BÖLÜM 13

154 12 26
                                    

Çünkü gülüşü minhoya benziyordu minhoyu unutmaya başlamıştım bu adamda bir anda gülünce aklıma geldi benim yüzümden ölmüştü minho

kendimi yerde buldum kalkmaya çalışıyordum ama vicudum sanki taş olmuştu hareket edemiyordum minhonun sesi kafamda yankılanıyordu

Yanıma newt ve gally koştu newt çok korkmuş görünüyordu "diana iyimisin" diye sürekli soruyordu newt. sanki bedenimi başka biri yönetiyordu gözlerimden yaşlar akıyordu ama konuşamıyordum yanımda o adamda vardı elimden tutuyordu

Ağzımdan tek kelime "minho" oldu sonra gözlerim kapandı göremiyordum ama duyabiliyordum newt o adama "ne dedim ona onuda kaybedemem" diyerek kavga ediyordu en sonunda polisler gelip ayırdı benide hastaneye götürdüler

Uyandığımda yanımda kardeşim ve newt vardi uyandığımı fark edip kardesim "abla iyimisin" dedi elimi tutarak gülümseyip "sen ablan olduğunu hatırlarmıydın" dedim gülümsedi "hiç unutmadım sadece kırgındım" dedi biraz bekleyip "yanii kırgındık" dedi ve yana çekildi newt gözüktü oturuyordu bana bakıyordu

Sonra ayağa kalkıp "maria bizi biraz yalnız bırakırmısın" dedi Maria tamam anlamında başını sallayıp çantasını alıp çıktı

Newt öyle deyince aklıma minhonun öldüğü gün geldi ona bakıyordum o da bana bakıyordu konuşmaya başladım "benim için niye telaşlandın" dedim önce derin bir nefes aldı sonra nefesini verip konuşmaya başladı "sana çok kızsam bile sen minhonun canından bir parçaydın senide kaybedemem ve anladım sevgilin olsa bile minhoyu unutamıyorsun... minhoyu unutmak için sevgili yapma biz varız mutlu olman için elimizden geleni yapacağımızı biliyorsun" dedi

Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum "minhoyu çok özlüyorum onu unutmak istemiyorum ama her aklıma geldiğinde acı çekiyorum benim yüzümden öldü o adamda minhoya çok benziyordu minho gibi gülümsedi panik atağım tuttu sanırım" dedim ağlayarak

Newt bana sarılarak "senin yüzünden ölmedi biz onu tutamadık" dedi

Bir kaç saat sonra akşam olmuştu evde daraldım dışarı çıkmak istedim sadece üstüme bır hırka alıp çıktım okyanusun kıyısında oturup okyanusu izledim bir kaç dakika sonra yanıma biri oturdu ona baktığımda sabahki adamdı

"Bana bakıp bu saatte okyanusun kenarında oturup okyanusu izleyecek kadar ne oldu sana" dedi gülümseyip "okyanusu seviyorum benim gibi çok karışık izlemekte terapi gibi geliyor" dedim "aferin sana o zaman" dedi güldüm oda güldü "bu arada senin adın ne?" Dedim biraz düşündü sonra tam ismini söyleyecektiki

Justin yanıma oturdu "ne işin var senin burada" dedim sinirli bir şekilde "seni özledim lütfen barış benimle" dedi "siktirip gidermisin kardeşim yoksa polisi arayayımmı" dedim "anladımki senden hayırlı bir söz yok" deyip kalktı "ha söyle yola gel" dedim gitti

Adam bana bakıp "kimdi o" dedi "şey eski sevgilim" dedim kıracak birşeymi söyledim anlamadım ama üzgün şaşkın ve kızgın bir şekilde "eski sevgilinmi?" Dedi sessizce "evet" dedim "anladım neyse ben gideyim artık seni okyanusla yalnız bırakayım" dedi

Gitti ismini yine öğrenemedim kesin yanlış birşey dedim çok üzüldü belliydi çok takmadan okyanusu izlemeye devam ettim

Yarım saat sonra üşümeye başladım kalkıp eve gittim çok uykum vardı hemen uyudum

Sabah olduğunda hemen günlük işlerimi halledip işe gitmeye başladım çok mutluydum herkesle barışmıstım üstümden büyük bir yük kakmıştı sanki

İşe giderken gallyi gördüm sohbet ettik bugün akşam bir eğlence olacakmış okyanusun kenarında aslında gitmek istemiyordum ama gally çok ısrar etti (he he tamam kesin öyledir) bende kabul etmek zorunda kaldım sonra gally işine gitti bende işime gittim

(Çok uzatmayacam akşama geçelim)

kardeşim evime gelmişti beraber hazırlanıyorduk çok güzel beyaz prensesler gibi bir mini elbise giymiştim şaçımı açıp düzleştirmiştin kardeşimde uzun parıltılı siyah bir elbise giymişti saçınıda toplamıştı

Partiye gittiğimizde kardeşim hemen thomasın yanına gitti benimde gözüm arkası dönük elinde içecek olan dünkü adamı kesti dün tam eşyalarını vermedikleri ve yaralarını temizlemedikleri için tanıyamadım

Ama şimdi ensesindeki isyan işaretini görünce anladımki bu minhoydu gözlerim dolmuştu dokunsalar ağlayacaktım newt yanıma geldi "diana iyimisin" dedi ama cevap vermeden o adamın yanına gittim kolunu tuttup kendime çevirdim

Dolmuş gözlerimi görünce telaşlanmış bir hali vardı newt yanımıza geldi  "minho sen gerçekmişin" dedim titreyen sesimle gözlerimden yaşlar akmaya başladı

Newt bi bana bakmıyordu bir de ona son olarak bana bakarak  "diana dün biz seninle ne konuştuk minhoyu unutman lazım harap ettin kendini" dedi ama çok belliydi newtte şüphelenmişti newtti dinlemeyerek "boynunda isyan işaretini unutmuşsun" dedim ağlayarak

Sonra konuşmaya başladı derin bir nefes aldı ve bıraktı önce başını salladı

Ve sonra "evet benim ölmedim" dedi

Oy oy gelmiş benim aşkım neyse ciddiyet artık yazmaya üşenmiyorum ama diğer bölümü oylar ve yorumlara göre yapıcam 😈 devam et yazdığınız anda yazarım 🥲 söz ha bide!!! oy verirseniz bu zavallı kulu 🥺 mutlu etmiş olursunuz bacılarrrr💓💖💕🎀

labirent minho ileWhere stories live. Discover now