşardımbeni bir kere ağlarken görmemişsindir,koyō
gülerken de görmemişsindirsana demiştim
necmiye teyze çamaşırları çarşambaları asar
oğlu çarşamba günü asmıştı kendini
benim her gece yattığım odada.ben merdivenlerden yürürüm,
dalgın dalgın
necmiye teyze yardım istemez benden
ölümün ona yaklaştığını,
kimseye belli etmek istemez.oğlu çarşamba günü aşmış kendini
benim kaldığım odada
necmiye teyze ağlamamış oğlunun cenazesinde
neden diye sormadım hiçbir zamankoyō,ben merdivenlerden yürüyorum
ağır ve dalgın
ağlamayacağıma söz verdim ama
bazen istemeden ağlıyorum
merdivenler bile yoruyor bazen,
merdivenlerden nefret ediyorum.
çarşambalardan nefret ettiğim gibi.sabahları insanları izliyorum
necmiye teyzenin oğlu neye benzerdi
onu düşünüyorum.bazen de seni düşünüyorum.
bana hissizleşmemi söyledin,
hisler ruhlarda barınır derdin
ruhumu bir ceza için tanrıya verdim.
ruhsuz oldum ama hissiz olmadım.
koyō,
merdivenlerden çıkmak yorucu hale geldi
bugün çarşamba.
ah şu çarşambalar
![](https://img.wattpad.com/cover/367534114-288-k698783.jpg)